İcra Müdürlüğü'nün 2014/1255 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıkları, akabinde 08/07/2014 tarihli haciz talebinde bulunulması üzerine şikayet eden ...’a ait ... İli ... İlçesi Cumhuriyet Mah. 1035 Ada 15 Parselde kayıtlı 15 numaralı bağımsız bölüme 15/07/2014 tarihinde haciz konulduğu, haczedilmezlik şikayet tarihi ise 04.07.2014 olup, haciz tarihinden önce şikayet yoluna başvurulduğu görülmektedir. O halde mahkemece, meskeniyete ilişkin haczedilmezlik şikayet tarihi itibarıyla sözkonusu taşınmaz üzerinde haciz mevcut olmadığı gözetilerek borçlunun icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmadığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce maddi hataya müsteniden onandığı anlaşılmakla, alacaklıların karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
İİK.nun 82/4. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce, yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Şikayete konu traktör üzerine haczin konulduğu tarih nazara alındığında, İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmüne göre; alacaklının, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebileceği, 110. maddesine göre ise; yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı öngörülmüştür....
Somut olayda, alacaklının takibin kesinleşmesinden sonra 05.05.2014 tarihinde haciz talep ettiği, borçluya ait taşınmazlar üzerine 08.05.2014 tarihinde haciz tatbik edildiği ve borçlunun 26.05.2014 tarihinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak haczedilmezlik şikayetin kabul olunduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvuru tarihi ve temyize konu olan karar tarihi itibariyle, şikayete konu taşınmaz hacizleri yönünden İİK'nun 106/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık satış talep etme süresi dolmamıştır ve dolayısıyla aynı Yasanın 110. maddesi uyarınca haczin kalkması söz konusu değildir. O halde, mahkemece, taşınmaz hacizleri yönünden haczedilmezlik şikayetinin esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, borçlu vekilinin 04/11/2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itirazının yanı sıra ödeme emrinin 28/10/2015 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek tebligat usulsüzlüğü iddiasında bulunduğu görülmekle, TK'nun 32. maddesi gereğince 28/10/2015 tarihinde tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 20/11/2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek ret kararı verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emri tebliği işleminin usulsüzlüğü nedeniyle icra müdürlüğü nezdindeki itirazının süresinde olduğunun tespitine yöneliktir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12. maddelerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Şikayet tarihinden önce haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, borçlu davacı veya vekiline icra emri tebliğ edilmeden, davacı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine 17/05/2019 tarihinde haciz konulduğu, davalılar vekilinin talebi üzerine 27/09/2021 tarihli karar ile borçlu davacıya veya vekiline tebligat çıkartılmadığına karar verildiği ve davalılar vekilinin 28/09/2021 tarihinde hacizlerin kaldırılmasını istediği anlaşılmaktadır. Şikayet tarihi olan 27/09/2019 tarihi itibari ile kesinleşen bir takip bulunmadığından, geçerli bir haczin varlığından söz edilemez....
Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; şikayet dilekçesi içeriğini tekrar ederek ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, tebliğlerinin bilinen son adrese tebliğe çıkarılmadığını, tebliğ mazbataları üzerinde tahrifat yapıldığını, tebliğlerin düzeltme/adres değiştirme sonrasında hangi adrese yapıldığının belirsiz olduğunu, beyanı alınan komşunun imzasının alınmadığını, tebliğ zarfında ismi belirtilen kişinin komşusu olmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi. 3. Değerlendirme 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, ancak şikayet dilekçesinde yanlış icra dosya numarasını bildirdiği, mahkemece taraflarla ilgisi olmayan bu icra dosyası getirtilip incelenerek, alacağın tahsil edildiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup, şikayet HMK'nun 118. maddesi anlamında bir dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıması zorunlu değildir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda mirasçı borçlular, murislerine gönderilen ödeme emri ile İİK'nın 53. maddesi kapsamında taraflarına gönderilen muhtıranın usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet ile yenileme işlemlerinin usulsüzlüğü uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl ve birleşen davalar yönünden davacının ödeme emri usulsüzlüğü ve takibin iptali taleplerinin süreden, yenileme işlemlerinin usulsüzlüğü yönündeki talebin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararın asıl ve birleşen davalarda şikayetçiler tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurularının kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davada; ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5387 E. sayılı icra dosyasından ... ...'ın, muris ...'...
Haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük sürede yapılması gerekir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, 29.04.2013 tarihli haciz işleminde Borçlu Vekilinin hazır olduğu, 07.05.2013 günü haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu,7 günlük şikayet süresinin geçtiği anlaşılmıştır. Mahkemece; haczedilmezlik şikayeti süresinde yapılmadığından reddi gerekirken şikayetin kabulü ile hacizlerin yazılı gerekçe ile kaldırılması isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....