Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Güvence hesabının kendi sorumluluğu TTK ve KTK kaynaklı olmakla ticaret mahkemeleri görevli iseler de, güvence hesabının rücuen açacağı davalar HALEFİYET PRENSİBİ gereği lehdarın açacağı dava ile aynı mahkemede görülmelidir. Dava adi haksız fiil ilişkisinden kaynaklandığından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 21/12/2020 tarih, 2020/466 Esas ve 2020/8778 Karar sayılı kararında benzer husus " Somut olayda, davacı Güvence Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı yönetmelik düzenlemesine göre sorumlu davalıya rücu etmektedir. Davalı gerçek kişidir....

    Ancak Güvence Hesabının açmış olduğu rücu davalarında Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. maddesi uyarıca haksız fiil hükümlerine göre talepte bulunulduğundan görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Somut olayda; davacı Güvence Hesabının davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları zorunlu mali sorumluluk sigortası olmayan aracın karıştığı çift taraflı kaza sonucu zarar gören diğer araç sürücüsüne ödediği maddi zararın rücuen tahsili için davalılara karşı icra takibi başlatmış, davalılarca yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak için işbu itirazın iptali davasını açmıştır. Davaya konu alacak haksız fiilden kaynaklı olup, davanın TTK 4/1. maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davalar kapsamında bulunmaması nedeniyle, davaya bakmak görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun bulunarak davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Güvence Hesabı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 156,73 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı Güvence Hesabından alınmasına, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı Güvence Hesabı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre bozma ilamına uyularak, davalı Güvence Hesabı hakkındaki manevi tazminat davasının reddine, davacı ... için 284,57 TL, ... için 540,55 TL, ... için 532,98 TL, ... için 1.258,82 TL, ... için 2.276,72 TL, ... için 17.969,49 TL'den toplam zarar 22.863,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 1.000,00 TL,davacı ... ... için 1.000,00 TL, davacı ... ... için 1.000,00 TL, davacı ... için 1.000,00 TL, davacı ... ... için 1.000,00 TL ve davacı ... ... için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL.manevi tazminatın olay tarihi olan 20.04.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak ...'a (kendisine aseleten çocuklarına velayeten) verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Bu itibarla HMK'nun 353/1- a,6 maddesi uyarınca,rgo Sigorta A.Ş vekili ve davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....

          Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen kredili mevduat hesabı sözleşmesine istinaden kredili mevduat hesabı açıldığını, ancak bu hesaba ilişkin borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptaline ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 28/12/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı ... A.Ş ile davalı ... ile arasında imzalanan 17.11.2015 tarihli 100.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi ve Cari Hesap Kredisi Sözleşmesi dahilinde, davalı firmaya ticari kredili mevduat hesabı açıldığını, davacı banka tarafından davalıya kullandırılan kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacak tutarları nedeniyle davalılar hakkında T.C. .... İcra Müdürlüğünün ......

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/540 Esas KARAR NO :2022/282 DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) ASIL DAVA TARİHİ:28/08/2019 BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:05/09/2019 KARAR TARİHİ:19/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, ASIL DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı abone arasında 02/08/2014 tarihinde elektrik enerjisi satış sözleşmesinin imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca davacı nezdinde davalının iş yerine ... abone numarasıyla indirimli elektrik enerjisi tedarik edildiğini, davalının sözleşmede belirlenen fatura ödeme günlerde borcunu ödememesi nedeniyle aleyhinde .... İcra Müd.'nün... E....

                SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davalı Güvence lehine hükmedilen vekalet ücretine ve faiz başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazlarının bozma ve neden şekline göre incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı Güvence Hesabı'na geri verilmesine 02/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  O halde, mahkemece davalı Güvence Hesabı aleyhine açılan davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Bozma neden ve şekline göre davalı Güvence Hesabının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleştirilen 2012/144 Esas sayılı davada; davalı ...'ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına; 2011/912 Esas sayılı asıl dosya yönünden; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 3.439,00 TL kalan harcın temyiz eden davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu