WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmaması nedeniyle, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, haczedilmezlik şikayeti yönünden istinaf talebinin esastan reddine, taşkın haciz şikayeti yönünden istinaf talebinin mahkeme kararının kesin olması nedeniyle İİK.363 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Davacının şikayet dilekçesinde taraflar arasında yapılan protokol nedeniyle borcun itfa edilmiş olduğuna ilişkin nedenleri açıklamış ise de, bu iddiasına dayalı olarak Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/456 esas sayılı dosyasında dava açtığı açıktır. Eldeki başvuru, şikayet dilekçesinin talep sonucundan da açıkça anlaşıldığı üzere, sadece İİK'nın 362/a maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, mahkemece bu kapsamda değerlendirme yapılacağı tabidir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; her ne kadar ilk derece mahkemesince şikayet esastan incelenerek karar verilmiş ise de, şikayete konu davacı Fatma Kazancı'nın alacaklı olduğu Konya 8. İcra Müdürlüğünün 2018/5813 Esas sayılı takip dosyasında takibe konulan alacak üzerine, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/161 Esas sayılı dosyasından doğrudan yazılan 27/09/2019 tarihli haciz müzekkeresi nedeniyle haciz konulduğu (nokta haciz şeklinde), yazılmış bir talimat üzerine talimat dairesince haciz işleminin gerçekleştirilmediği, İİK'nun 79. maddesinin uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, bu haliyle haczin Ankara 16. İcra Müdürlüğünce konulmuş olması nedeniyle davacının haczedilmezlik şikayeti yönünden yetkili ve görevli mahkemenin haciz müzekkeresini yazan Ankara 16....

İİK'nın 16. maddesine göre; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 12....

nun 16/1. maddesinde ise; ''Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.'' düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, üçüncü şahsın 6361 sayılı Kanun'un 28/2. maddesine dayalı olarak yapacağı haczedilmezlik şikayetini İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca haczi öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra mahkemesine bildirmesi zorunludur....

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda borçlu/davacının İcra Mahkemesi'ne başvurusu, 5393 sayılı Belediyeler Kanununun 15/son maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti niteliğinde olup bu yöndeki talep İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır....

    Şikayetçi haczedilen taşınmazının, İİK'nın 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 103. maddeye ilişkin davetiyenin 25/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe göre şikayetin yasal süreden sonra olduğu gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    Maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut durumda davacı üçüncü kişinin icra takibinde taraf olmaması ve takipte "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle İİK'nun 82/1. maddesinin 3. bendi kapsamında haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Açılan davada ayrıca yediemin zorunluluğuna uyulmadığı gerekçesi ile haczin kaldırılması istenilmiştir. Haczedilen menkullerin yediemine teslim edilmemesi haczi geçersiz kılan bir işlem olmadığı gibi bu husustaki şikayet hakkı da takip borçlusuna ait olup takipte taraf olmayan, borçlu sıfatı taşımayan davacının bu şikayet yönünden de aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. HMK'nın 357. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesince re'sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenmesi mümkün değildir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen takip dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, meskeniyet şikayetinin kabulü ile İzmir İli, Dikili İlçesi, Salimbey Mah. 207 ada, 14 parseldeki taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, takip dosyasında ilk defa davacının taşınmazına 15.10.2012 tarihinde haciz konulduğu, taşınmazın kaydına 08.12.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu, yeniden kıymet takdiri yapıldığı, ikinci kıymet takdiri raporunun davacıya 13.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin yasal 7 günlük sürede 20.04.2017 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 08.12.2014 tarihli hacze yönelik şikayeti,...

    İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar....

    UYAP Entegrasyonu