Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, faize itiraz, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nın 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre borca itirazın icra mahkemesine yapılması zorunludur. İcra mahkemesi yerine icra müdürlüğüne yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle hukuki sonuç doğurmayan icra müdürlüğü'ne yapılan itiraza dayalı icra müdürlüğünce verilen karara ilişkin Mahkemenin şikayetin kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2019 NUMARASI : 2019/379 2019/436 DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06.12.2019 tarih 2019/379 esas 2019/436 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davalı T4 vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2017/12729 E sayılı dosyası ile müvekkili banka tarafından borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, borçlulara icra emrinin gönderildiğini, takibin tüm borçlular yönünden kesinleştiğini, takip konusu taşınmazların kıymet takdirinin yapıldığını, kıymet takdirine itiraz edildiğini, Adana 1....
İİK'nın 16.maddesine göre şikayet yoluna icra müdürlüğünün işleminden zarar gördüğünü ileri süren kişiler başvurabilir. Şikayet yoluna başvurulabilmesi için şikayette bulunanın korunmaya değer hukuki bir yararının bulunması gerekir. Somut olayda, Asliye Hukuk Mahkemelerinin ihtiyati haciz kararlarının tapu kaydına işlenmediği gibi, davacının icra takip dosyasının tarafı olmadığı anlaşılmakla, şikayette aktif husumetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, memur işlemi doğrultusunda dosya faizi silindiği takdirde müvekkilinin kazanmış olduğu davalardaki haklarına kavuşmayacağını belirtmiş ise de, davacının açmış olduğu davalardaki haklarının o dosyalardan tahsilinin gerektiği, zira davacının kendi başlattığı icra dosyalarından bu dosya alacağına haciz yazılarının gönderildiği anlaşılmakla, istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....
Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ya da anılan mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 22/08/2015 tarihinde yaptırıldığı, borçlunun taşınmaza takdir olunan değerin düşük olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmeleri üzerine, ... İcra Hukuk Mahkemesinin 16/05/2017 tarih ve 2016/89 E. - 2017/230 K. sayılı dosyasında değerin icra dosyasında belirlenen değerle aynı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler....
Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler....
Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler....
Değerlendirme Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda şikayete konu taşınmazların değerinin, kıymet takdir raporuna itiraz üzerine icra mahkemesince belirlenen değerlerden düşük olduğu görülmekle, taşınmazların gerçek değerinden ihaleye çıkarılmadığı iddiasının ispatlanamadığının, Dairenin yerleşik uygulaması ile aynı yönde olan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.02.2021 2017/12-2258 E. - 2021/94 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; kıymet takdir raporuna itiraz üzerine icra mahkemesince yapılacak ...; icra müdürü tarafından belirlenen değerin malın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğruluğunu denetlemek olup, mahkemenin, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetleyeceği tabii olduğundan, ihalenin feshi incelemesi sırasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda değerlemenin icra müdürlüğünün keşif tarihine göre yapılmasının yerinde...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğin usulsüz olduğunu, davanın konusu memur işlemini şikayet olduğu için itiraz sürelerinin kararı öğrendikleri tarihten itibaren başlayacağını, karar taraflarına tebliğ edilmediği için kararı öğrendikleri gün yani süresi içerisinde şikayet yoluna gidildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı hakkında başlatılan icra takibinde, ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi gereğince 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir....