"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Şayet haczedilen şey borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer eşyası hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunur ise İİK'nın 99 maddesi uyarınca icra müdürü üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açmak üzere alacaklıya 7 gün süre verir. Alacaklı haczin borçlu elinde haczedildiğini ileri sürerek icra müdürü bu kararını şikayet edebilir. İcra müdürü haczin borçlu elinde haczedildiği sonucuna ulaşır ise takip dosyasının İİK 96 ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılmak üzere icra mahkemesine gönderir. Haciz üçüncü kişi nezdinde iken yapıldığı iddiası ile üçüncü kişi bu kararı şikayet yolu ile düzeltilmesi ve İİİK 99 göre alacaklıya istihkak davası açmak için süre verilmesini talep edebilir....
Takip dosyasında yapılan incelemede; alacaklı tarafından borçlu aleyhine İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, 9 örnek ödeme emrinin davalı borçluya gönderildiği, takibin kesinleştiği, 22/03/2022 tarihinde icra müdürlüğünce "dosyanın İİK.150/e maddesi gereğince takibin düşmesi ile kapatılmasına" karar verildiği, alacaklı tarafından 30/05/2022 tarihinde şikayete konu "Sakarya İli, Adapazarı İlçesi. Serdivan Köyü. 234 Cilt Nolu 1657 Ada 5 Parsel" sayılı taşınmazın satışının talep edildiği, icra müdürlüğünce taşınmaz borçlu üzerine kayıtlı olmadığı ve ipoteğin terkin edilmiş olması nedeniyle talebin reddine karar verildiği, eldeki davanın iş bu icra müdürlüğü işlemini şikayet için açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 17/01/2017 tarih ve 2016/963 E.-2017/35 K. sayılı kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan “takibin davacı borçlu yönünden iptaline” şeklindeki cümlenin karar metninden çıkartılmasına, yerine “takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK. 366 ve HUMK.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22.11.2011 tarih ve 2011/216 Esas sayılı itirazın iptali ile ilgili kısa kararına ilişkin duruşma tutanağı, HMK'nun 297 maddesindeki unsurları taşımadığı ve dolayısıyla itirazın iptaline dair ilam niteliğinde sayılamayacağı için, gerekçeli karar ibraz edilmeden, duran takibin kısa karar ile devamının sağlanması olanaklı değildir.O halde, mahkemece borçlunun şikayetinin bu kurallar dairesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
Somut olayda uyuşmazlık, İİK' nın 150/e-2 maddesi gereğince yasal sürede satış talep edilmemesi nedeni ile takibin düşürülmesi talebine ilişkin olup esasa ilişkin kararın İİK'nun 365. maddesi gözetildiğinde temyizinin kabil olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarih ve 2021/338 Esas-2022/1323 Karar nolu; ek karara yönelik temyiz talebinin kararın konu itibari ile kesin olduğundan bahisle reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına oy birliği ile karar verildikten sonra ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarih ve 2021/338 Esas-2022/1323 Karar sayılı asıl kararının temyizen incelenmesinde; Yukarıdaki açıklama doğrultusunda uyuşmazlık konusu dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken kararın kesin nitelikte olduğundan bahisle yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, İİK’nun 338.maddesine yönelik hükmün temyiz incelemesi sonunda; Sanıkların herhangi bir mal beyanında bulunmamaları karşısında beraatleri yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından “..İİK’nun 347.maddesi gereğince müştekinin şikayet hakkının düşürülmesi” ifadesinin çıkarılarak yerine "....sanıkların beraatlerine" ifadesi yazılmak suretiyle hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nun 322.maddesi gereğince kısmen isteme uygun olarak düzeltilerek ONANMASINA, İİK’nun 333/a maddesine yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonucunda; Sanıklara isnat edilen suç İİK’nun 333...
Mahkemece, borçlu ...... hakkında takibin kesinleştiği adreste şikayetçi firmanın faaliyet gösterdiği, fiili ...... esnasında borçlu firmanın da isim tabelasının tespit olunduğu, şikayetçi 3. kişi ...... ile borçlu ...... arasında fiili ve...... bulunduğu bu nedenle borçlu firma adresinde İİK 97. maddesi uyarınca ...... yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile şikayet talebinin reddine karar verilmiş, karar şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Şikayet eden vekilinin muhafaza işlemi ve haczin İİK 99. maddesi gereği yapılmasına yönelik şikayetleri yönünden; icra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümler ile ve genel olarak da İİK'nin 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayetin sadece sıraya yönelik olmayıp şikayet olunanın alacağının muvazaaya dayalı olduğunun ileri sürülmesi halinde genel mahkemelerin görevli olduğu, şikayet dilekçesinde takip alacaklısı ile borçlu şirketin eski ortağının birlikte hareket ederek, icra takibinin muvaazalı olarak kesinleştirildiği iddia edildiğinden muvazaanın, yalnız ödeme emrinin tebliği ile sınırlı olduğunun kabul edilemeyeceği, borçlu şirket, tebliğin usulsüzlüğüne yönelik şikayette bulunmadığına, takip kesinleşerek haciz konulduğuna ve bunun sonucu şikayet olunan alacaklının sıra cetvelinde birinci sırada yer aldığına göre muvazaa iddiasının, takibin bütününe ve alacağa yönelik yapıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle şikayet dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir....
Mahkemece; İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde; limitin aşıldığı yönündeki şikayetler dışında tüm şikayetler, İİK 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. İpotek limitinin aşıldığı yönündeki şikayetler ise; İİK 16. maddesinin 2. fıkrası uyarınca süreye tâbi değildir. Şikayet konusu icra emri ve takip talebinde ipotek limitinin miktarının 100.000 TL olduğunun ve sorumluluğun ipotek limitine ulaşıncaya kadar olduğunun yazılı olduğunun görülmüş olması karşısında davacının ipotek limitinin aşıldığından bahisle ödeme emri ve takibin iptali talebi yerinde görülmemiştir. Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/493 Esas sayılı dosyasında takip konusu taşınmazın 3. kişilere devrinin engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de söz konusu ihtiyati tedbir kararı cebri icra satışlarına engel değildir....