Somut olayda, borçlu vekili tarafından, icra emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğü ileri sürülmüştür. Tebligat mazbatasının incelenmesinde... isminin çizilerek yerine ...yazıldığı, ayrıca “muhatabın aynı adreste ikamet ettiğini beyan eden ehil yeğeni ...i” şerhinin bulunduğu görülmüştür. UYAP sorgusundan ve dosya içerisinde bulunan kayıtlardan ...’ün, borçlu Hüseyin’in kızı olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen yeğenine tebligat yapıldığı şerhi taşıyan tebligat mazbatası ile borçlu...e yapılmış usulüne uygun bir tebligatın varlığından söz edilemez. Şikayetin kabulü ile icra emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ve hacizlerin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
Kışlası'nda erat olarak silah altında askerlik görevinde bulunmakta olduğunu ve 28.01.2016 tarihinde müvekkilinin adresine gönderilen tebligat 7201 tebligat kanununun 14. ve 22....
iddiasına ilişkin varakanın alacaklı ve borçluya tebliğ edildiğini ancak taraflarca istihkak iddiasına itiraz edilmediğini, bu nedenle istihkak iddiasının kabul edilmiş sayıldığını ve haczin kaldırılması gerektiğini, bu doğrultuda icra müdürlüğüne istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılması sebebiyle haczin kaldırılması talebinde bulunulduğunu ancak talebin usul ve yasaya aykırı şekilde reddedildiğini beyan etmiş, müdürlük kararın kaldırılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü ve terditli olarak hacizlerin kaldırılması ve icranın geri bırakılması şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; her ne kadar ilk derece mahkemesince şikayet esastan incelenerek kısmen kabul kısmen red kararı verilmiş ise de, alacaklı tarafından istihkak davası ile borçlunun takibe muttali olduğu iddia edildiğinden Konya 3....
İcra Dairesinin 2013/4422 esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine takip başlatıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, ancak adrese tebliğ yapılamadığı gerekçesiyle tebligatın 26/06/2006 tarihinde Tebligat Kanunu'na aykırı olarak muhtara bırakıldığını ve takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin emekli maaşındaki haczin kaldırılması için talepte bulunarak haczin kaldırıldığını, borcun sebebini bilemediğini, kendisinin 20/07/2021 tarihinde dosyanın fotokopisini almak için müracaat ettiğinde senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını teyit ettiğini belirterek ödeme emri öğrenme tarihinin ilgili tarih (20.07.2021) olarak düzeltilmesine, borca itirazın süresinde olduğunun tespitine ve tüm hacizlerin kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun 13/01/2015 havale tarihli dilekçesi ile; 24/06/2013 günü yapılan ödeme emrine ilişkin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve takibe konu senedin teminat amacıyla verilmesi nedeniyle kambiyo vasfına haiz olmadığını ileri sürerek takibin ve satışın durdurulmasını, hacizlerin kaldırılmasını ve alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, mahkemece ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itiraz yönünden, takibin niteliği gereği icra dairesine süresinde bir itiraz olmadığından...
göre geçici olarak bulunmayış olarak nitelenmesi gerektiğini ve bu maddeye göre tebligat yapılması gerekirken, usule uygun bir tebligat yapılmadan, TK'nın 35. maddesine göre tebligat yapılmasının müvekkilinin tebligat içeriğinden haberdar olmasının önüne geçtiğini, TK'nın 35. maddesinin uygulanmasına ilişkin koşulların oluşmadığını belirterek, ödeme emri tebliğ tarihinin 18/11/2021 olarak düzeltilmesine ve müvekkilinin taşınmazına ve bankalara konan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve mahkemenin şikayete konu ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihteki davacının mernis adresine göre değil, en son mernis adresine değerlendirme yapmış olmasının hatalı olduğu, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olması sebebiyle şikayetin reddi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamsız takipte takip borçlusu tarafından açılan tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2021/7076 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 800.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun Acarlar Mah., 28. Sok., No:20, İç Kapı No:1, Beykoz/ İstanbul adresine çıkarılan 7 örnek ödeme emrinin 24/12/2021 tarihinde TK'nın 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 05/01/2022 tarihli haciz talebinin kabulüne karar verildiği, borçlu vekilinin 06/01/2022 tarihinde yetkiye ve borca itirazlarını içerir dilekçe verdiği anlaşılmıştır. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır....
Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi, "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır..." hükmünü, Hükmün Kapsamı başlıklı 297/2. maddesi ise ''Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.'' hükmünü içermektedir. Somut olayda, borçlu, konulan hacizlerin 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddesi 6. fıkrası kapsamında da usulsüzlüğü ve kaldırılması talebinde bulunmuştur. Mahkemece, haczedilmezlik şikayetine konu mahcuzlar borçlu tarafa açıklattırılıp, nitelikleri de göz önünde bulundurularak, anılan yasa kapsamında inceleme yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....