Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve T2 aleyhine Tebligat Kanunu Hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğini belirterek şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emrinin iptaline, müvekkilleri Hatice Günay Özdemir ile T2 yönünden usulsüz olarak yapılan tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve 103 davetiyesi tebliğlerinin usulsüz olduğu, tebliğ tarihlerinin iptali ile ıttıla tarihi olan 21.12.2015 olarak düzeltilmesine, kıymet takdiri davasının ve meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....

    Lehine ipotek tesis edilen TEB AŞ.' aynı zamanda takip alacaklısı olup şikayet tarihi itibarıyla hem Mersin 7. İcra Dairesi'nin 2017/8348 E. Sayılı dosyasında alacaklı olduğundan ve ipotek zorunlu ipoteklerden olmadığından şikayet tarihi itibarıyla meskeniyet şikayeti yönünden alacaklı haklıdır. Bu nedenlerle meskeniyet şikayetinin konusuz kalması sebebiyle HMK.nun 355/1, 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayeti kesinleştiğinden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 7. İcra Müdürlüğünün 2017/8348 E. Sayılı icra takibindeki davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesi tebliği işleminin iptaline, şikayete konu takipten vazgeçildiğinden meskeniyet şikayeti konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmasına, her iki taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: yukarıda açıklanan gerekçelerle, 1- Mersin 5....

    Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Tebliğ mazbatasında, ...'ın okuma yazma bilmediğini beyan ettiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut bilgi, belge ya da tanık beyanı olmadığı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazının da süresinde olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini aynen tekrarlamış, bundan başka şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanıldığını, tanıkların bildirilmesi için süre verilmediğini, gerekli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

      Hakkında meskeniyet iddiasında bulunulan bu taşınmaz haczine ilişkin olarak 27.05.2014 günü düzenlenen 22 örnek davet kağıdının ise 28.05.2014 tarihinde vekili yerine borçlu asilin bizatihi kendisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin, tebligatın kendisine yapılması gerektiği halde müvekkiline yapılması sebebi ile haciz bildirimine ilişkin 28.05.2014 tarihli tebligatın usulsüz olduğunu beyanla 02.06.2014 tarihinde şikayette bulunduğu, Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.06.2014 tarih ve 2014/217 E. 2014/200 K. sayılı kararı ile; “103 davetiyesinin vekil ile birlikte asile de tebliğ edilmesi nedeni ile tebliğ işleminin iptalinin gerekmediği” belirtilerek borçlunun bu husustaki isteminin reddine karar verildiği görülmektedir....

        İcra Müdürlüğünün 2018/10797 E. sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı diğer borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip takip başlatıldığı, örnek 9 ödeme emrinin davacı borçlu T1 11/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

        Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Söz konusu icra takip dosyasında usulsüz tebliğe ilişkin, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önceden muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 27.04.2015 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve bu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir....

          Borçlu tarafça ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlu şikayet konusu işlemi 17/05/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş, dava 21/05/2019 tarihinde açılmış olup, süresindedir....

          O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmemiş olması doğru değildir. Öte yandan borçlu malik meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmazla ilgisi olmayan ...'ın şikayet hakkı bulunmadığına göre ... yönünden şikayetin bu sebeple reddedilmemiş olması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....

            Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez (Yargıtay 12.HD'nin 16/06/2020 tarihli, 2019/8587 Esas, 2020/4815 Karar sayılı içtihadı) Somut olayda, davacı borçluya 7 örnek ödeme emri 21/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmüştür. Davacı vekili her ne kadar takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 12/09/2019 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, davacı taraf 07/08/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilen kıymet takdiri üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 12/09/2019 tarihinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....

            UYAP Entegrasyonu