Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Şikayetçiler vekili, şikayet olunan borçlu ...'a ait aracın satımı sonucu düzenlenen sıra cetvelinde, satış parasının tamamının şikayet olunan ...'a verilmesine karar verildiğini, müvekkillerinin haciz tarihinin şikayet olunanın haczinden önce olduğunu ancak şikayet olunanın alacağının dayanağı olan ilama esas davanın açılış tarihinin kendi hacizlerinden önce olması sebebiyle satış parasının şikayet olunanla aralarında garameten paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet edilen ... vekili, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet edilen ..., şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ilk haczin alacaklısının takibinin, ilamlı takip olduğu hallerde, ilamın verildiği davanın açıldığı tarih olan 26.07.2010 tarihinden doğmuş bir alacağın varlığı halinde iştirakin söz konusu olabileceği, şikayetçilerin talebinin bu koşulları taşımadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir....

    Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Buna göre mahkemece; satış ilanı tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı göz ardı edilmek sureti ile bu aşamada borçlunun kıymet takdiri işleminin hatalı olduğuna yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı düşünülmeksizin taşınmaz üzerinde yeniden kıymet takdiri yapılması yerinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

      -K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetveline alınmadıklarını, oysa ilk haczin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan konulduğunu, sıra cetvelinin kendi dosyalarından yapılması amacıyla yaptıkları talebin kabul edildiğini, bir İcra Mahkemesi kararı olmadan, icra müdürünün kararından döndüğünü, sıra cetvelinin şikayet olunanın dosyasından yapıldığını ve 100. maddeye yarar malumat tezkeresinde, hacizlerinin düştüğünün bildirildiğini, bu tezkerenin gönderilmesi işleminin şikayet yoluyla iptalini istediklerini, aynı dereceye dahil haciz alacaklılarından birinin satış talep etmesiyle haczin düşmeyeceğini, iki ihale yapılmaması için satış talebini geri aldıklarını ileri sürerek, sıra cetveline yönelik itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda, yukarıda içeriği özetlenen şikayet dilekçesi kapsamına göre, şikayetçi borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu açıkça ileri sürülmediği halde, ilk derece mahkemesince, borçlunun dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi doğru bulunmamıştır....

          Şikayet eden borçlu vekli satış ilanının asıl borçluya ve ipotek veren şikayetçiye usulüne uygun tebliğ edilmediğini, satış ilanının yeterli traja ulaşmamış gazetede yapıldığını, şikayetçi ile beraberinde ihaleye iştirak etmek isteyen kişilerin ihaleye girmelerinin engellendiğini, ihaleye katılımın engellenerek taşınmazın değerinin çok altında satıldığını ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince dava dışı asıl borçlu yaönelik satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü şikayetinin ancak tebligatın muhatabı olan kişi tarafından ileri sürebileceğinden bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, şikayetçiye yapılan satış ilanının ise, davacı ... adına çıkartılan satış ilanı tebligatının" tebligat evrakı muhatabın işe gittiğini ve aynı konutta birlikte ikamet ettiğini beyan eden eşi Melike Narin imzasına tebliğ edilmiştir" şerhiyle 28.09.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, yine satış ilanının, satış karar tarihi itibariyle tirajı 107.942...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair fesih nedenleri yanında, satış talebinin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini istediği, mahkemece aynı gerekçe ile istemin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir. Satış talebinin usulsüzlüğüne ilişkin iddia satışa hazırlık aşamasına yönelik olmakla en geç satış ilanı tebliği ile muttali olunan bu husus şikayet konusu yapılmadığından satıştan sonra ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülmesine yasal olanak bulunmamaktadır....

              Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki şikayet olunan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazların satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde 1. sırada şikayet olunan dosyasının yer aldığını, şikayet olunan dosyasında süresi içinde satış avansı yatırılmadığından haczin düştüğünü ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; iddia, savunma, bilirkişi raporu dosya kapsamına göre; şikayet olunan dosyasında süresinde satış avansı yatırılmadığından geçerli bir satış talebinin bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karara karşı şikayet olunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23....

                -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkili hakkında şikayet olunan tarafından ... 12.İcra Müdürlüğü'nün 2001/3337 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, 02.03.2001 tarihinde müvekkiline ait taşınmazlara haciz konulduğunu, iki yıllık hak düşürücü süre içinde satış talep edilmediği ve satış giderleri yatırılmadığından haczin düştüğünü, kıymet takdiri talebinin iki yıllık süreyi kesmediğini, İİK'nun 106 ve 110.maddesinde öngörülen sürelerin kamu düzenine ilişkin olduğunu, sıra cetvelinin de geçerli ilk haczin konulduğu dosyadan yapılması gerektiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün haczin devam ettiği yönündeki kararının iptali ile sıra cetveli düzenleyemeyeceğine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Bu kez, asıl ve birleşen dosyada şikayetçiler vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Karar düzeltme talep eden şikayetçi Maliye Bakanlığı vekili 03.02.2012 tarihli dilekçesiyle karar düzeltme taleplerinden feragat ettiğinden karar düzeltme talebinin bu nedenle reddi gerekmiştir. 2-Birleşen dosyada şikayetçi... vekilinin karar düzeltme istemi yönünden; Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle İİK’nun 111. maddesi gereğince taraflar arasında yapılan taksitlendirme anlaşmasının yapıldığı tarih ile ilk taksidin ihlal edildiği tarih arasında aynı kanununun 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemeyeceğinden, şikayet olunanın haczinin satış isteme tarihi itibarıyla düşmediğinin anlaşılmasına göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

                    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde; icra emrinin borçluya 31.7.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklı tarafından 17.02.2016 tarihinde ipotekli taşınmazın satışı talebinde bulunulduğu görülmekte ise de; ekli takip dosyası aslı kapsamında süresinde satış avansının yatırıldığına ilişkin bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Takip dosyasında; 27.9.2019 tarihli bir satış avansı makbuzu bulunmakta ise de; bunun 27.9.2019 tarihli satış talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, icra emri tebliğ tarihine göre bir yıllık süre içerisinde olmadığı açıktır. İİK'nun 59. maddesine göre alacaklı, yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını peşinen öder. Bu durumda, satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış talebi, satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır....

                      UYAP Entegrasyonu