Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi’nin 15.11.2018 tarih, 2018/458 Esas-2018/2194 Karar sayılı ilamı ile “Davacı ile davalı arasında noterde düzenleme şeklinde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi borçlandırıcı işlem niteliğindedir, sözleşenler arasında karşılıklı olarak borç doğurur ve geçerli bir sözleşme olup tarafları bağlar. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile vekalet aynı gün aynı noterde düzenlenmiş olup, davacının bu sözleşme ile, gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamını ...'a sattığını ve satış bedelinin tamamını nakden ve peşinen aldığını kabul edip imzalamasına göre, resmi senedin aksinin ancak aynı değerde bir delille ispat edilmesinin gerektiği, davacının bunu ispat edemediği gibi, öyle bir iddiasının da olmadığı, bu durumda davacının dava konusu ettiği hisse bedelini alıp, taşınmazı üçüncü kişiye teslim ettiği anlaşılmaktadır....

    Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa; iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. (Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/661 Esas, 2018/5376 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2017/3627 esas, 2017/7555 karar sayılı ilamı) Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, maliki olduğu 103 ada 130 parsel numaralı taşınmazın satış yoluyla devredilmesi amacıyla ... 2.Noterliğinde 25.10.2004 tarih ve 15132 yevmiye nolu satış vaadi düzenlendiğini, davalının ... 2.Noterliğinin 08.02.2005 tarih ve 01750 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taşınmazın tapuda devir işlemlerinin gerçekleştirilmesini talep ettiğini, söz konusu ihtarnamede satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazın tamamının 70.000.000.000TL'ye satıldığı ve eşi ...'...

      Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; terditli davada ilk talep taşınmazın aynına ilişkin olup davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve ekleri ile konut teslim tutanağı, ödeme belgeleri, keşif, bilirkişi, tanık, yemin ve yasal tüm delillere dayandığı dava dilekçesi ile sabittir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Taşınmaz daire niteliği ile davalı Teknik Yapı....A.Ş.adına tapuda kayıtlı olup taşınmazın tapu kaydında davalı banka lehine borçlusu davalı Teknik Yapı...A.Ş.olan 11/04/2018 tesis tarihli ipotek bulunmaktadır. Davacı ile davalı Teknik Yapı...AŞ.arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin 12/05/2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi akdedilmiştir....

      A.Ş. arasındaki 20.04.2004 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve menkul eşya satış sözleşmesi başlığını taşıyan 24.8.2004 tarihli sözleşmenin ... A.Ş. ile dava dışı ... Ltd.Şti. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcun teminatı olmak üzere muvazaalı olarak düzenlendiğini iddia etmiştir. Gerçekten, bir sözleşmenin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak hüküm ve sonuç meydana getirmesi için gerçek niteliği bakımından satış vaadi sözleşmesi olarak kurulmuş olması gerekir. Yoksa, sözleşmenin salt bu görünümü taşıması yeterli değildir. Örneğin; taşınmaz satış sözleşmesinin aslında bağış, karz veya teminat amacıyla yapılması her zaman olanaklıdır. Bunun gibi bir taşınmaz mülkiyetinin ileride geçirilmesi amacıyla taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmış, buna rağmen gerçekte teminat amacı güdülmüşse vaad borçlusu ile vaad alacaklısı arasında yapılan bu işlem muvazaalıdır. Muvazaa, kaynağını Borçlar Kanununun 18. maddesi hükmünden alır....

        Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Yukarıda açıklandığı üzere davacılar, dava konusu payı 5.8.1991 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını, sözleşme tapuya şerh edilmiş olduğu halde davalının kötüniyetle söz konusu payı satın aldığını belirterek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davalının taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten satış vaadi sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli gündedavacı vekili avukat ... ile davalılar vekili avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı şirket, davalıların, 04/08/2010 tarihli düzenleme şeklinde noterde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile, ... 5365 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini, 1.000.000,00 Euro bedelle şirkete satmayı vaad ettiklerini, satış bedelinin aynı gün peşin olarak davalıların ......

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paraya karşılık teminat amacıyla düzenlendiğini açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava red edilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Davalıların taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptali için açtıkları davanın aynı yer 2....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paraya karşılık teminat amacıyla düzenlendiğini açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava red edilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Davalıların taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptali için açtıkları davanın aynı yer 2....

                Diğer taraftan 1481 parseli 1.9.2005 tarihinde tapuda satın alan malik davacının davalının satış vaadi sözleşmesi ile kazandığı hakkı bertaraf etmek kastı ile hareket ettiği de kanıtlanamamıştır. Mahkemece bu olgular gözetilerek mülkiyet hakkına dayalı istemin hüküm altına alınması taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı istemin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davalı ve karşı davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 2.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu