Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ortağı olan davalıya noterde vaadi yapılan 4. katı kendisine vermek üzere devretmesine rağmen davalının 4. katı 3. bir şahsa sattığını, sonrasında da başka bir arsada yapılacak daireden bir tanesini verilmeyen 4. kat yerine kendisine vereceklerini söyleyerek paranın teminatı olarak icra takibine konu teminat senedini verdiklerini, davalı hakkında icra takibi yaptığını ve itiraz ettiğini, ileri sürerek, itirazın iptalini, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, senedin dayanağı olduğu belirtilen satış vaadi sözleşmesinin dava dışı ...'le davacı arasında yapıldığı, davalının satış vaadi sözleşmesinin borçlusu olmadığı, takip dosyasına dayanak senedin, vaadedilen taşınmazın karşılığı olarak teminat senedi olduğunun bizzat davacı tarafça da ifade edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu senedin dava dışı ...'...

    Her ne kadar davacı vekili tarafından satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından murislerinden gelen veya gelecek hisselerin de satışlarının müvekkiline vaad edildiği belirtilerek belirtilen hisselerin iptali talebinde bulunulmuş ise de; satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamının satışının vaat edildiği, satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından murislerden gelecek paylara ilişkin vaatte bulunulmadığı, satış vaadi tarihinde satış vaadi borçluları adlarına kayıtlı hisselerin Gaziosmanpaşa 2....

    ın ise ... tarafından satışı vaadedilen bu payı noterlikçe düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile eşit oranda davacı ... ve birleştirilen dava davacısı...'na toplam 2.000.000,00ETL bedel ile satışını vaadettiği, dosya içerisindeki tedavüllü tapu kaydının incelenmesinde... oğlu ...'ın dava konusu 298 parsel sayılı taşınmazda hiçbir zaman pay sahibi olmadığı, öte yandan davalı ...'ın ise dava konusu taşınmazda 23.03.2004 tarihinde hükmen tescil suretiyle; 05.07.2013 tarihinde ise satış suretiyle toplam 57/3584 pay sahibi olduğu, satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı tarihte satış vaadinde bulunanın malik olması gerekmediği ve eldeki davaya konu satış vaadi sözleşmesinin noterlikçe usulüne uygun olarak yapılmış geçerli bir satış vaadi sözleşmesi olduğu ve ifa olanağının bulunduğu gözönünde bulundurulduğunda davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, dosya içerisindeki ... 2. Noterliği'nin 17.01.2017 tarihli, 0736 yevmiye No'lu mirasçılık belgesine göre davalı ...'...

      Noterliği'nin 29/05/2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince 140.000,00TL bedel karşılığında taşınmazın davacıya devretmeyi vaad etmiştir. Davacı sözleşmede belirtildiği şekilde satış bedelini nakden ve peşine davalıya ödendiğini iddia etmektedir. Davalı ise satış bedelinin ödenmediğine, satış bedeline karşılık verilen 51.000,00 TL bedelli çekin sahte çıktığını ödemenin yapılmadığını savunmuştur. Yanlar arasında imzalanan her iki resmi nitelikte gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde,satış vaadi sözleşmesi içeriğine göre davalı satış bedelini tamamen aldığını açıkça ifade etmektedir....

      Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince, davacı ile davalı, dava konusu 194 parsel sayılı taşınmazın maliki olan kök muris Yusuf Durmaz’ın mirasçıları olup satış vaadi sözleşmesi elbirliği malikleri arasında yapılmıştır. Satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin davalarda elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....

        Mahkemece, davalılardan ... ile davacı arasında düzenlenmiş bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle ...’e yönelik davanın reddine karar verilmiş ise de dosya içerisindeki belge ve delillere göre dava konusu taşınmaz önceden (183 ada 19 sayılı parsel olarak) tarafların müşterek murisi ... adına kayıtlı iken murisin ölümünden sonra mirasçıları adına paylı olarak tescil edilmiş, paylı maliklerden ... dışındaki bir kısım paydaşlar tapudaki paylarını 16.07.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile sağ eş ...’ye temlik etmişler, ... temlik aldığı paylarla birlikte kendi payını 23.02.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satmayı vaat etmiştir. Böylelikle davacının davalılardan ...’in payını temlik aldığı anlaşılmaktadır....

