Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinde 12.02.2008 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 741 ada 15 parsel sayılı taşınmazın satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiğini ancak tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya taşınmaz rayiç değerinin alınmasını istemiş, 28.06.2012 günü dava değerini 114.639,00 TL bedele yükseltmiştir. Birleştirilen davada davacı ..., davalı ... vekili ... ile davalı ... arasında ... Noterliğinde 30.03.2005 günü düzenlenen satış vaadi sözleşmesi uyarınca 116 ada 14 parsel sayılı taşınmazın satışının vaat edildiğini, ...'ın da bu hakkını ... Noterliğinde 16.03.2006 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi ile tarafına temlik ettiğini, edimini yerine getirdiğini ancak tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya taşınmaz rayiç değerinin alınmasını istemiş, 04.06.2014 günlü ıslah dilekçesi ile de bedeli 183.860,00 TL'ye yükseltmiştir. Yine birleştirilen davada davacı ..., davalı ... ile ......

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tahliye davasına konu ettiği taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin dayanağı olan ilk satış vaadi sözleşmesinin "sıhhat şartı" yokluğundan geçersiz olduğu yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu olan yerin, sıhhat şartı yokluğu nedeniyle geçersiz olan bir satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, zira müvekkilinin kullanımda olan dava konusu yerin satışı, önce müvekkili tarafından dava dışı Ali Çağlar'a, alacağının teminatı olarak müzayeka altında vaad edildiğini, Ali Çağlar'ın da işbu geçersiz satış vaadi sözleşmesine dayanarak davacıya satış vaadinde bulunduğunu, dolayısıyla davacının tahliye davasına konu ettiği satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi batıl olduğundan ikinci satış vaadi sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, ilk satış vaadi sözleşmesi iki açıdan sıhhat yokluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, satış vaadi sözleşmesi, tapu siciline...

    Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile eşine vermiş olduğu vekaletname nedeniyle 2003 yılında satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, satış sözleşmesi imzalandıktan sonra davacının 17 yıl boyunca hiçbir talepte bulunmadığını, 2020 yılı 7. ayında tapunun kendisine devredilmesini talep ettiğini, paranın bu günkü değeriyle daha fazlasını verebileceğini tapuyu devredemeyeceğini söylediğini, dava konusu sözleşmeye konu değerin bugünkü değerinin 14.000,00 Euro olmasına rağmen kendisine 20.000,00 Euro vermeyi teklif ettiğini, ancak davacının bunu kabul etmediğini, davacının dayanmış olduğu satış vaadi sözleşmesi ile ölü doğduğunu, dava konusu parselin 10 yıl boyunca satış vaadine konu edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin de yasadan kaynaklı olarak geçersiz olduğunu, davacının davasının alacak yönünden reddini, tapu iptali ve tescil davasının da reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/11/2018 tarih ve 2017/670 Esas 2018/965 Karar sayılı Kararı ile; " ….… taraflar arasındaki temel ilişkinin Satış Vaadi sözleşmesi olduğu ve her ne kadar satış vaadi sözleşmesindeki davalı yükümlülüğünün yerine getirilemediğinden bahisle paranın iadesine yönelik taraflar arasında borç kabul ve teminat sözleşmesi imzalanmış ise de; satış vaadi sözleşmesi resmi şekle tabii iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup resmi şekil geçerlilik şartıdır. Geçerlilik şartı anlamında resmi şekle tabii sözleşmelerin feshedilmesi de resmi şekle riayet edilerek yapılmalıdır. Tek taraflı irade beyanıyla feshedilemez. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin fesh edilmesine ilişkin resmi şekle riayet edilerek düzenlenmiş herhangi bir fesih protokolü dosyaya ibraz edilememiştir....

      K A R A R Davacı vekili, 1689 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 75/20364'er hissesi davalı ... ve ... adına kayıtlı iken....Noterliğinde düzenlenen 12.07.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 7000 TL bedelle taşınmazı satın aldığını, taşınmazın üzerinde bina bulunduğunu, binaya önemli ölçüde tadilat yaptırdığını belirterek tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili, satış vaadi sözleşmesi yapılırken davacının taşınmazın tapusuz olduğunu bildiğini, taşınmaz üzerindeki binanın zilyetliğinin devrini istediğini, satış vaadi sözleşmesi yapıldığı tarihte tapu kaydının bulunmaması sebebiyle 3194 sayılı yasanın 18 son maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi yapılamayacağını, yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sözleşmenin ancak zilyetliğin devri olarak yorumlanabileceğini, başından beri imkansız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Ön ödemeli satış vaadi sözleşmesi adi yazılıdır. Dava konusu tasarruf satış değil, satış vaadi sözleşmesi olup, adi yazılı olduğu için geçerli değildir. Şayet satış olsaydı, yüklenicinin üçüncü kişiye yaptığı adi yazılı satış sözleşmesi yükleniciye devir gerekli koşullar oluşmuş ise geçerlidir. Davacının zamanında 100.000,00 TL'lik peşinatı da ödemediği sabittir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçerli olmadığından taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri alabilirler. İhtar olmadığı için takipteki faiz talebi haksızdır. Her ne kadar sözleşmenin üçüncü maddesi uyarınca %2'den davalı şirketçe gecikme tazminatı talep edilmiş ise de sözleşme taraflarca geçersiz olduğu için gecikme tazminatı istenemez. İşlemiş faiz talebinin de reddi doğrudur. 50.000,00 TL'nin davalıya ödendiği sabit olmakla, 10.000,00 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğrudur....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilleri ile davalı arasında ... 4.Noterliğinden tanzim olunan 05.12.1994 tarih, 60684 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiğini, bu satış vaadi sözleşmesinde; davalının murisi babası ...den ve sair bilimum murislerinden intikal edecek olan ... İli ... Mahallesi hudutları dahilindeki bilimum gayrimenkullerdeki hak ve hisseleri ile davalı adına kayıtlı bulunan ... İli ......

          satış vaadi şerhinin fekkine/kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....

            Noterliği'nin 29.07.1987 tarihli ... yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile ... murisi annesi ...'ın ölümü ile kendisine intikal etmesi lazım gelen Yeniköy Mahallesi hudutlarındaki gayrimenkullerden hak ve hissesine düşecek olanın tamamını ...'a satmayı vaat etmiştir. ... Noterliği'nin 28.11.2012 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de ..., ... Noterliği'nin 29.07.1987 tarihli ... yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile sahibi bulunduğu gayrimenkulün tamamını alıcısı ...'a satmayı vaat etmiştir. Somut olayda; davacı, dava konusu satış vaadi sözleşmeleri gereğince ... Mahallesi, 1003 ada, 3 parsel sayılı taşınmazdaki ... adına kayıtlı 240/4480 paydan veraset ilamına göre davalılara intikal eden kısmının davacı adına tescilini talep etmiştir. Dava konusu payın 1003 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ... kızı ... adına kayıtlı olduğu, 16.07.2014 tarihinde tapu kaydında yapılan düzeltme ile soyadı eklenerek ... kızı ... olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu