‘ya taşındıklarını, müşterek konutlarına 2009 yılında hırsız girdiğini ve evdeki birtakım eşyaları çaldığını, evde bulunan ziynet eşyalarını ise bulamadığını, bu olaya ilişkin soruşturmanın da olayından sonra ziynet eşyalarının banka kasasında muhafaza edilmesine karar verdiklerini, kendisinin ziynet eşyalarının kendi adına veya en azından ortak hesaba yatırılmasını istediğini, ancak davalının bunu kabul etmediğini ve ilgili bankada kendi adına 3 no’lu kasayı kiraladığını, bütün altın, bilezik ve takıları bu kasaya koyduğunu, kasa kiralamanın hırsızlık olayından bir ay sonra 09/07/2009 tarihinde gerçekleştiğini, 2010 yılı eylül ayında...’e bayram nedeni ile gittiklerini, 11/09/2010 tarihinde davalının kendisini alarak ailesinin evine götürdüğünü, davalının annesinin tartışma çıkardığını ve davalıya kendisini babasının evine bırakmasını söylediğini, bunun üzerine davalının da kendisini babasının evine bırakıp gittiğini, 27/09/2010 tarihinde ise davalının boşanma davasını açtığını, dava...
bileziğin ve toplam 4.350,00 TL değerinde 6 adet çeyrek altının öncelikle davacı- karşı davalı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda 37.550,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden (29/03/2021 ), geriye kalan 36.550,00 TL'sinin ıslah tarihinden (29/04/2022 ) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, B- Karşı davada; davalı- karşı davacı erkeğin boşanma davasının KABULÜ ile; tarafların TMK'nın 166/1 maddesi gereğince ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Davalı- karşı davacı erkeğin manevi tazminat talebinin reddine, "karar verilmiştir....
zorunda kaldıklarını, davalının da birlikte yaşama eğiliminin olmadığını, belirterek davalı ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Ziynet ve çeyiz eşyalarının tahsiline ilişkin bu dava, incelenen boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp kesinleşen boşanma kararı bu davada kesin hüküm oluşturmadığından, ziynet ve çeyiz eşyalarının tazmini için dava açılmasına engel teşkil etmemektedir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgu karşısında davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kaldı ki, davacı tarafça düğünde takılan ziynetlerin ve düğün sonrası çeyiz eşyalarının bedellerinin tahsilinin talep edildiği de nazara alındığında düğün tarihinden önce açılan ve yerel mahkemece karar verilen söz konusu boşanma davasının, red ile sonuçlanıp kesinleşmesinin iş bu dava ile ilgisi bulunmamaktadır....
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olduklarını, bu evlilikten müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davacı-karşı davalının kusurlu davranışlarından dolayı evlilik birliğinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle temelinden sarsıldığını, evliliğin devamına imkan kalmadığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, velayetleri müvekkiline verilecek olan müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00‘er TL olmak üzere toplam aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 200.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, ayrıca müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarını davacı-karşı davalının müvekkilinden zorla aldığını ve müvekkiline iade etmediğini belirterek, söz konusu ziynet eşyalarına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla...
-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının ispatlanamaması nedeniyle reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararına boşanma ve tazminat hususunda bir itirazlarının bulunmadığını, ziynet alacağı ve nafaka yönünden yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, müvekkili lehine hükmedilen 1.500,00....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan dava sonunda 29.02.2000 tarihinde tarafların şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanmalarına karar verilmiş, mahkemenin gerekçeli kararı, aradan on beş yıl geçtikten sonra tebliğe çıkartılmış, 19.03.2015 tarihinde davalı kadına tebliğ edilmesi üzerine, davalı süresi içerisinde kararı temyiz etmiştir. Davalı, temyiz dilekçesinde, aralarında geçimsizlik bulunmadığını ileri sürmüştür. Kararın on beş yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, Türk Medeni Kanununun 2. madesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve "hakkın kötüye kullanılması" niteliğindedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanla sanığın evli olduğu, taraflar arasında yaşanan şiddetli geçimsizlik nedeniyle sanığın, katılanla yaptığı yüzyüze konuşmaları kayda alarak, katılan aleyhine açtığı boşanma davasına, katılanın rızası olmaksızın konuşma kayıtları dökümünü sunduğu olayda, Sanığın, katılanla yaptığı konuşma içeriğini kaydedip, katılanın kendisine ve ailesine hakaret ettiğinden bahisle bu kayıt dökümlerini, boşanma dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK'nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma davasını şiddetli geçimsizlik hukuki sebebine dayandırmış, ancak herhangi bir vakıa ileri sürmemiştir. Davacının dayanmadığı vakıaların hükme esas alınamayacağı (HMK.md.25/1) ve tek başına fiili ayrılığın boşanma sebebi tekil etmeyeceği gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.06.2015 (Çrş.)...
Tarafların bu evlilikten bir çocuklarının bulunduğunu, davalının şiddet uyguladığını, müvekkilinin çocuğu için sabrettiğini, davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bir gün olsun çocuğuna babalık yapmadığını, sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ederek "şerefsiz gavat" diye hitap ettiğini, düzenli bir işinin olmadığını, davalı hakkında evden uzaklaştırma kararı verildiğini ve ceza davasının açıldığını, müvekkilinin davalı eşten düğünde takılan ve kendisine ait olan ziynet eşyalarını istediğin ancak her hangi bir sonuç alamadığını, tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, müvekkiline düğünde takılan 80 adet yarımlık ve 45 adet çeyrek altının, müvekkilinin düğünde takılan ziynetlerini davalıdan istemişse de, bir yanıt almadığını, bu nedenle ziynetlerin aynen iadesini, aynen iadesi mümkün değilse misliyle bedelinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan alınarak, müvekkiline...