WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmemiş dosya ve davacı şirketin yevmiye defteri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davalı aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin de yetkisiz olduğunu savunmuştur. Mahkemece davalının yetki itirazı reddedilerek işin esasına girilmiştir. Davacı vekili, BK.nun 73.maddesi uyarınca ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu duruşma sırasındaki beyanlarında belirtmiş ise de, somut olayda davalı akdi ilişkiyi inkar etmiş olduğundan BK.nun 73.maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır....

    -KARAR- Davacı vekili, davalı ile yapılan sözleşme ile tarafların İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkisini kabul ettiklerini, bu nedenle davalının takip dosyasına yapmış olduğu yetki itirazının yerinde olmadığını iddia ederek davalının icra dosyasına yapmış olduğu yetki itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine girişilen icra takibine sadece yetki açısından itiraz edildiğini, İİK’nun 50/2.maddesi uyarınca sadece yetki hususunda yapılan itirazın kaldırılmasının İcra Hukuk Mahkemelerinden istenebileceğini, mahkemenin davacının talebini değerlendirmede görevli ve yetkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebligatın iptali ile gecikmiş itirazın kabulüne ilişkindir. İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü 2018/30705 Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 13/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 24/12/2018 tarihinde icra müdürlüğüne gecikmiş itiraz dilekçesi sunularak yetki itirazının yanında borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği görülmektedir. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....

      Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine, davalı aleyhine girişilen icra takibinde hem borca hem de icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz edildiği, mahkemece kendi yetkisine yönelik itiraz incelenmiş olmasına rağmen icra takibine yönelik itiraz hususunda değerlendirme yapılmadığı, İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazı değerlendirilmeden hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle karar bozulmuştur. Bozma kararına uyan mahkemece icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı akdi ilişkiyi inkar etmemiştir....

        Zira, ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, İcra Hukuk Mahkemesi'nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1.maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....

          İcra Müdürlüğü’nün 2014/16924 Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip ve davanın yetkisiz yerde başlatıldığını, ayrıca davacıya borçları bulunmadığını ve mal da teslim almadıklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı yerinde görülerek usul yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez....

            Borçlu şirket yetkilisi icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde cezaevinde olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvuru bu hali ile İİK'nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır....

            Bu açık atıf nedeniyle yetki itirazının, HMK hükümlerine uygun bir şekilde yapılmasının gerektiği açıktır. Yetki itirazının ileri sürülme zamanını ve şeklini düzenleyen anılan yasanın 19 maddesinin 2. bendinde aynen; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca usule uygun ve geçerli bir yetki itirazından söz edebilmek için yetki itirazı sırasında yetkili mahkeme veya icra dairesinin açıkça gösterilmesi zorunludur. Somut olayda davalı tarafından icra müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin açıkça gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itiraz dikkate alınamayacaktır....

            İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, borçlunun başvuru dilekçesine “mazeretini gösterir delil” eklemediği gibi, İİK'nun 65. maddesi karşısında, borçlu tarafın, gecikmiş itiraz nedenlerine ilişkin mazeretini gösteren delilleri icra dosyasına sunmuş olmasının da, icra mahkemesinin itiraza yönelik değerlendirmesinde göz önüne alınamayacağının kabulü gerekir....

              İcra Dairesi'nin, ... Esas sayılı icra dosyasının takipsizlik ile kapatıldığı, icra dosyasındaki asıl alacak yönünden takibin düştüğü, icra dosyasına yapmış oldukları itirazda ana parayı kabul edip faize itiraz ettikleri, icra dosyasında ana para yönünden takibe devam edilmediği için takibin ana para alacağı yönünden de düştüğü" şeklindeki savunmasına da, yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davasının, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamakta olduğu, itiraz edilmeyen asıl alacağın takipsiz bırakılmış olmasının, itiraz sonucu duran faiz ve fer'ilere ilişkin alacakları da takipsiz bırakıldığı sonucunu doğurmayacağı, ayrıca davalı yanca davalı yanca asıl alacağın ödendiği şeklinde bir savunma da sunulmadığı anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu