"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kıymet takdirine itiraz-Meskeniyet iddiası Uyuşmazlık kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet nedeniyle haczin şikayet yoluyla kaldırılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay 12.Hukuk Dairesi görevi dahilinde olduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 05/11/2020 tarihinde haciz konulmuş, davacı vekiline 103 davetiyesi e-tebliğ olarak 08/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacının, 103 davetiyesi tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti mevcut değildir. Davacı vekili, 103 davetiyesinin tebliği üzerine önce icra müdürlüğüne başvurduklarını, çünkü 103 davetiyesi içeriğinde itirazların müdürlüğe yapılması gerektiğinin belirtildiğini, icra müdürlüğünün cevabı beklenerek, ardından mahkemeye başvurulduğunu ileri sürmüş ise de; meskeniyet şikayetinin niteliği gereği yasal süre içerisinde icra mahkemesine şikayette bulunulması gerektiği, müdürlüğe yapılan başvurunun davacıya yeni bir şikayet süresi bahşetmeyeceği açık olduğundan ileri sürülen bu husus yerinde değildir....
Kat, 19 no lu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz yönünden ileri sürülen meskeniyet şikayetine ilişkin yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuş, diğer taşınmaz ile ilgili değerlendirme yapılmamış ve bir hüküm kurulmamış ise de, davacı tarafça sadece Adana ili, Seyhan ilçesi İkibinevler mahallesi, 7511 ada, 3 parsel, 3. Blok, 9. Kat, 19 no lu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz yönünden ileri sürülen meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne yönelik karar açısından istinaf başvurusu yapıldığından, diğer taşınmaz ile ilgili şikayet yönünden istinaf incelemesi yapılmayacaktır. Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için her şeyden önce şikayet tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde geçerli bir haczin mevcut olması gerekir. Aksi halde davacının hukuki yararının varlığından söz edilemeyecektir....
adına kayıtlı taşınmazın satışına yönelik talebinin icra müdürlüğünce, "satışı talep edilen taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasına dayalı dava açıldığı, dava sonucunda verilecek kararın ihale şartlarını etkileyeceği ve taşınmazın ihaleye esas tutulacak miktarı ile paylaşıma konu miktarın değişebileceği, bu aşamada satış işleminin yapılması halinde telafisi imkansız mağduriyetlere sebebiyet verebileceği anlaşıldığından satış işlemleri için dava sonucunun beklenilmesine" karar verildiği, iş bu icra müdürlüğü kararının alacaklı vekilince şikayet konusu yapıldığı ve mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda borçlu tarafından ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/87 Esas sayılı dosyası ile 27/11/2014 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, söz konusu şikayet dosyasında, satışın durdurulmasına yönelik olarak mahkemece verilen bir tedbir kararının olmadığı, şikayet tarihi itibariyle de dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır....
Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaza ilişkin haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de, eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemez. Kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu anlaşılmaktadır....
Ancak, meskeniyet iddiasına ilişkin yargılamanın devamı sırasında alacaklı icra müdürlüğüne verdiği ....05.2015 tarihli dilekçesiyle mahcuz taşınmazın borçlunun haline uygun meskeni olduğunu beyan ederek haczin kaldırılması isteminde bulunmuş ve anılan talep doğrultusunda ....05.2015 tarihinde taşınmaz üzerine konulan haciz fekkedilmiştir. Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiştir. Bu durumda mahkemece, şikayet tarihinden sonra davaya konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak "şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulması gerekirken; bu husus, göz ardı edilerek sonuca gidilmesi doğru değildir. Öte yandan, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda şikayet tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir....
Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden-borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet eden-borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait taşınmaza haciz konulduğunu, müvekkilinin tarafına gönderilen 103 davet kağıdı ile haczi öğrendiğini, hacze konu evden başka herhangi bir evi mevcut olmayıp, ailesi ile beraber halen aynı evde ikamet ettiğini beyanla meskeniyet şikayetinin kabul edilerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II....
Şikayet edilen temlik alacaklısı istinaf dilekçesinde; davacının evinin haline münasip ev olmadığının tespit edildiğini, meskeniyet şikayetinin reddi için haline münasip evin değerinin, hacizli evin degerinden daha az olması yeterli olduğunu, davanın açılmasında kendilerine kusur atfedilemeyeceğinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı bulunduğu beyan edilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....
İlk derece mahkemesi kararında; şikayete konu taşınmazda zorunlu olmayan ipotek tesis edildiği, haciz tarihi itibariyle bu ipoteğe bağlı ödenmemiş borcun bulunduğu, bu nedenle meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde ileri sürülen iddia ve vakıalar tekrar edilmekle birlikte, bahsi geçen ipoteğin davalı alacaklı ile bir ilgisinin bulunmadığını bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Şikayet meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasına ilişkindir. Şikayetin süresi içerisinde yapılmış olduğu görülmektedir. Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için her şeyden önce şikayete konu taşınmaz üzerine geçerli bir haczin bulunması gerekmektedir....
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; şikayet tarihinin 17/05/2021 olduğunu, kıymet takdirine itiraz ile meskeniyet şikayetinin aynı dilekçede ileri sürüldüğünü, meskeniyet şikayetinin yetkisizlikle mahkemeye gönderildiği belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Somut olayda; davacı tarafından 17/05/2021 tarihli dilekçe ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz için icra mahkemesine başvurulduğu, davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/236 E. sayılı dosyasında, meskeniyet şikayeti yönünden tefrik kararı verilerek aynı Mahkemenin 17/05/2021 tarihli, 2021/268 E., 2021/320 K. sayılı ilamı ile meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verildiği ve bunun üzerine dosyanın istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye gönderildiği görülmüştür....