Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dışı borçlu sigorta şirketi tarafından İİK’nun 36. maddesi gereğince sunulan teminat mektubu ve bu teminat mektubu sonucu verilen icranın geri bırakılması kararına rağmen borçlu Ayça Oto İnş. San Tic. Ltd. Şti. hakkında icra takibine devam edilerek haciz uygulanmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kesinleşmeden icraya konulabilen ilâmların (hükümlerin) temyiz edilmiş olması, kendiliğinden ilâmın icrasını durdurmaz. Hükmü temyiz eden borçlunun, kesinleşmeden icraya konulmuş olan ilâmın icrasını durdurabilmek için teminat karşılığında Yargıtay'dan icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı alması gerekir (HUMK m.443/1; İİK m.36). Hükmü temyiz etmiş olan borçlu teminat gösterirse, icra müdürü borçluya Yargıtay'dan icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı getirebilmesi için, uygun bir süre (mühlet) verir (m.36/1) ve bu süre içinde ilâmın icrasını durdurur....
İş Mahkemesinin 03.03.2009 tarih ve 2005/105 esas, 2009/200 sayılı kararının temyiz edildiği ve 11.08.2009 tarihli icranın geri bırakılması kararı alınmış olmasına göre, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 02.07.2004 tarihi itibarıyla, üçüncü şahıslar yönünden kesinleşmiş ve muaccel bir alacağın bulunmadığı anlaşılmakla tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 13.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A R A R Borçlu vekili, boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştüğünü, nafakanın kesintisiz olarak alacaklıya ödendiğini, tarafların kendi aralarında yaptıkları anlaşma ile nafakayı 380 TL'ye çıkardıklarını, müvekkilinin 2013 yılı Mayıs ayında fazlaya ilişkin ödemeden feragat ederek Mahkemece verilen 80,00 TL ödemeye devam ettiğini, dayanak ilamda belirtilen nafaka alacağı dışında borcu olmadığını belirterek icra takibinin iptalini talep etmiştir Mahkemece, İcra emrinin borçluya 23/08/2013 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet ve icranın geri bırakılması talebinin ise 06/09/2013 tarihinde ileri sürüldüğü gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlunun, dayanak ......
nin iflasına karar verildiği, Bakırköy İflas Dairesi'nin 13.09.2011 tarih ve 2011/28 sayılı yazısı üzerine anılan şirket hakkında iflasın açıldığı hususunun 30.09.2011 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek 05.10.2011 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan olunduğu, bilahare, müflis borçlu şirket vekili tarafından 05.08.2005 tarihli vekaletnameye dayalı olarak icra takibinin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemi ile 24.11.2015 tarihinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 513. maddesi hükmü uyarınca (mülga 818 sayılı BK'nun 397. maddesi) vekalet sözleşmesi, vekalet verenin iflası ile son bulur. İflas kararının verilmesi ile birlikte müflisin iflas idaresi kanalıyla temsili gerekmekte olup; iflas idaresinin seçilmesinden önceki dönemde, temsil yetkisi iflas dairesine aittir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/1023 E- 2019/ 75 K sayılı dosya ile davacılar Süleyman Ocakoğlu ve T2 tarafından şikayette bulunulduğu mahkeme tarafından murisin 30.10.2019 tarihinde öldüğü takibin mirasçılara veya terekeye yöneltilmediği gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği , satış memurluğundan dosyaya gelen paranın borçlu tarafından talep edildiği icra müdürlüğü tarafından paranın icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden satışı yapan Sulh Hukuk Mahkemesine iadesine karar verildiği ,dosyanın kapatılmış olması nedeni ile paranın tekrar icra dosyasına gönderildiği şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi İstanbul 8....
Anılan 33/a maddesi: “İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.” hükmünü haizdir....
Aynı Kanun'un 33/a maddesinin birinci fıkrasında ise "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları İcra Mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" denilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder" hükmüne yer verilmiştir....
O halde; Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgulara göre yukarıda sözü edilen icranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması alacaklı tarafından genel mahkemelerde İİK'nun 33/a-2. maddesi uyarınca açılan bir davanın olmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılacağı dava sonuna kadar icra takibinin duracağı davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki zamanaşımı şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Hükmü temyiz eden borçlunun kesinleşmeden icraya konulmuş işbu ilamın icrasını durdurmak için ilam konusu taşınır malı depo ederek icra dairesinden süre ve Yargıtaydan icranın geri bırakılması kararı almış olması gerekir. Diğer taraftan ilamda yazılı olan taşınır mal veya misli borçlunun elinde bulunmazsa borçlu artık aynen ifaya zorlanamaz. Bu halde taşınır mal teslim borcu, kanundan ötürü para borcuna dönüşür....