Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut durumda açılan davada takibe konu senedin sonradan doldurulduğu iddia ve vakıasına dayanılarak borca ve ferilere itiraz edilmiştir. Dava dilekçesi ile davacının talep edilen faize ve faiz oranına yönelik açık bir itirazı olmadığı, ferilere itirazın da borcun kabul edilmemesinden dolayı olduğu açıktır. Davacılar vekili 21/10/2019 tarihli dilekçesi ile takipte talep edilen faiz ve oranına itiraz etmiştir. İİK 169 ve 169/a maddelerine dayalı borca itiraz HMK anlamında bir dava olmadığından ıslah müessesesinin uygulanması da olanaklı değildir. Bu nedenle davacı tarafından dava dilekçesi ile ileri sürülmeyen itirazların yargılama aşamasında bildirilmesi halinde dinlenilmeleri mümkün değildir....

Aynı Kanun'un 16/1. maddesinde ise; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." düzenlemesi mevcut olup, buna göre, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddia, şikayet niteliğinde olup, usulsüzlüğün öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içinde icra mahkemesine şikayet yoluna gidilebilir. Somut olayda, borçlu ... ... Ltd. Şti. vekilinin 12.12.2013 havale tarihli itiraz dilekçesiyle icra müdürlüğüne başvurarak, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 11.12.2013 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürmekle beraber borca ve faiz oranına itiraz ettiği görülmektedir....

    sırasına daha önce itiraz etmeyip isabet eden payını kesinleştiren anılan şikayet olunanların esasen işbu şikayetin kabulü halinde hükmün gerekçesi dikkate alınarak ve bu sıra cetvelinde şikayet öncesinde isabet eden ve şikayetçinin işbu şikayetinin kapsamı dışında kalan, kesinleşmiş mevcut paylar itibariyle oluşan kazanılmış haklar dikkate alınarak düzenlenmesi gereken yeni sıra cetvelinde, daha az pay ayrılması halinde her iki şikayet olunanın şikayet hakkını kullanma haklarının mevcut bulunmasına göre, adı geçen şikayet olunanların temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ......

      Bu nedenle takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 5464 sayılı Yasa'nın 26/3. maddesine göre belirlenen değişen oranlarda faiz uygulanmalıdır. Borçlunun takibe itiraz etmemesi kamu düzenine aykırı şekilde takip sonrası için istenilen faiz oranına şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. Somut olayda; Mahkemenin kabulünün aksine, davacı borçlu icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabında takip sonrası için işletilen faiz oranı ve miktarına karşı şikayet yoluna başvurmuş olup, yukarıda açıklanan düzenlemeler gereğince davacının talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmesi isabetsizdir....

      Ancak, böyle bir durumda, borçlu, itiraz edilmeyerek kesinleşen ihtarnamedeki borca takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir. Somut olayda, borçlu adına çıkarılan hesap kat ihtarının, borçluya 24.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan hesap kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/11/2021 NUMARASI : 2019/1009 ESAS - 2021/809 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

        Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2017/12376 Esas sayılı dosyasında çek tazminatı olan 14.859,00 TL yönünden takibin iptaline, çek komisyonuna ve borca ilişkin itirazının reddine, çekin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin itirazının reddine, davacının ödeme emrinin tebliğine ilişkin ıttıla tarihinin tespitine yönelik şikayet konusu kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davacının faiz oranı türü ve miktarına yönelik itirazının kabulüne, faiz oranının 9,75 olduğunun, faiz türünün avans faiz olduğunun tespitine karar verilmiştir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığını, yetkili icra müdürlüğünün müvekkillerin ödeme emrindeki adresleri olan Ankara İcra Müdürlüğü olduğunu, müvekkilinin ikametgahının Ankara olduğunu, takip konusu her iki senette de senetlerin keşide yerinin bulunmadığını, takip konusu her iki senette müvekkillerden Mustafa Altınışık'ın şahsını bağlayan imza bulunmadığını, bu nedenle müvekkili adına takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin senetten dolayı davalıya borcunun olmadığını, borca itiraz ettiklerini, işlemiş ve işletilecek faize itiraz ettiklerini, ödeme emrinde faiz oranının % 13,75 olarak talep edildiğini, bu faiz oranının aşırı yüksek olduğunu, gecikme faizinin hangi tarihten hangi tarihe kadar ve hangi oranda faiz uygulandığının belirtilmediğini, açıklanan bu nedenlerle şikayetin kabulüne, takibin tamamen iptaline, icra takibinin durdurulmasına...

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra memur muamelesi şikayet edildiğinden taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, şikayetin süresinde yapılmadığını, menfi tespit davasında verilen tedbir kararı nedeniyle takip durdurulduğundan dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın icra dairesine verdiği dilekçesinde hiçbir borca itiraz lafzı geçmediği halde tüm borca itiraz olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu