İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; takip konusu çeklerin takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, İİK'nın 33/a ve 71/son maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. II....
Başvuru bu hali ile icra emrinde talep edilen nafaka miktarının ve faizinin yanlış hesaplandığına yönelik şikayet ile itfa itirazına dayanmaktadır. Mahkemece ilamın TBK'nun 146-156.maddeleri değerlendirilmek suretiyle ilamın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle sadece nafakanın arttrılması davasının dava tarihi olan 19.08.2014 tarihinden takip tarihine kadar nafaka talep edilebileceği kabul edilmiştir. Oysa şikayet dileçesinde borçlunun zamanaşımı iddiası bulunmamaktadır. O halde mahkemece icra emrinde talep edilen nafakanın ve faizin fazla olduğu şikayeti, boşanma ilamı ve nafakanın artırılması ilamı dikkate alınarak incelenmesi gerekirken re'sen zamanaşımı nazara alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Takip dosyası incelendiğinde, şikayetçi borçlu tarafından yapılan meskeniyet şikayeti neticesinde, ... 6.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19.09.2012 tarih ve 2011/777 Esas, 2012/944 Karar sayılı kararı ile "taşınmazın 200.000 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, borçlunun ekonomik ve sosyal durumuna uygun kendisine taşınmaz alabilmesi için satıştan kalan 200.000 TL'nin kendisine ayrılmasına" karar verildiği, yine borçlu tarafından, ihaleden önce ... ... 3.İcra Hukuk Mahkemesi'ne (2014/755 Esas) yapılan başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet şikayetinde bulunulup satışın durdurulmasının istendiği, mahkemece, satışın durdurulması talebi reddedilerek 02.12.2014 tarihinde (ihaleden sonraki tarihte) meskeniyet şikayeti yönünden yetkisizlik kararı verildiği, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti çerçevesinde belirlenen bedelin, güncel verilere göre yeniden tespiti talepli olarak ... 21.İcra Hukuk Mahkemesi'ne (2014/280 Esas) yaptığı başvurunun ise, satış durdurulmaksızın...
Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 02/12/2020 tarih, 2020/270 E., 20220/2394 K. sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...Borçlunun başvurusunda, süresi içerisinde, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesini, sonra aynı takip dosyası için usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte terditli olarak, yetki itirazı, takip öncesi ve sonrası zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borca itirazın beş günlük süreye tabi olduğu, somut olayda itirazın 05.07.2019 tarihinde yapıldığı ve süresinde olmadığı gerekçesi ile "istemin reddine" hükmedildiği görülmektedir....
----gelişme geriliği olan evde bakım hastası ------ sonrası ------ edilmiş ve --- nedeniyle hastanemiz -----tarihinde----------- gelişen ve sonra -----nedeniyle hastanemizde nöroşirurji uzmanı tarafından----- takip edilen ---- açıldı. Hasta evde bakımına hazırlamak, evdeki ekipmanlarının temini, anne bakım eğitimi için bugün ---------- kliniğine interne edildi.” yazdığı, ------ tarihli epikrizinde:----- tanısı ile takip edilen hastanın balon yutma sonrası ---- --- danışılarak -----ilaçları kesilmiş.------ gündür olan ayaklarda ve karında sıçrayıcı hareketleri olması üzerine ----- yazdığı, ---- tarihli epikrizinde: “Tanı: ---- ----. ----- yazdığı, ------ tarihli epikrizinde: “Tanı: ---- tanımlanmamış. Hikaye: ------ ------ konsulte edilen hastaya mevcut beslenememe nedeniyle------planlandı. Ameliyat Notu-----açılması. Şikayet-Başvuru nedeni: ----- Daha önce ---- sonrasında---- nedeni ile --- takılmış....
Hukuk Dairesi'nin 25.11.2013 tarih, 2013/18598 E.-17560 K. sayılı kararı ile sair temyiz itirazları reddedilerek, süreye tabi bulunmayan limit aşımı şikayeti ile takip sonrası ödeme iddiasının esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönünde kararın bozulduğu, alacaklının karar düzeltme isteminin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 08.04.2014 tarih, 2014/5998 E.-6459 K. sayılı kararı ile reddedildiği, icra mahkemesince bozma ilamına uyulduğu halde sonuçta yine takip sonrası ödeme iddiası ile ilgili hüküm kurulmayarak, davanın reddi ile takibe konu ipoteğin limit ipoteği olduğunun kabulü ile 30.000 TL ipotek limiti ile sınırlı olmak şartıyla davacının yaptığı ödemelerin BK'nun 100. maddesi gereği dosya hesabında dikkate alınmasına karar verdiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, takip sonrası ödeme iddiasının esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi yönünden yapılan bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Müştekinin başvuru dilekçesinde cep telefonunu çaldırdığını ve sorumluların bulunmasını talep ettiği, bu aşamadan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında kendisine ulaşılamaması nedeniyle beyanının alınamadığı, müştekinin dilekçesinin ise yasal anlamda şikayeti içermediği, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulan kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya hakkında tasarruf suçunun şikayete tabi olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece TCK'nın 73/2.maddesinde belirtildiği üzere zamanaşımı süresini geçmemek kaydıyla şikayet hakkının müştekinin fiili ve failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı dikkate alınarak, dava zamanaşımı süresince müştekinin adresinin tespit edilip atılı suç nedeniyle sanıktan şikayeti olup olmadığının saptanması gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10.03.2011 tarihli ve 2010/734 Esas 2011/116 Karar sayılı ilamıyla; takip konusu asıl alacağın 22.987,06 TL, gecikme zammı alacağının 34.506,00 TL. toplam alacağın 57.493,06 TL olduğunun kabulü ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmek suretiyle tahsiline ve hüküm altına alınan alacak üzerinden %40 oranında alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.Alacaklı vekili anılan ilamı icra dosyasına sunarak, ilama uygun dosya borcunun hesaplanmasına ve borçluya muhtıra çıkartılmasını talep etmiş, İcra Müdürlüğünce şikayet konusu icra emri düzenlenerek borçluya tebliğ edilmiştir. İcra emrinde diğer alacak kalemleri ile birlikte, 22.987,06 TL icra inkar tazminatı ve 24.998,36 TL işlemiş faizin de ödenmesi istenmiştir....
Davalı alacaklı tarafından 21/05/2009 tarihinde 05/05/2008 tanzim 07/07/2008 vade ve 06/08/2008 vade tarihli iki adet bonoya dayanarak davacı ve dava dışı diğer iki borçlu hakkında kambiyo takibi yapılmış, ödeme emri davacıya 27/05/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 15/02/2010 tarihinde davacı adresinde haciz yapılmış, bu işlemden sonra dosya takip edilmemiş, 07/08/2016 tarihinde yenilenmiş, 13/11/2018 tarihinde açılan dava ile takip sonrası zamanaşımı nedeni ile takibin iptaline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. İcra takibinin dayanağı 05/05/2008 tanzim 07/07/2008 ve 06/08/2008 vade tarihli iki adet bono olup, takip dayanağı senetlerin düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.nun 661. maddesi gereğince zamanaşımı üç yıldır. Zamanaşımı, takibin başladığı 21/05/2009 tarihinde kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır....
Somut olayda, icra takip dosyasında borçluya ödeme emrinin 08.05.2009 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının 25.09.2009, 23.02.2010 ve 28.06.2010 tarihlerinde borçlu hakkında haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce 10.12.2010 tarihinde İİK.nun 143. maddesine dayalı olarak kesin aciz vesikası düzenlendiği görülmektedir. Aciz vesikasının icra müdürlüğünce İİK.nun 143.maddesine göre düzenlediğinin belirtilmesi karşısında, bu madde uyarınca verilmiş kesin aciz vesikası olduğunun kabulü zorunludur. Taraflardan her hangi birinin şikayeti sonucu icra mahkemesince iptal edilmediği sürece de geçerliliğini koruyacaktır. Bu durumda, kesin aciz vesikasının düzenlendiği tarihe kadar TTK'nun 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi geçmediği ve aciz vesikasının düzenlendiği tarihten şikayet tarihine kadar da İİK'nun 143/6. maddesinde düzenlenen 20 yıllık sürede dolmadığı ve takibin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmaktadır....