İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: .../.../1965 - 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda; borçlu, ödeme emrinin muhtara teslim edildiği .../06/2015 tarihinde yurtdışında olmasına rağmen, tebliğ mazbatasında işe gittiğinin yazılması ile tebliğin, Tebligat Kanunu'nun .../.... maddesine göre yapıldığı anlaşılmıştır. Bu haliyle ödeme emri tebliği usulsüzdür....
- K A R A R - Davacı vekili, kredi sözleşmesine dayanılarak müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, muhtara tebliğ edilen ödeme emrinden haberdar olununca icra takibine itiraz edildiğini ayrıca icra mahkemesine de gecikmiş itiraz olduğu için şikayet yoluna başvurulduğunu, kesinleştirilen takip neticesinde müvekkili aleyhine haciz talebinde bulunulduğu için bu davanın açıldığını ileri sürmüş ve müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, dosya borcunun 17.6.2003 tarihinde sona erdiğini ödeme yapmayan davacının borç sona erdikten sonra bu davayı açmakta hukuki menfeatinin bulunmadığını davanın konusuz kaldığını , %40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur....
gerekçeleriyle; Gecikmiş itiraz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür....
Somut olayda, şikayetçi borçlu tarafın ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte yurt dışında olduğunu belirterek gecikmiş itirazının kabulünü talep ettiği görülmekle; Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde ödeme emri tebligatı usulsüzlüğünden bahsetmekle beraber gecikmiş itirazda bulunduğu kabul edilse bile Yerleşik Yargıtay İçtihatları nazara alınarak hukuki tavsif hakime ait olmak üzere, öncelikle ödeme emri tebligatının usulüne uygun olup olmadığı belirlenerek usulüne uygun değil ise bu şekilde sonuca gidilmesi, usulüne uygun olduğunun tespit edilmesi halinde ise başvurunun gecikmiş itiraz olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Şikayete konu örnek 13 ödeme emri tebliğ işlemi şikayetçi borçlunun adresine "Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu Hacer Yüksel'den sorulmuş, çarşıya gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir....
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, Tebligatın usulüne uygun yapıldığı anlaşılmıştır, davacı gecikmiş itirazda bulunarak oğlunun kovid hastalığının bulunduğu ve kendisinin de oğluyla temaslı olduğunu beyan etmiştir gecikmiş itiraz dilekçesinde oğlunun yaptırdığı kovid belgesini eklemek zorunda olmasına rağmen eklemeyerek mahkememizde araştırma yapılmasını talep etmiştir. " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Bu durumda uyuşmazlığın mahkemece İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 Esas, 91/344 Karar sayılı kararı)....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; açılan dava gecikmiş itiraza dair olup, davacının covid olduğu nedenle hastanede olduğu dönemde yapamadığı itirazı dile getirdiği, davacı her ne kadar covid olduğunu ve hastanede kaldığını iddia etmiş ise de, hastaneden çıkış tarihinin 18.06.2021 olduğunun hastane kayıtlarından anlaşıldığı, gecikmiş itiraza konu tebligatın hastaneden çıkış tarihi sonrası 06.07.2021 tarihinde yapıldığı ve davanın da 09.08.2021 tarihinde açıldığı nazara alındığında gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı, borçlu tebliğ tarihi itibariyle hangi mazeret nedeniyle itiraz edemediğini ispat edemediği gibi maninin hangi tarihte kalktığı ve 3 günlük sürede davanın açıldığını da ispat edemediğinden gecikmiş itirazın reddine dair kararın doğru olduğu, gecikmiş itirazın şartları oluşmadığından itirazla birlikte yapılan borca itirazın değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulsüz olduğu ihtimalinde İİK'nın 65. madde hükmü kapsamında tebligatın usulsüz olması nedeniyle icra mahkemesinde icra takibine itiraz edilmesinin mümkün olmadığını, gecikmiş itiraz iddiasında bulunabilmek için tebligatın usulüne uygun şeklilde gerçekleştirilmesine rağmen borçlunun bir engel nedeniyle icra takibine itiraz edememiş olması gerektiğini, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğunu iddia edip gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, mahkeme gerekçesinde davacının talebinin hukuki niteliğinin incelenmediğini, davacı yan vekilinin dava dilekçesindeki beyanına göre davacının icra takibini 02/07/2021 tarihinde öğrendiğini, söz konusu icra takibinin durması için davacının 02/07/2021 tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra dairesine itiraz etmesi gerektiğini, 7 günlük itiraz süresi niteliği itibariyle hak düşürücü süre olup, davacı yanın Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2021/89086 esas sayılı...
Hemen belirtmek gerekir ki, şikayetçi tarafça gecikmiş itirazın kabulü de talep edilmiş ise de, gecikmiş itiraza ilişkin hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, borçlunun başvurusu bu hali ile tebligat usulsüzlüğü ve dayanak belgenin gönderilmediği şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12- 258 esas, 20018344 sayılı kararı).(benzer yönde; Yargıtay 12....
Açıklandığı üzere şikayet süresinde olmadığından usulsüz tebligata yönelik şikayetin süre yönünden REDDİNE," karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçeli olmadığını, davanın ispatlanmadığından reddedildiğini, neyi ne şekilde hangi ölçüde ispatlayamadıklarının gerekçede belli olmadığını, şikayet dilekçesinin süresinde verildiğini, yapılan şikayet gecikmiş itiraz olmakla birlikte süresiz şikayete tabi olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....