İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2018 NUMARASI : 2018/620 ESAS - 2018/1158 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte dayanak hesap kat ihtarının borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebliğ edilmediğini, usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen kat ihtarını esas alınarak icra emri tebliğ edilmesinin yasaya aykırı olduğunu ve icra emrine konu alacağın likit olmadığını, yargılamayı gerektirdiğinden icra emrine konu edilemeyeceğini belirterek, icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu ........... vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; ......... İcra Müdürlüğü'nün 2012/6386 esas sayılı dosyasında alacaklı..... tarafından vekil edeni aleyhine başlatılan takipte ilama aykırı olarak fahiş faiz talep edildiği itirazında bulunmuştur. Mahkemece ...... İcra Müdürlüğü'nün 2012/6386 esas sayılı dosyasındaki takibin ilamsız icra takibi olduğu ve borçlunun bu takibe karşı itirazını icra dairesine yapması gerektiğinden bahisle itirazın reddine karar verilmiştir....
yer alan ödeme emri tebliğ mazbatasında da açıkça görüldüğü üzere davacı borçluya gönderilen ödeme emrine belgenin eklenmediği zira davalı alacaklı tarafından söz konusu belgenin takip dosyasına sunulmadığı, davacı borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olmasının şikayet kanun yoluna başvurmasını engellemeyeceğine dair yerleşik Yargıtay içtihatları bulunduğu gerekçesiyle davacı borçlunun şikayetinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
Mahkemece; İİK 169 ve İİK 168/5 maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde borca ve ödeme emrine itiraz edilebileceği, davacı/borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten sonra 5 günlük yasal itiraz ve şikayet süresi geçtikten sonra 29/12/2020 tarihinde açıldığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrarlamakla birlikte davada ileri sürülen hususunun kamu düzeninden olması nedeniyle İİK'nın 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet yoluyla ileri sürülebileceğini, takip konusu çekteki imzanın borçlu Görallar Elekt....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2018 NUMARASI : 2018/621 ESAS - 2018/1159 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte dayanak hesap kat ihtarının borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebliğ edilmediğini, usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen kat ihtarını esas alınarak icra emri tebliğ edilmesinin yasaya aykırı olduğunu ve icra emrine konu alacağın likit olmadığını, yargılamayı gerektirdiğinden icra emrine konu edilemeyeceğini belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı ödeme emrine ilişkin tebliğin düzeltilmesi için İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet yoluna başvurmuş, daha sonra iş bu dava ile menfi tespit talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasında İcra Hukuk Mahkemesinde şikayetin kabulüne karar verildiği ve kararın temyiz edilmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın İcra Hukuk Mahkemesine açtığı davada ödeme emrine ilişkin tebliğin iptaline karar verileceğini önceden kesin olarak bilemeyeceğinden işbu sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davasını açması ihtiyatlı bir davranıştır....
Ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 150 ve 150/a maddeleri gereğince ödeme emrine itiraz hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde; "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerekirken, mahkemeye yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup mahkemenin bu sebeple başvuruyu reddetmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibari ile doğru olan kararın onanması yoluna gidilmiştir....
İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun zamanaşımı şikayetini icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda mahkemece İİK'nun 172. maddesi gereğince talebin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce maddi hataya dayalı olarak onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2020/9892 E. Sayılı takibi süresi içerisinde itiraz edilerek durdurulmuşken durmuş olan bu takipte itirazın kaldırılmasına yahut iptaline karar verilmeden yeniden işlem yapılmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, buna rağmen ilgili icra takibine ilişkin açmış oldukları dava halen derdest iken ve diğer yandan alacaklı tarafından itirazın kaldırılması yahut iptali talepli olarak dava ikame edilmemişken alacaklının bu kez de ödeme emrinin yeniden düzenlenerek taraflarına gönderilmesini talep ettiğini, ilgili icra müdürlüğü de alacaklının bu talebini kabul ederek ödeme emri ikinci kez mükerrer olarak taraflarına tebliğ edilmiş olduğunu, işbu ödeme emrine karşı yeniden itiraz ve şikayet haklarının doğduğunu, bunun üzerine, İstanbul 23....
Öte yandan, İİK'nun 17. maddesinde " Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. "denilmiştir. Somut olayda borçlu taraf, başvurusunda asıl alacağın borçlunun miras payına göre düzeltilmesini, buna bağlı olarak asıl alacağa işlemiş faizin ve ilam vekalet ücreti ile işlemiş faizinin de fazla istenen miktarlarının tespitine, tespit edilen fazlalıkların iptaline karar verilmesini talep etmişken Mahkemece, talep aşılarak, HMK'nun 26. maddesine aykırı olacak şekilde "...21.05.2014 tarihli icra emrinin iptaline...” karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek şikayete konu icra emrinde fazla talep edildiği belirlenen miktarlar yönünden icra emrinin İİK'nun 17. maddesi gereğince düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde icra emrinin tümden iptali doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....