"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) K A R A R Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2012/5444 sayılı takip dosyasının aslı veya okunaklı ve onaylı örneği ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, icra memurunca İİK. 'nun 99. Maddesine göre yapılmış sayılan menkul haczi işleminin İİK.'nun 96 ve 97. Maddelerine göre yapılmış sayılması istemine ilişkindir. Şikayet İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette karşı tarafın usul hukuku anlamında, taraf niteliğine sahip olmaması nedeniyle şikayette, tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur. Bu eksiklik şikayetin reddini gerektirmez. Şikayetle İcra ve İflas Dairesi işlemlerinin hukuka uygunluğu incelendiğinden, icra mahkemesi şikayet üzerine takip dosyasını getirterek şikayetle ilgili olan kişileri belirlenmeli, bu kişileri duruşmaya çağırıp görüşlerini almalı ve varsa delillerini incelemelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) Uyuşmazlık, İcra İflas Kanunu hükümlerince memur muamelesine şikayet istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay (12). Hukuk Dairesine ait olduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanığına gönderilmesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) Uyuşmazlık, İcra İflas Kanunu hükümlerince memur muamelesine şikayet istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay (12). Hukuk Dairesine ait olduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanığına gönderilmesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2021 NUMARASI : 2021/99 ESAS-2021/102 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/33294 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, takip uyarınca müvekkiline ait taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, ne var ki takibin 21.01.2021 tarihli tensip kararı uyarınca düştüğünü, düşen takip nedeniyle hacizlerin kaldırılmasının talep edilmesine karşın talebin reddedildiğini ileri sürerek icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına yönelik talebin reddine dair verilen kararın iptalini talep ve dava etmiştir....
Her ne kadar davacı üçüncü kişi vekili dava dilekçesinde; memur muamelesini şikayet talebi ile birlikte hacizlerin kaldırılmasını isteyerek İİK'nin 97. maddesine dayalı istihkak iddiasında bulunmuş ise de; 20/11/2014 tarihli celsede, dava konusunun İİK’nin 96 maddesine göre işlem yapılmasına ilişkin memur işlemini şikayet olduğunu söyleyerek, dava dilekçesindeki taleplerini şikayet olarak sınırlandırmıştır. İİK'nin 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır. Usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse o zaman yokluklarında yargılamaya devam edilerek dosya kapsamına göre bir karar verilir....
bu takibin iptali ve düşürülmesi ile icra memuru işleminin kaldırılarak icra inkar tazminatı ödenmesinin talep edildiği şikayet davası şeklinde bir kanun yolu bulunmadığını, davacı tarafından talep edilen hususların hukuki dayanaktan uzak ve mesnetsiz olduğunu, usulüne uygun açılan bir icra takibine karşı davacının talep etmiş olduğu gibi takibin iptali veya düşürülmesi veya memur işleminin iptali ile icra inkar tazminatı ödenmesinin istenemeyeceğini, bu şekilde bir kanun yolu bulunmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra memur işlemini şikayettir. Somut olayda, davacı mirasçı, takip dosyalarındaki hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra memur işleminin iptalini istemiştir. Başvuru, şikayet niteliğinde olup, Medeni Usul Hukukunun davaya ilişkin kuralları burada uygulanmaz. Bu nedenle mirasçının, terekeye dahil bir borca ilişkin olsa dahi, takip işlemlerine karşı tek başına şikayet yoluna başvurması mümkün olduğundan, davacı yönünden taraf teşkilinde eksiklik bulunmamaktadır. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur. Bu eksiklik şikayetin reddini gerektirmez....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2019 NUMARASI : 2019/594 ESAS 2019/555 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/594 Esas 2019/555 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 3....
Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde ise tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır....