Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 28/03/2013 tarihli karar tensip tutanağı ile alacaklı vekiline İİK'nun 99. maddesine göre istihkak davası açması için 7 günlük süre verildiği, iş bu kararın alacaklıya tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı, alacaklı tarafça iş bu memur kararının kaldırılması istemi ile yapılan şikayetin ... 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/227 Esas 2013/213 Karar sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır. Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Haczin İİK'nun 97. maddeye göre yapılması halinde; istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü'nce İİK'nun 97/1. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Prosedür işletilmemişse, dava açma süresi henüz başlamış olamayacağından 3. kişi davasını hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar açabilir....

    Bu kararın da mahcuzun borçlu elinde haczedildiğine karar verir ise, İİK m. 97 ve devamındaki usulu işletir. Bu hâlde istihkak davasını üçüncü kişinin icra mahkemesinin takibin ertelemesi veya devamı kararının (İİK m. 97/1-c) kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde açması gerekir. Aksi hâlde haciz koyduran alacaklıya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. İcra müdürü haczedilen malın üçüncü kişi elinde haczedildiğine karar verir ise İİK’nın 99/1 hükmü uyarınca istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu kararın usul ve kanuna aykırı olduğu iddiasında bulunan alacaklı malların borçlu elinde haczedildiğini ileri sürerek kararın iptalini, haczin İİK 96 ve devamı maddelerine göre yapılmış sayılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile somut olayda olduğu gibi talep edebilir. İcra müdürünün haczin İİK 96 ve devamı veya İİK 99 maddesine göre yapılmış sayılmasına ilişkin kararı şikayet konusu olup üçüncü kişi veya alacaklı bu kararı şikayet konusu yapabilir....

      Bu durumda haczin İİK’nun 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilerek, buna ilişkin yasal prosedürün uygulanması gerekirken İİK’nun 99. maddesi gereğince işlem yapılması isabetli değildir. Şikayet başvurusunun kabulü gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet eden alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İlgili Hukuk İİK md. 96., 97., 97/a, 99. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi 3. Kişinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

          İcra Dairesinin 2021/3158 Esas sayılı dosyasından 20/10/2021 tarihli haciz sırasında verilen haczin İİK'nın 99.maddesine göre yapılmış sayılması kararının iptaline, İİK'nın 96 ve 97. maddelerine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini istemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, 3.kişi tarafından açılan ve İİK.'nun 96 ve 97. Maddelerine göre yapılmış sayılan menkul haczi işleminin İİK.'nun 99. Maddesine göre yapılmış sayılması talebini içeren şikayet niteliğindedir. Somut olayda, haciz adresi, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adres değildir ve haciz mahallinde borçluya ait evrak bulunmamıştır. Ancak, haciz adresinde borçlu hazır olup, borçlu ile davacı 3. kişi şirket yetkilisinin karı- koca oldukları görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, icra memurunca, 3. kişi ve borçlunun mahcuzları birlikte ellerinde bulundurdukları kabul edilerek, haczin İİK. 'nun 96- 97. Maddelerine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesi isabetli olup, iş bu icra memur muamelesine şikayeti kabul ile haczin İİK. 'nun 99. Maddesine göre yapılmış sayılmasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararı ise hukuken isabetli değildir....

          İcra Müdürlüğü’nün İİK m. 99’a göre taraflarına süre verilmesi yönündeki kararının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, istihkak iddia eden tarafa İİK 97. maddesine göre dava açmak için süre verilmesi gerekirken, usul ve yasaya aykırı olarak İİK 99. maddesine göre istihkak davası açmak üzere süre verilmesine yönelik İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2021/14757 E. sayılı dosyası kapsamında verilen 14.02.2022 tarihli kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, mahkemece evrak üzerinden karar verilmiştir. İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, icra memurunca İİK.'nun 99. Maddesine göre yapılmış sayılan menkul haciz işleminin İİK. 'nun 96 ve 97. Maddelerine göre yapılmış sayılması talebine ilişkindir. Şikayet İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette karşı tarafın usul hukuku anlamında, taraf niteliğine sahip olmaması nedeniyle şikayette, tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur. Bu eksiklik şikayetin reddini gerektirmez. Şikayetle İcra ve İflas Dairesi işlemlerinin hukuka uygunluğu incelendiğinden, icra mahkemesi şikayet üzerine takip dosyasını getirterek şikayetle ilgili olan kişileri belirlenmeli, bu kişileri duruşmaya çağırıp görüşlerini almalı ve varsa delillerini incelemelidir....

          Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin haciz işlemi uygulanan iş yerini taşınmaz malikinden kiralayarak işletmeye başladığını, haciz tarihinde de iş yerinin resmi işleteninin müvekkili olduğunu, yapılan hacizin 3. şahıs sıfatıyla müvekkili şirketin işletmesinde olduğunu, icra memuru tarafından İİK 99. maddesinin işletilmesine dair verilen kararın yerinde olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin haciz sırasında tüm belgeleri de dosyaya ibraz ettiğini, mahkemece şikayetin kabulüne ve hacze ilişkin İİK 96. ve 97. maddelerinin işletilmesine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Şikayet; ilgili haciz işleminin İİK 99. madde kapsamında yapılan bir haciz olması konusunda karar verilmesini talep ederiz.” ifadelerinin yer aldığı, Mahkemece, davayı niteleme görevinin hakime ait olduğu, buna göre davacının davasının haczedilmezlik şikayeti ve İİK 99. maddeye göre işlem yapılmasına yönelik şikayet olduğu belirlenerek şikayetlerin reddine karar verildiği, kararın temyiz edildiği ve halen kararın kesinleşmediği tespit edilmiştir. Tüm bu bilgiler ışığında; özellikle temyize konu dava dosyasındaki talep sonucu ile usulden ret kararına dayanak ... 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin dosyasındaki talep sonucunun değerlendirilmesi neticesinde, temyize konu davanın bir istihkak davası, ... 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1109 Esas, 2015/137 Karar sayılı dosyasının ise haczedilmezlik şikayeti ve İİK'nun 99. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelik şikayet dosyası olduğunun kabulü gerekir....

            UYAP Entegrasyonu