Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki boşanma davası ve fer'ileri ile ziynet alacağı davası yönüden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının da hafif kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden kadının mahkemenin de kabulünde olduğu gibi eşine hakaret etmek suretiyle kusurlu olduğu anlaşılmakladır. Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....

    Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının düğünde takılan ziynet eşyalarını kendi şahsi borçlarını kapatmak için kullandığını, iade gerektiğini, ziynet eşyalarını 100 gram bilezik 19.000,00 TL, 1 kolye 1.500,00 TL, söz ve nişan yüzükleri 1.000,00 TL, düğün takıları 20.000,00 TL olduğunu belirterek ziynet eşyası iadesi davasının da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    nın mirasçılara mal kalmasını engellemek amacıyla mirasbırakana baskı yaparak, taşınmazların doğrudan devri halinde ileride dava açılmasının önüne geçebilmek için önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtığını, sonrasında ise sözde anlaşarak mirasbırakan ile aralarında boşanma protokolü yaptıklarını, mahkemece anılan protokol onaylanarak boşanmaya karar verildiğini, mirasbırakanın da mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla protokol uyarınca, 2953 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki 34, 39, 35 ve 25 nolu bağımsız bölümler ile 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazını davalıya bıraktığını, mirasbırakan ile davalının boşanmadan sonra da birlikte yaşamaya devam ettiklerini, bir süre sonra yeniden evlendiklerini, boşanmanın gerçek bir boşanma olmadığını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapılan devirleri gizlemek amaçlı boşanmanın yapıldığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından boşanma davası ve ziynet eşyası davalarının reddi ile çeyiz eşyası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-davacı erkeğin eşini evden kovduğu ve eşine bağımsız konut sağlamadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının boşanmaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davacı tanıklarının beyanları "yakın akraba beyanı olduğu" gerekçe gösterilerek dikkate alınmamıştır. Oysa, aksine ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadıkça tanıkların gerçeği söylemiş olmaları asıldır. (HMK m. 255) Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep olarak görülemez. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerine dair delil ve olgu yoktur....

          İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesince yukarıda başlıkta belirtilen kararı ile; erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle, kadının asıl ve birleşen boşanma davasının kabulüne, erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabul kısmen reddine, kadının asıl ve birleşen boşanma davasının kabulü, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ve erkeğin reddedilen boşanma davası nedeniyle kadın lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine, erkek lehine kadının ziynet alacağı davasının kısmen reddi nedeniyle vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı erkek cevap dilekçesinde eşine eve dönmesi için ihtar çektiğini belirtmiş, ön inceleme duruşmasında ise “Boşanmak istemediğini, eşini affettiğini, eve dönmesini istediğini” beyan etmiştir. Davalının bu beyanları af niteliğinde olup davacı kadının kusurlu davranışları kadına kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu durumda davacının kusursuz olduğu kabul edilmelidir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (...m.33) Davacı, dava dilekçesinde; davalı eşi aleyhine şiddetli geçimsizlik sebebiyle 2008 yılında boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, daha sonra biraraya gelmediklerini, ortak hayatın kurulamadığını, on bir yıldan beri ayrı yaşadıklarını ileri sürerek, boşanmalarına karar verilmesini istediğine göre, dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine değil, aynı Yasanın 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır....

                Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/314 esas, 2012/82 karar sayılı dosyasından anlaşıldığı üzere, evvelce davacı koca tarafından şiddetli geçimsizlik hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası reddedilmiş, hüküm 12.6.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bu davada dayanılan ihtar ise 31.8.2012 tarihinde kanunda öngörülen (TMK.md. 164/1) dört aylık süre dolmadan istenmiştir. Oysa ihtarın geçerli olması için boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren en az dört ay geçmesi zorunludur....

                  CEVAP VE BİRLEŞEN DAVA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin eşiyle uzun süredir şiddetli geçimsizlik yaşadığını, sözlü ve fiili şiddete maruz kaldığını, son olarak 23/12/2018 günü davalı tarafından dövüldüğünü, hakarete uğradığını, ölümle tehdit edildiğini, müvekkilinin artık ailesinin yanında Gaziantep'de ikamet ettiğini, Gaziantep 7....

                  UYAP Entegrasyonu