"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Uyuşmazlık, kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayet ve kıymet takdirine itiraz niteliğindedir. İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....
DAVA TÜRÜ : Kıymet Takdirine İtiraz DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 27.11.2015 K A R A R Şikayet, ilamsız takipte şikayete ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının alacağının kabul edilen miktar kadar olmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkini talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK'nın 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yoluyla genel mahkemede (Asliye Ticaret Mahkemesinde) ileri sürülmelidir. İflas idaresinin, sıra cetvelini düzenlerken uyması gereken iflas hukuku kurallarına aykırı hareket ettiği veya yaptığı bir işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilirse, bu halde sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurulur (İİK'nın m.227; m.16). Şikayet sebeplerinden en önemlisi, bir alacaklının kendisine verilen sıraya itiraz etmesidir (m. 235, IV). Buna göre, alacağı sıra cetveline kabul edilen bir alacaklı, alacağının esas ve miktarına değil de, yalnız alacağına verilen sıraya itiraz ediyorsa, bunu şikayet yolu ile icra mahkemesine bildirir....
Bu durumda borçlular en geç satış ilanı tebligatı ile muttali olmuş olduğundan ve satış ilanı tebliğ tarihi olan ....09.2015 tarihinden itibaren de İİK'nun 128. maddesinde belirtilen şekilde yedi gün içinde kıymet takdirine ve satış ilanına itiraz etmediğinden artık bu husus ihalenin feshi nedeni olarak kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 134/.... maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır....
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da bununla birlikte sıraya yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın m. 142/son) ileri sürülmelidir. Şikayetçinin iddialarının hiçbiri, şikayet edilen alacağının esasına ilişkin değildir. Şikayet mahiyetinde olan bu talebin İİK'nın142/son maddesi hükmüne göre İcra Mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, somut uyuşmazlığın sıra cetvelinde sıraya şikayet olduğu gözetilip uyuşmazlığın esasına girilerek, tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevi kapsamında kaldığının kabulü doğru olmamıştır. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ...'...
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek taşınmazın değerinin belirlendiği tarih esas alınarak bilirkişi tarafından tespit edilen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinden ibarettir....
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şikayet süresi dolduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, yapılan itiraz üzerine de İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından itirazın reddi kararı verilmiştir. Ancak şikayetçi vekili tarafından sehven şikayet dilekçesine mesaj tarihi 15/08/2015 yerine 15/07/2015 olarak yazılmıştır.Ancak şikayetçi vekilinin dosyaya eklediği mesaj çıktılarından mesaj tarihinin 15/08/2015 olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarih itibariyle 6 ay olan şikayet süresi dolmamıştır....
Öte yandan, kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, şikayetçi borçlunun, icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdirine ilişkin 18.12.2015 tarihli itirazının, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/673 E.-2016/6 K. sayılı kararı ile istemin süresinde olmadığından bahisle kesin olmak üzere reddine karar verildiği, borçlu ise, ihalenin feshi talebinde bulunurken, haczi ve kıymet takdirini 17.12.2015 tarihinde öğrenmesi üzerine 18.12.2015 tarihinde itiraz ettiğini bildirmiştir....
Ödeme emri tebliğ zarfında ödeme emri gönderilmediği, bunun yerine daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının takibe itiraz edemediğini, bu şekilde yanıltıcı olarak gönderilen ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de, Şikayet dilekçesinde "borçluya ödeme emrinin 26/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ zarfından daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının anılan kararın tebliğ edildiğini düşündüğü" beyan edilmekte, sair bir sebeple tebliğ usulsüzlüğü de ileri sürülmemektedir....
Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ya da anılan mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Her ne kadar kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilen karar kesin ise de; borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edildiğinden ve ihalenin feshi aşamasında borçlu tarafından kıymete ilişkin itiraz ileri sürüldüğünden, taraflarca icra mahkemesine yapılan kıymet takdirine itiraz başvurularının incelenmesi gerekmektedir....