Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan taşınmaza şikayet tarihi olan 27/05/2019 tarihinden sonra 19/07/2019 tarihinde konulan haczin ayrı bir şikayete konu edilebileceği gibi, taşınmaz üzerinde alacaklının ipoteğinin bulunmasının haczin konulduğu takip dosyasındaki satış isteme süresini kesmeyeceğinden davalının istinaf talepleri bu noktada yerinde görülmemiştir. Şikayetçinin meskeniyet şikayeti yönünden yapılan incelemede; İİK.nın 82. maddesine dayalı olarak meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine öncelikle İİK.nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde şikayetin konusu kalmayacağından başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. (Yargıtay 12....

O halde mahkemece; öncelikle davacı tarafın her bir takip dosyasına ilişkin meskeniyet şikayetinin ayrı ayrı süresinde olup olmadığı ve davacıların yine her bir şikayet için aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra takip dosyalarının içeriğine ve şikayete konu hacizlerin kapsamına göre davacı tarafın her bir takip dosyasına yönelik meskeniyet şikayeti hakkında HMK 297/2 maddesi gereği ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi gereğince İzmir 1....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işbu davada şikayet tarihi itibarıyla hacizler ayakta ise de yargılama esnasında hacizlerin düştüğü ve hacizlerin 35.01.2019 tarihinde alacaklı tarafından yenilendiği, şikayet ise 2017 tarihinde konulan hacizlere yönelik olmakla, dava konusu olmayan 2019 tarihindeki yeniden konulan hacizlere ilişkin bir yargılama yapılması mümkün bulunmadığından yerel mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meskeniyet şikayeti nedeniyle taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2....

    İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, ... İcra Müdürülüğü'nün 2003/361 Talimat sayılı dosyası üzerinden taşınmaz kaydı üzerine 22.03.2006 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından 15.06.2006 tarihli keşif sonrası düzenlenen kıymet takdir raporunun borçluya 16.08.2006 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, bu tarihten önce 12.06.2006 tarihinde süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....

      İİK. nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, taşınmaz kaydı üzerine son olarak, alacaklı vekilinin 18.02.2013 tarihli talebi üzerine 19.02.2013 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya bildirimde bulunulmadığı, borçlunun, hacizden 10.10.2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirerek 17.10.2014 tarihinde süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....

        İİK'nın 16. maddesine göre; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 12....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir....

        Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....

          İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekiline 20.01.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 02.03.2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 15.02.2021 tarihli, 2020/5792 E, 2021/1541 K. sayılı içtihadı)....

          Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayeti nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

            UYAP Entegrasyonu