dosyada gider olmasına rağmen müvekkiline tebliğ edilmediğini, icra müdürlüğünün 19/07/2018 tarihli kararının müvekkili banka tarafından 07/02/2019 tarihinde öğrenildiğini ve ilgili tarihte satış avansının icra müdürlüğü dosyasına depo edildiğini, müvekkili banka tarafından icra müdürlüğü kararının öğrenildiği tarihte satış avansı yatırılmasına rağmen icra müdürlüğü tarafından hacizli taşınmazların kıymet takdirlerinin yaptırılması taleplerinin haczin düştüğü gerekçesi ile reddedilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, bu sebeplerle; icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Buna göre kanuni müddet içinde haciz istenildikten sonra süresinde satış istenmemesi halinde takip düşmeyip sadece haciz düşmektedir. Somut olayda, süresinde satış istenmediğinden şikayet olunanın taşınmazlar üzerine koyduğu hacizler kakmış ise de, başlangıçta süresinde haciz istenmekle takip düşmediğinden, İİK'nun 78/son maddesi gereği sadece takibin düşmesi hali için sözkonusu olan yeniden harç yatırılması zorunluluğu yoktur. Bu gerekçe ile şikayetin reddine dair yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, Dairemizce sehven bozulmuş olduğu anlaşılmakla, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile önceki bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir.Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Bu durumda, borçlunun, satışı yapılan 256 ada 14 sayılı parselin tapu kaydında 1.016,00 m2 olan yüzölçümünün satış ilanında 106 m2 şeklinde gösterildiğine yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, borçluya satış ilanı 15.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı /ihtiyati tedbir isteyen vekili, takibe konu senetlerin güvence olarak verildiğini, yedi emine teslim edilen senetlerin ,yeddieminin görevini ihmali sonucunda karşı tarafa teslim ettiğini, yediemin hakkında soruşturmanın devam ettiğini, tahkim üyelerinden ... tarafından Bakırköy CBS verilen 2021/25457 şikayet dilekçesi ile senetlerin davacının iradesi sakatlanarak alındığını beyan ettiği ,senetlerle ilgili mahkemeler ve savcılıklar nezdinde itiraz ve şikayet haklarını kullandığını, mahkemenin ihsası reyde bulunduğunu,senedin verildiği hakem kararının iptal edildiğini iptal ile tahkim kararının ortadan kalktığını herkesin verileni iade etmesi gerektiğini, müvekkilinin haczedilen tüm mal varlığının alacağı karşılar değerde olduğunu, hakem kararının iptaline ilişkin kararın kesinleştiğini icranın durdurulması gerektiğinden kararın kaldırılmasına, takiplerin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; İ.İ.K.'...
KARŞI OY YAZISI Dava; şikayete konu edilen derece kararının 1. sırasında yer alan .... sayılı dosyasında borçlulara ait taşınmaza 22.02.2006 tarihinde haciz konulduğu, ve 09.01.2008 tarihinde satış talebinde bulunulmuş ise de; bu taleplerin İcra Müdürlüğü'nce reddedildiği, yapılan şikayet üzerine ret kararının kaldırılmadığı, bu nedenle geçerli bir satış talebinin bulunmadığı ve haczin düştüğü iddiası ile sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. İcra hukuku bir talep hukukudur. İcra takibinin tüm aşamalarında tarafların (alacaklı ve borçlunun) talepte bulunması ve icra müdürünün bu kapsamda işlem yapması gerekir. Kanun bazı işlemleri icra müdürünün kendiliğinden yapacağını öngörmüştür. Ancak satış talebi alacaklı tarafından yapılması gereken işlemlerden biridir. Alacaklı satış talebi ile birlikte gerekli masrafları İİK'nın 59. maddesi uyarınca avans olarak yatırmak zorundadır....
