İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle mahkemenin şikayet talebini hatalı yorumladığını ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştirildiğini takipten haberdar olunca yasal süre içerisinde itiraz dilekçesinin icra müdürlüğüne verdiklerini icra müdürlüğünün takibin durdurulması taleplerini reddettiğini red kararını şikayet ederek itirazın süresinde olduğunun tespitini istediklerini red kararının kendilerine tebliğ edilmediğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
DAVA Borçlular İcra Mahkemesine başvurularında; sair itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, diğer borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinin 06.11.2020 tarihi olarak kabulüne, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı olmaması nedeniyle takibin iptaline, aksi kanaat halinde borca ve işleyecek faiz talebine yönelik itirazların kabulüne ve alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, borçlulara yapılan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şikayet ve itiraz nedenlerinin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın reddine, borçlular aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emri tebligatının iade olduğu, bunun üzerine çıkarılan tebligatın, tebligatta mernis adresi şerhi bulunmadan posta memuru tarafından TK'nın 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 07/02/2022 olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, davacının bildirdiği tarihten önce kendisi ile yapılan görüşmeler nedeniyle takipten haberdar olduğunu, bu nedenle şikayetin süreden reddi gerektiğini, şikayet dilekçesi kendilerine tebliğ edilmeden karar verilmesinin savunma haklarını kısıtladığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 18/3. maddesi gereğince, şikayet hakkında duruşma açılmadan karar verilmesi olanaklı ise de, bu durum davalıya (varsa vekiline) şikayet dilekçesi tebliğ edilmeden doğrudan karar verilebileceği anlamına gelmez....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, tebligatın usulsüzlüğünü, şikayet yolu ile icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
Mahkemece, şikayetçinin dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuken korunmaya değer yararı olsa bile borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin ancak borçlu tarafından yapılabileceği, şikayetçinin ise alacaklı konumunda bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, sıra cetvelinde alacaklı konumunda olan şikayetçinin diğer bir alacaklı olan şikayet olunanlar tarafından girişilen takiplerde ödeme emirlerinin takip borçlularına usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayet yoluyla sıra cetveline itiraz edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İİK'nun 142/son maddesi "itiraz alacağın esas ve miktarına tallûk etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yolu ile tetkik merciine arz olunur." hükmünü içermektedir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede yapılmalıdır. HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. HGK'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere muhatabın beyan ettiği tarihin aksi tarih beyanıyla ispat edilemez. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, icra dosyasında şikayetçiye 19.02.2014 tarihinde “adreste muhatabın kendisine” P şerhi ile 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmüştür....
nun 134/2. maddesinde; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler." hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasında ise; ''Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahara vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.'' düzenlemesi öngörülmüştür. Bu durumda, yukarıda değinilen açık yasa hükmü uyarınca; ihalenin feshi, kural olarak ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. Ancak kendisine satış ilanı tebliği gerekip de; satış ilanı tebliğ edilmeyen veya usulsüz tebliğ edilen ilgili açısından şikayet süresi, ihaleyi öğrendiği tarihten başlar....
Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258, 1991/344 Esas ve Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ıspatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih, 1967/172-107 Esas ve Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ıspat edilemez....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda borçlu ...'a gönderilen ilk örnek 7 ödeme emrinin 17/09/2015 tarihinde yapılan tebligatının iade edildiği, son tebligatın da 10/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan bu ödeme emrinin usulsüzlüğünün şikayet konusu olduğu fakat borçlunun anılan şikayetinden önce 30.05.2016 tarihinde yaptığı başvuru ile ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/306 Esas sayılı satış sırasına itiraz davasında, aynı icra takibine dair şikayette bulunulduğu da görülmektedir. Dolayısıyla borçlunun 30.05.2016 tarihinde anılan takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı anlaşılmıştır....