          Noterliği’nde 08.01.1997 günü resen düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... 25. Noterliği’nde 22.04.2005 günü resen düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir. Dosya içerisinde bulunan 08.01.1997 tahli satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde davalılar murisi ...'nın ... 1.Noterliği'nin 02.01.1997 tarih 224 yevmiye numaralı vekaletnemesi ile tayin ettiği vekili aracılığıyla satış vaadi sözleşmenin yapıldığı görülmektedir. Davalılar ise 02.01.1997 tarihli vekaletname düzenlenirken murisleri ...'ın sağlık raporu alınmadığını, bu tarihte murislerinin ehliyetsiz olduğunu, dolayısıyla 08.01.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece bu hususlarda araştırma yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece ... 1.Noterliği'nde düzenlenen 02.01.1997 tarih 224 yevmiye numaralı vekaletname ve varsa buna ilişkin sağlık raporu ilgili noterlikten getirtilmeli, davacılar murisi ...'...

            Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde, dava konusu satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak bu sözleşmeyi yaptığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vekil ...'nın vekalet görevini kötüye kullandığını, davacıların murisi ...'in de bu durumu bildiğinden kötü niyetli olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre satış vaadi sözleşmesi yapmak üzere ...'ya vekalet veren davalıların murisi ...'in 29.05.1996 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olup satış vaadi sözleşmesi ...'...

              Noterliğinin 09.04.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesinde vaat borçlusu dava dışı ...’in 443 parsel sayılı taşınmazda bir kısmını davacıya satmayı vaat ettiği taşınmaz ... adına tapuda kayıtlı iken yenileme sonucu 152 ada 91 parsel numarasını aldığı, 14.08.2000 tarihinde satış suretiyle satış vaadi borçlusunun kızı dava dışı ...’a devredildiği, 25.04.2011 tarihinde ifraz ile 152 ada 195 parsel numarasıyla 378,44 m2 arsa vasfı ile tapuya tescil edildiği ve 27.04.2011 tarihinde de davalı ...'e devredildiği görülmektedir. Davacı, gerek satış vaadi borçlusu ... ile kızı ... arasındaki gerekse ... ile davalı ... arasındaki tapu devirlerinin satış vaadi sözleşmesi bilinerek yapıldığını adı geçenlerin satış vaadi sözleşmesini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi konumunda olduklarını ayrıca taşınmaz üzerine kendisi ve vefat eden eşi tarafından iki katlı eve yapılarak sözleşme tarihinden itibaren de taşınmazın zilyedi olduklarını devirlerin muvazaalı olduğunu iddia etmiştir....

                Noterliği’nce resen düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile 21 parsel sayılı taşınmazdaki 7500/10070 payın satışının vaat edildiğini, bu payın davalı ... tarafından ... 8. Noterliği’nce resen düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, tüm edimler yerine getirildiğinden taşınmazdaki payın adına tescilini istemiştir. Davalı ..., davayı kabul etmiş, davalı ... ise azlettiği vekili ... ... eli ile işlem yapıldığından davanın reddini savunmuştur. Müdahil olarak davaya katılanlar ise, taşınmazdaki dava konusu payı tapu maliklerinin mirasçılarından satış vaadi sözleşmesi ile satın alıp, payın devredilmemesi üzerine, tapuya şerh edilen İstanbul 1.Asliye Hukuk Hakimliği’nin 1976/370-508 sayılı kararı ile hükmen tesciline karar verildiğini, fakat tapuda işlem yapılamadığını, davanın reddini istemişlerdir....

                  UYAP Entegrasyonu