Satış günün 13.04.2020 olarak belirlendiği, gazete ilanının 04/03/2020 tarihinde yapıldığı, ancak ülkede yaşanan pandemi sürecinde 26.03.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7226 sayılı kanun uyarınca satışın düşürüldüğü, daha sonra icra müdürlüğünce taşınmaza ilişkin 06.07.2020 tarihinde satış kararı alındığı, satış ilanının elektronik ortamda yapıldığı, alınan karar gereği ayrıca divanhanede askıya çıkartıldığı, borçluya satış ilanının 22.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, taşınmazın 2. Satış günü olan 04.09.2020 tarihinde 126.220 TL bedelle alacağa mahsuben alacaklıya ihale edildiği, 7226 sayılı yasanın geçici 1. maddesinde sürelerin durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağı, kıymet taktirinin 20.06.2018 tarihinde yapıldığı, 2 yıllık sürenin 13.03.2020 tarihinde durduğu ve 15.06.2020 tarihinden itibaren kaldığı yerden işlemeye başladığı, böylece satışın süresinde yapıldığı, ayrıca satış bedelinin İİK 129....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Şikayet eden borçlu vekili, dosyada satışın durdurulması için yatırılan paranın İİK'nın 149/a maddesi kapsamında tazminat olarak nitelendirilemeyeceğini, bu miktarın dosya borcuna mahsup edilmesi gerektiği yönündeki isteklerinin İcra Müdürlüğü'nün 26.03.2012 tarihli kararı ile reddine karar verildiğini açıklayarak, anılan kararın iptaline ve yatırılan miktarın dosya borcundan mahsubuna karar verilmesini istemiştir. İİK'nın 149/a maddesinde, "İcranın geri bırakılması hakkında 33.üncü maddenin 1, 2 ve 4 üncü fıkraları uygulanır....
taşınmaza da alıcı çıkmadığını, ikinci satışın durdurulması gerektiğini, satış ilanının satıştan bir ay evvel Türkiye çapında yayım yapan gazete ile ilan edilmesi hususuna riayet edilmediğini, dosyada borçlu vekili olduğu halde vekile tebligat çıkarılmadan doğrudan muhtara tebligat gönderilip iki taşınmazın satışa çıkarılması işlemlerinin yasal olmadığını, dosyada borçlu vekilinin 28/01/2019 tarihli talebi üzerine 12/02/2019 tarihli karar ile satış ve muhafaza işlemlerinin durdurulmasına karar verildiğini, bu karar kaldırılmadıysa satış gününün zaten verilemeyeceğini, icra dairesinin bu dava açıldıktan sonra alacağı hiçbir kararın usulsüz bir satışa geçerlilik sağlamayacağını, icra dosyasında bulunan borçluya çekilen noter ihtarlarının tebligat adreslerinin de farklı olduğunu, icranın böyle bir durumda adres araştırması yaptırması gerektiğini, bu şartlarda yapılan tebligatların geçerli olamayacağını beyan ederek şikayetin ve davanın kabulü ile satışın tedbiren durdurulmasını, satış ilanının...
Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/443 E. sayılı dosyasında 13/02/2015 tarihli ara kararının 6. maddesinin a bendi ile, "İ.İ.K.’nun 179/ b maddesine göre alacaklıların ve borçluların hak ve çıkarlarının dengeli şekilde korunması için şirketlerin faaliyetinin devam etmesi amacıyla davacı şirketler hakkında yapılmış ve daha sonra yapılacak İ.İ.K.’nun 206/1 de yazılı alacaklar için yapılan takipler ve rehinli takipler haricindeki tüm icra ve iflas takiplerinin, satış ve muhafaza işlemleri gibi tedbir uygulamalarının ihtiyati tedbiren durdurulmasına...” şeklinde tedbir kararı verildiği görülmektedir. O halde iptale yönelik olmayan ve yalnızca durma yönünde olan mahkeme tedbir kararının icra mahkemesince yorumlanması mümkün olmayıp takibin durdurulması ile yetinilmesi gerekirken iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/443 E. sayılı dosyasında 13/02/2015 tarihli ara kararının 6. maddesinin a bendi ile, "İ.İ.K.’nun 179/ b maddesine göre alacaklıların ve borçluların hak ve çıkarlarının dengeli şekilde korunması için şirketlerin faaliyetinin devam etmesi amacıyla davacı şirketler hakkında yapılmış ve daha sonra yapılacak İ.İ.K.’nun 206/1'de yazılı alacaklar için yapılan takipler ve rehinli takipler haricindeki tüm icra ve iflas takiplerinin, satış ve muhafaza işlemleri gibi tedbir uygulamalarının ihtiyati tedbiren durdurulmasına...” şeklinde tedbir kararı verildiği görülmektedir.O halde iptale yönelik olmayan ve yalnızca durma yönünde olan mahkeme tedbir kararının icra mahkemesince yorumlanması mümkün olmayıp takibin durdurulması ile yetinilmesi gerekirken iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir....