Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır....
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmayarak açılan davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamından anlaşıldığı üzere davaya itirazın iptali davası olarak bakılması halinde icra takip ve yargılama giderleri konusunda karar verilebileceği, somut olayda davacının dava dilekçesinde icra takibinden söz ettiği, dolayısıyla davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilmesi suretiyle takibe vaki itirazın kısmen iptaline karar verilmesinin mümkün olduğu gerekçeleriyle önceki kararda direnilerek takibin 3.239 TL asıl alacak üzerinden 14.01.2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile beraber devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/363 Esas ve 2012/894 Karar sayılı ve 22.08.2012 tarihli kararıyla ve ödeme emrine itirazın geçerliliği hususunun ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davasında incelenebileceği gerekçesiyle reddedilmiş olmasına ve bu durumda davacı HMK'nun 106/1-2 maddesi gereğince tespit davası açabileceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.04.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi. İtirazın iptali davasının koşulları, geçerli bir ilamsız icra takibi bulunması, bu takip sebebiyle çıkarılan ödeme emrine borçlu tarafından 7 günlük itiraz süresinde itiraz edilmesi, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde genel hükümler dairesinde mahkemede dava açılması şeklinde sıralanabilir. Görüldüğü gibi, ödeme emrine karşı geçerli itirazın bulunması, itirazın iptali davasının koşullarından biridir....
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır. Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ---------- Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir. Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez....
de bulunmadığını, menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün kesin hüküm olarak itirazın iptali davasını etkileyecekse de bu durumda en fazla iki davanın birleştirilmesi, bu mümkün olmazsa, menfi tespit davasının, sonra açılan itirazın iptali davasında bekletici mesele yapılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İlamları) Ne var ki, işbu itirazın iptali davasının açıldığı tarih itibariyle, dava dilekçesinin talep sonucunda itirazın iptali ile takibin devamı istenen ... 30. İcra Müdürlüğünün ......
Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır....
Davacı tarafça her ne kadar davalı tarafın Bakırköy icra müdürlüğünde başlatılan icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyerek icra dairesinin yetkisinin kesinleştiğini ve icra takibinin başlatıldığı yerin de itirazın iptali davasında yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de, icra dairesinin yetkisinin kesinleşmesi, itirazın iptali davasını görecek mahkemeyi yetkili hale getirmeyecektir. Zira itirazın iptali davalarında, menfi tespit davalarında icra takibinin yapıldığı yeri yetkili kılan düzenlemeye koşut bir düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmeyen borçlunun, itirazın iptali davası açıldığında mahkemenin yetkiline itiraz edemeyeceğine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davalının süresinde ve usulüne uygun yetki ilk itirazının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Diğer taraftan, itirazın iptali davası, normal bir eda (alacak) davası olup takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra ve İflas Kanununun 68-68a’daki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Buna karşılık elinde İcra ve İflas Kanununun 68-68a’da sayılan belgelerden biri olan alacaklı, itirazın iptali için aynı Kanunun 67. maddesi gereğince bir yıl içinde genel mahkemede dava açmak ya da 68-68a maddesi gereğince altı ay içinde itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. İtirazın iptali davasında görevli mahkeme, genel hükümlere göre belirlenir....
Eğer itirazın iptali kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın iptali kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Zira İİK.nun 269/a maddesinde "takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği önörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu maddede öngörülen sürenin itirazın iptali kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir.İtirazın iptali davasının neticesinin beklenmesinin bir diğer nedeni de itiraz edilen alacağın kesinleşmesidir. Kesinleşmeyen alacak için temerrüt nedeniyle tahliye talep edilmesi mümkün değildir. Davalı borçlular borcun tamamına itiraz ettiklerine göre itirazın iptali kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekmektedir. Ne var ki dosya içeriğinden kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır....