Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/685 Esas sayılı menfi tespit davasında verilen hükümde davacı-alacaklı şirketin ilamsız takibine devamını sağlamayacağından itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu, itirazın iptali davasının takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde borçluya karşı açtığı bir eda davası olduğunu, itirazın iptali davasının asıl amacının da itiraz üzerine durmuş bulunan icra takibinin devamını sağlamak olduğunu, davaya konu icra takibine davalı/ borçlu şirket tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlanmış olduğundan ve mahkemece itirazın iptâli yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağından itiraz konusunda yerel mahkemenin bir karar vermesi gerektiğini, alacaklının itirazın iptâli davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ayrıca her iki davanın talep sonucu bakımından aynı olmadığı gibi aralarında derdestlik...

İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca, itirazın iptali davasının itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekir. Mahkemece davanın yasada öngörülen sürede açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Oysa, icra takibiyle ilgili olarak ödeme emrine itiraz eden borçlunun itirazının davacı-alacaklı vekiline ilk kez 05.05.2004 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten önce itirazın tebliğ edildiğine dair icra dosyasında bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Bu durumda mahkemece ödeme emrine itirazın davacı-alacaklı vekiline 05.05.2004 tarihinde tebliğ edildiği, davanın da 16.09.2004 günü yasal sürede açıldığı gözetilerek taraf delilleri toplanıp, varılacak uygun sonuç dairesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddinde isabet görülmemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı aleyhinde başlattığı icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğinden bahis ile itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, borcun bir kısmına itiraz eden borçlu o kısmın miktarını açıkça göstermediğinden itiraz etmemiş sayılması gerektiğinden bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacağının tahsili için başlattığı icra takibine haksız itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı davanın reddini dilemiştir....

      Alacaklı itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi itirazın iptali için ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelere başvurabilir. Alacaklı, bu konuda seçimlik bir hakka sahiptir. Somut olayda, davanın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ile davanın da İcra Hukuk Mahkemesine açılması da, davacı tarafın İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılmasını talep ettiğini göstermektedir. Bu durumda, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/835 sayılı itirazın kaldırılması davasının 026.04.2013 tarihinde açılmış olduğundan davacının itirazı öğrenmiş oldukları, ÎİK.nun 67.maddesindeki bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 67. maddesinin 1. fıkrası “ Takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ”hükmüne amirdir. Anılan maddeye göre itirazın iptali davasında süre tebliğden itibaren başlamaktadır. Somut olayda davacıya itiraz dilekçesi tebliğ edilmediğine göre hak düşürücü sürenin dolduğundan bahsedilemez. O halde mahkemece esasa girerek sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

          İtirazın iptali davasında, davacı tarafından sadece borçlunun (davalının) icra takibine vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı talep edilebilir. Eda davasının konusu olan alacağın tahsili talebinde bulunulamaz. Bir başka ifade ile, hem itirazın iptali hem da alacağının tahsili taleplerinin bir davada birleşmesi mümkün değildir. Eldeki davada, davacı vekili tarafından itirazın iptali yanında alacağın tahsilinin de talep edilmiş olması karşısında, HMK 31. maddesi gereğince, davacı vekilinden talebin açıklanması istenerek, itirazın iptalinin mi alacağın tahsilinin mi talep edildiği belirlenerek, alacağın tahsilinin talep edilmesi durumunda, işin esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Maddesinde,“ Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir sened yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz yada belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir.Bu süre içinde itirazın kaldırılması istenilmediği taktirde yendiden ilamsız takip yapılamaz.Borçlu, itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itiarzın kaldırılmasına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı bankanın, davalı hakkında kredi kartı borcundan dolayı ilamsız takip yaptığı, davalının ilamsız takibe itiraz ederek takibi durdurduğu anlaşılmaktadır. Davacı, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmektedir. Bu halde, uyuşmazlığın İcra Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

              Bu durumda kira parasının bölünerek ve eşit olarak tüm kiralayanlara ayrı ayrı ödenmesi gerekeceğinden, mahkemece davacıların talepleri doğrultusunda, paylarına düşen kira paraları üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılmasına ilişkin talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tahliyeye ve itirazın kaldırılmasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile kararın itirazın kaldırılmasına ilişkin kısmının BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 07.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali-Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın iptali ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptali davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı kiracının tahliye istemine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı kiracının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davaya dayanak olan Küçükçekmece 2....

                  İİK’nın 68. maddesinde, "Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senet yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usûlüne göre verdikleri bir makbuz ya da belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilâmsız takip yapılamaz. Borçlu, itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın kaldırılmasına karar verir." şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın kaldırılmasını talep etmiş, davalı ise icra takibine yönelik itirazında alacaklıya borcu olmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir. Buna göre, davacının, itirazın kesin kaldırılmasını talep ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk (İcra Mahkemesi sıf.)...

                    UYAP Entegrasyonu