Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı 3.kişi icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan 4.1.2011 tarihinde harcını yatırarak bu davayı açtığı ve 6.7.2010 tarihinde haczedilen buğdayların kendisine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabülünü talep ettiğinden toplanan delillere göre davacının istihkak davası hakkında karar verilmesi gerekirken hukuki tavsifde hataya düşülmesi ve işlemin şikayet olarak değerlendirilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 23.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesinin 2014/30022 Esas, 2014/29307 Karar Sayılı ilamı ile davacının talebinin istihkak iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden bozulmasına karar verilmiş, yeniden yapılan yargılamada kredi sözleşmesi uyarınca henüz borçlunun borcunun tamamını ödemediği ve Bankanın riskinin devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. 1. Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Yargıtayın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulaması da bu yöndedir. Üçüncü kişi tarafından her ne kadar şikayet nitelemesi ile dava açılmış ise de Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bozma ilamı uyarınca istihkak olarak davaya devam edilmiştir. Alacaklı ise dosyada taraf değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet + İstihkak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı vekili, mülkiyet karinesi borçlu dolasıyla alacaklı yararına olduğu halde İcra Müdürlüğünce vekil edenine istihkak davası açmak üzere süre verilmesinin hatalı olduğunu açıklayarak, İcra Müdürlüğünün İİK’nın 99. maddesine göre istihkak davası açmak üzere süre verilmesine ilişkin 02.12.2015 tarihli kararının ortadan kaldırılmasını, 3. şahsın istihkak iddiasının reddi ile takibin devamına karar verilmesini, aksi takdirde şikayetin istihkak davası olarak incelenerek davanın kabulü ile hacizli mahcuzların borçluya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece, haczin, borçlu şirketin ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı adresinde yapıldığı, dosyada mevcut belgelere göre, borçlu ile 3. şahıs arasında organik bir bağ bulunduğu; bu durumda 3. şahıs ile borçlunun mahcuzları birlikte ellerinde bulundurdukları istihkak iddia eden 3. kişinin, ispat külfeti altında olduğu, bu durumda İcra Müdürlüğü'nce İİK'nun 96. ve 97. maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekirken, İİK'nun 99. maddesine göre alacaklıya dava açması için süre verilmesi yerinde bir işlem olmadığından, iptali ile istihkak iddia eden 3. kişiye İİK'nun 97. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 7 günlük süre içinde istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre; 23.05.2015 tarihli haciz sırasında mahcuzlarla ilgili davacı 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğu ve haczi yapan icra memurunun istihkak iddia edene istihkak davası açmak için 7 günlük süre verdiği, bunun üzerine 3. kişi tarafından eldeki davadan önce 30.03.2015 tarihinde dava konusu haczin İİK 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük kararının iptali için şikayet yoluna başvurulduğu, bu tarihten çok sonra 23.07.2015 tarihinde İcra Müdürlüğünce İİK 96-97 maddeleri uyarınca takibin devamı veya taliki hususunda karar verilmek üzere dosyanın İcra Hukuk Mahkemesine gönderildiği, İcra Hukuk Mahkemesince 29.07.2015 tarihinde takibin devamına karar verildiği, eldeki davanın ise prosedür işletilmesi beklenilmeden 3. kişi tarafından 08.05.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

            Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden, yetki itirazının HMK'nin 19/2. maddesi gereğince cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Bu kapsamda, yukarıda yer verilen bilgiler ışığında yetki sorununun çözüme kavuşturulması, ondan sonra tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan davanın şikayet başvurusu şeklinde görülerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              ın soy isim benzerliği dışında akrabalık ilişkisi bulunmadığı, İİK'nin 99. maddesi uyarınca işlem yapılarak alacaklıya istihkak iddiasının aksini ispat için süre verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece davacının şikayet talebinin reddine karar verildiğine göre, 2. (terditli) talep hakkında da karar verilmesi gerekmektedir. İstihkak davalarına İİK'nin 97/11. maddesi hükmünce genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır....

                Kişinin istihkak iddiasına ilişkin icra müdürlüğü tarafından verilmiş 14.02.2020 tarihli kararı şikayet etmede hukuki yararının ve taraf sıfatının bulunmadığı, davacının istihkak iddiasıyla ilgili olarak, şikayet tarihi itibariyle verilmiş bir karar bulunmadığı halde, kendi hatası ile şikayete sebebiyet verdiği, mahkemece şikayetin sıfat ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi ile davalı alacaklı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı alacaklının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 12....

                ilişkin şikayet talebine ilişkindir. 1....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 2020/305 E, 2020/356 K sayılı kararı T4 kararı hakkında karar verildiğinden bahisle davanın reddedildiğini, mahkemenin vermiş olduğu söz konusu kararda icra müdürlüğünün karar ve talebine istinaden İİK 97 kapsamında takibin taliki veya devamı hakkında karar verildiğini, icra müdürlüğünün istihkak iddialarını İİK 97 kapsamında kabul etmesini değerlendirmediğini, bu sebeple işbu dava ile İcra Müdürlüğünün istihkak iddialarını İİK 97 kapsamında değerlendirmesinin hatalı olduğunu, istihkak iddialarının İİK 99 kapsamında olduğu şeklindeki şikayet davasının görülmesi ve esas yönünden karar verilmesi gerekirken red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, icra müdürlüğünün istihkak iddiası üzerine almış olduğu, istihkak iddiasının İİK 97 veya İİK 99 kapsamında değerlendirilmesi şeklindeki kararlarının şikayet davasına konu olabileceğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne...

                  UYAP Entegrasyonu