Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "icranın geri bırakılması talebinin kısmen kabulüne, İzmir 13. icra müdürlüğünün 2022/3586 E sayılı takip dosyasında 135,00TL dışında kalan alacak yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....

Şikayet tarihi itibariyle takibin zaman aşımına uğramadığı anlaşılmakla mahkemenin redde karar vermesi isabetlidir. Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, borca ve imzaya itirazının süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde esastan reddine ilişkin hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, "Davacının borca ve imzaya itirazının süre aşımı nedeniyle reddine, zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılması talebinin reddine" dair karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Öte yandan, mülga 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay olup, asıl borçlu yönünden zamanaşımı dolmuş ise de borçlunun talebi icranın geri bırakılması olup, İİK’nun 71. maddesinin atfı ile İİK’nun 33/a maddesi uyarınca da takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece takibin iptal edilmesi de yerinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, borcun zamanaşımına yönelik icra kefillerinin taleplerinin reddine, asıl borçlunun talebinin ise kabulü ile icranın asıl borçlu yönünden geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğü'nün 2007/7084 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 6 aylık zamanaşımının dolduğunu ileri sürerek, İİK'nun 71/2. ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece talebin kabul edildiği görülmektedir. İcra dosyasının incelenmesinde .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30/04/2008 tarih ve 2007/1519 Esas-2008/332 Karar sayılı kararı ile İzmir İcra Dairesinin yetkisizliğine, Manavgat İcra Dairesinin yetkili olduğuna karar verildiği, kararın kesinleşmesi sonrasında dosyanın Manavgat İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği ve borçluya 02/09/2008 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir. Şu hale göre borçlunun icranın geri bırakılması istemiyle başvurduğu tarih olan 28/12/2015 itibariyle icra dosyası yetkili icra dairesi olan Manavgat 3....

      Devletin cebri icra gücü vasıtasıyla, devlet güvencesinde yapılan ihalede mahcuzu satın alan üçüncü kişinin, takibin iptali, icranın geri bırakılması veya ihaleden sonra borcun ödenmesi nedeniyle doğrudan hiçbir ilişkisi olamaz. Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte borçlunun yasal süresinde ... 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1206 Esas sayılı dosyası üzerinden icra emrinin ve takibin iptalini istediği dosyanın 17/03/2021 tarihinde karara bağlandığı, mahkemece tedbir kararı verilmediği, anlaşılmıştır. İİK nun 149/a-1 maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı kanunun 33.maddesine göre icra mahkemesine yapılan itiraz icrayı ve satışı durdurmaz. İİK nun 149/a-2 maddesine göre ise, İcra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz....

        GEREKÇE: Uyuşmazlık, asıl davada, ödeme nedeniyle icranın geri bırakılması ve haczin kaldırılması talebine, birleşen davada kapak hesabına yönelik şikayete ilişkindir. Anamur İcra Dairesinin 2003/767 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Anamur İcra Dairesinin 2003/767 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; müşterek çocuk Batu Yoruç Turgay'a velayeten annesi Gülay Turgay tarafından Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/296 E 2000/42 K sayılı ilamına dayanılarak ilamın kesinleşmesine müteakip şikayetçi aleyhine birikmiş 4.230,00 TL, ve işleyecek iştirak nafakası yönünden ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. Şikayetçi borçlu, icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş iştirak nafakası borcunu ödediğini belirterek icranın geri bırakılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Takip dosyasına ilişkin imzaya itiraz davasında 02.04.2008 tarihinde alacaklı vekilinin yüzüne karşı davanın reddine karar verildiği ve bu karardan sonra 22.05.2009 tarihine kadar alacaklı tarafından takip dosyasında işlem yapılmadığı, bu nedenle şikayet tarihi olan 01.02.2011 tarihi itibariyle icranın geri bırakılmasının şartlarının oluştuğu anlaşılmakla sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olmakla, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasından "…şikayet hakkının düşürülmesine" ifadesi çıkarılarak yerine "...sanığın beraatine...

          İİK'nun 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise, icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar almak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. İİK’nun 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın (taşınmazların) satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli değildir. Bu durumda, teminat olarak taşınmazın (taşınmazların) gösterilmesi halinde, bu teminatın hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağının kabulü gerekir....

          İş Mahkemesinin 2018/508 esas 2021/538 karar sayılı kararında müvekkili aleyhine bir takım alacakların müvekkilden alınarak davalı alacaklıya ödenmesine hükmedildiğini, kendileri tarafından icranın geri bırakılması istemli olarak istinaf yoluna başvurulduğunu, söz konusu mahkeme kararının davalı tarafça takibe konu edildiğini, borcu karşılayacak miktarda teminatın icra dosyasına nakit olarak depo edildiğini, icra dosyasına 24/12/2021 tarihinde depo edilen teminatın değerinin korunması için nemalandırılmasını talep ettiklerini, ancak icra müdürlüğünün 27/12/2021 tarihli kararı ile taleplerini reddettiğini, yasada teminatın nemalandırılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı icra müdürlüğünün kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teminat olarak yatırılan tutarın vadeli hesapta nemalandırılmasına muvafakatlerinin bulunduğunu beyan etmiştir. İzmir 8....

          Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1125 Esas, 2020/612 Karar sayılı ilamı ile itirazın kısmen iptaline karar verildiğini, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, mezkur kararda faize ilişkin hüküm tesis edilmediğini, bu durumda faizin karar tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini,Yargıtay içtihatları ve içtihadı birleştirme kararlarının da bu yönde olduğunu, istinaf sürecinde İİK'nın 36.maddesi kapsamında icranın geri bırakılması kararı alınabilmesi için mehil vesikası düzenlenmek üzere dosya borcunun hesaplanması gerektiğini, mahkeme tarafından hüküm kurulmayan faiz talebinin sanki kabul edilmiş gibi asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesinin icra müdürünün yetkisini aşar şekilde yaptığı hukuka aykırı bir işlem olduğunu, müvekkillerinin mehil vesikası düzenlenebilmesi için icra dairesinin yaptığı hesaplamada dosya borcu olarak gösterilen 50.125- TL miktara karşılık teminatı dosyaya yatırma mecburiyetinde kaldığını, söz konusu miktarın 8.144,38- TL'sinin takip...

          UYAP Entegrasyonu