Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebi bakımından yapılan incelemede; davacı vekili tarafından icra dosyasındaki icra emrinin farklı bir avukata tebliğ edildiği gerekçesiyle usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi talep edilmiş ise de, usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayetin İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde iş bu takibi 15/12/2021 tarihinde öğrendiklerini belirttiği, yine icra dosyasına bakıldığında 21/12/2021 tarihinde davacı tarafça usulsüz tebligat şikayetine ilişkin dilekçe sunulduğu, bu durumda takipten 15/12/2021 tarihi itibariyle haberdar olunmasına rağmen, davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17/01/2022 tarihinde açıldığı görüldüğünden, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süreden reddine, yine davacı tarafından icra emri tebliğ edildikten sonra takibin...
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve diğerleri hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde davacılar tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu, ıttıla tarihinin 24.11.2020 olması sebebi ile tebliğ tarihinin bu tarih olarak düzeltilmesini ve icra müdürlüğünün itirazlarına rağmen takibin devamına karar verilmesi yönündeki 09.12.2020 tarihli kararının kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın süre aşımından reddine karar verildiği, davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....
Mad. 38 hükmü gereği ceza sorumluğunun kişisel olduğunu, ödeme emrinin bizzat taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken tebliğ edilmediğini, İcra İflas Kanununun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için alacaklı vekilinin icra müdüründen borçlunun kendisine tebligat yapılmasını istemesi gerektiğini, böyle bir talebin olmadığını, icra müdürlüğünce yapılan usulsüz tebligat ile dosya kesinleştirilme işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edildiğini, şikayetin süresinde olmadığını, davacı T1 icra dosyasının tarafı olmadığından şikayet hakkının da bulunmadığını şikayetin reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Şikayetin kısmen kabulüne, Davacıya Gelibolu İcra müdürlüğünün 2019/194 esas sayılı dosyasından tebliğ edilen ödeme emrinin ıttıla tarihinin 09/06/2020 tarihi olarak tespitine, Davacının kesinleştirme işleminin iptali talebinin reddine dair karar verilmiştir....
Öte yandan; İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Somut olayda, şikayetçi borçlulara hesap kat ihtarı tebligatları yapılmış olmakla, tebliğlere en geç 28.6.2019 olan icra emri tebliğ tarihinde muttali oldukları nazara alındığında, 09.8.2019 tarihinde yapılan ihtarname tebliğ usulsüzlüğü ile takip dayanağı belgenin aslının icra dosyasına sunulmadığına ilişkin iddialarının 7 günlük şikayet süresi içerisinde olmadığı görülmektedir....
DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın karar verilmesine yer olmadığına,karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı alacaklı vekili, haczin İİK’nin 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük kararının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, borçlu ... tarafından açılan usulsüz tebligat şikayeti nedeni ile mahkemelerinin 2015/269 Esas, 2015/526 Karar sayılı kararı ile borçlu ... adına çıkartılan örnek 10 ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak bildirilen 20/05/2015 tarihi olarak düzeltilmesine ve kesinleşme tarihinden önce yapılan haciz işlemlerinin iptaline karar verildiği, şikayetin bu nedenle konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Bu kez, şikayete konu taşınmazın ihalesinin yapıldığı, Ayvalık İcra Müdürlüğünün 2013/722 Talimat sayılı dosyasının incelenmesinde; şikayetçi borçluya satış ilanın 10.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun ise şikayet dilekçesinde satış ilanı tebligatının usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürmediği görülmüştür. O halde mahkemece; şikayetçi borçluya satış ilanın 10.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 17.11.2014 tarihinde yani yedi günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde ve aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı borçlu adına çıkan ödeme emri tebligatının ceza evi adresi yazılarak ceza evinde bizzat tebliğ edildiği, ancak icra müdürlüğünce İİK'nın 54. maddesi hükmüne göre işlem yapılmadığından, ödeme emri tebliğ işlemi usulsüzdür. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında davacı borçlunun takipten dava tarihinden önce haberdar olduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanmamıştır....
Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu m. 32 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.53/1 uyarınca kendisine usulsüz tebligat yapılan muhatap tebligatı öğrendiği andan itibaren tebliğ geçerli sayılacağını,Davacı İstanbul 10....
HD, 25.04.2018, 2018/2149 2018/3619 E K) somut olayda; Yargıtay kararındaki ilke ve belirlemeler de gözetilerek, takip dosyasında borçlu asile yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptal edilmeyerek, ödeme emrinin şikayet eden borçlu vekiline tebliğ edilmesi, tebligatın vekile yapılması ile takip kesinleştirildikten sonra takip işlemlerine devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile icra emrinin şikayet eden borçlu vekiline tebliğ edilmesine, hacizlerin fekkine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. HMK'nın 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunludur....
İcra Müdürlüğünün 2019/43926 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını müvekkilinin icra takibinden 24/05/2022 tarihinde sigortalı olarak çalıştığı şirkete maaş haciz müzekkeresi gönderildiğinde haberi olduğunu, müvekkiline karşı hukuka aykırı olarak sahte senetten kaynaklı olarak başlatılan icra takibinin de usulsüz olarak müvekkilinin annesine yapıldığını, müvekkilinin tebligatın gönderildiği adreste ikamet etmediğini, uzun yıllardır yurt dışında olduğunu, sahte senetle icra takibi yapanların kötü niyetli olarak usulsüz tebliğ yaptırıp takibi bir şekilde kesinleştirip, müvekkilini mağdur ettiğini, tebliğ mazbatasında gerekli hususların araştırılmadığını, gerekli şerhlerin düşülmediğini, yapılan tebligatın usulsüz olarak yapıldığını ve usulsüz tebligata ilişkin olarak yapılan haciz işlemlerinin geçerli olmadığını, müvekkilinin alacaklı olarak gözüken T3 tanımadığını, icra takibine konu senetteki kaşe ve imzanın kötüniyetli olarak uydurulduğunu, kaşe üzerindeki imzanın da müvekkiline...