İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
Davacı taraf şikayetinin dayanağı olarak haciz talebinde de değindiği gibi; borçlunun itirazının kısmi itiraz olduğunu ancak bunun İİK’daki şekle uymadan yapıldığını, bu sebeple itirazın geçerli bir itiraz olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Gerçekten de, İİK 62/4. Maddesinde “Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısman cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır. Kısmi itirazın geçerli sayılabilmesi için, borcun bir kısmına itiraz eden borçlu, itiraz ettiği borç miktarını itirazında ayrıca ve açıkça belirtmek zorundadır. Borca kısmi itiraz durumunda; sadece itiraz edilen kısım üzerinden icra takibi durur, itiraz edilmeyen bakiyeye ilişkin icra takibi kesinleşir. Zira İİK 66/1. Maddesinin son cümlesinden de bu durum anlaşılmaktadır. Bu hususta kanun hükümleri açık olduğu gibi yerleşik Yargıtay içtihadları da mevcuttur. Bir örnek olarak, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/1995 E., 2018/5765 K....
Sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun örnek 7 ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet yoluna başvurduğu, İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 14.12.2021 tarihli, 2021/388 E, 2021/813 K. Sayılı kararıyla usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25.06.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, borçlu tarafından takip dosyasına sunulan 24.06.2021 tarihli dilekçe uyarınca takibin durdurulmasının ve hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına, ancak dilekçe itiraz içermediğinden takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edilebilir....
de müvekkili şirket olduğunu, başlatılan icra takibi ve ödeme emri incelendiğinde muhatabın müvekkili T1 olduğunun taraflarınca anlaşıldığını ancak borçlu sıfatı olarak Bercadia AVM Kat malikleri yazıldığından müvekkili şirketin kendisinin muhatabı olduğu icra takibine itiraz edemediğini, ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
borca itiraz ettiğini, alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda kambiyo senedi vasfını haiz olmayan belge ile icra müdürlüğünce Örnek 10 Ödeme Emri düzenlenmesi hukuka aykırı olduğunu, icra müdürlüğünce resen gözetilmesi gereken bu husus dikkate alınmadan müvekkil aleyine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi yapıldığını, bu sebeple takibin iptali gerektiğini, izah edilen nedenlerle borca itiraz ettiğini, kambiyo senedi vasfını haiz bir belge olup olmadığı icra müdürlüğünce resen araştırılmadan icra takibi yapıldığından şikayetimizin kabulü ile takibin iptalini, davalı / alacaklının kötü niyetle takip yaptığından bahisle % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra memuru Yönetmeliğin 40. maddesi uyarınca ödeme emrine karşı yapılacak her türlü itiraz halinde borçluya dosya numarası; borçlunun adı soyadı; itirazın niteliği ve tarihini içerir bedava ve pulsuz belge vermek zorundadır. Bu belge icra müdür veya yardımcısı tarafından imzalanıp onaylandıktan sonra diğer nüshası dosyaya konulur. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 8/1 fıkranın ikinci cümlesine göre ''Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya yardımcısı veya katibi tarafından imzalanır''. Uygulamada itiraz dilekçesinin havale edilmesiyle ikinci cümle uyarınca hukuki işlem- somut olayda itiraz işlemi - tesis edilmiş olmaktadır....
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda: alacaklı tarafından faturalara dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındığını ve icra takibine geçildiğini, takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borca itiraz dilekçesi ve icra dairesinin durdurma kararının 31.12.2021 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiğini, İİK'nın 264/2 maddesine göre 7 gün içinde başvuru yapılmaması nedeniyle İİK'nın 264/4 maddesi uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını, alacaklının 12.01.2022 tarihine kadar başvuru yapması gerekirken dava açılmadığını, Sivas Arabuluculuk Bürosu'nun cevabi yazısına göre de 13.01.2022 tarihinde saat 16:30'da başvuru yapıldığını, başvuru süresinin geçirildiğini, buna rağmen icra müdürlüğünce ihtiyati haczin hükümsüz kalması sebebiyle hacizlerin kaldırılması isteminin reddine karar verildiğini ileri sürerek şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Öte yandan, takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Borçlunun yetkiye ve borca itirazlarını ödeme emri tebliğinden ( ya da usulsüz tebligat nedeni ile takipten haberdar olduğu tarihten itibaren) yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekli olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurması hukuki bir sonuç doğurmaz. Yasal sürede yapılan borca ve imzaya itiraz ise icra takibini durdurur. Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde yetki hususu İİK’nun 68 vd. maddeleri uyarınca alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvuru üzerine ancak icra mahkemesince değerlendirilebilecek bir husus olup alacaklının bu konuda istemi bulunmaksızın salt borçlunun yetki itirazında bulunması, yetki hususunun incelenmesini gerektirmediği gibi İİK’nun 62. maddesinin emredici hükmüne de aykırıdır....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı yanca müvekkili aleyhinde İstanbul 22.İcra Müdürlüğünün 2015/7699 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin dosyaya sunulan 13/04/2015 tarihli ilk borca itiraz dilekçesinde 04/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve gerekli itiraz neticesinde takibin durduğunu, daha sonra aynı dosyanın 2019/10071 Esas numaralı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine 15/03/2019 tarihinde tekrar itiraz dilekçesi sunulduğunu, fakat icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce verilen kararın yerinde olmadığını ve müdürlük kararının kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İzmir 21. İcra Müdürlüğünce davalı borçlu vekili tarafından sunulan borca itiraz dilekçesi üzerine tebligatın usulsüzlüğü hakkında icra mahkemesinin yerine geçerek karar vermek suretiyle itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, oysaki tebligat usulsüzlüğünün ancak borçlu tarafından icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi gerektiğini, buna rağmen borçlu tarafından açılmış bir dava bulunmadığını, takibe 15/09/2021 tarihinde itiraz edilmekle yetinildiğini, 7 günlük hak düşürücü sürede şikayet davası da açılmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayete konu memur işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....