Bu durumda alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılabileceği gibi genel mahkemede alacak davası açma yolu da tercih edilebilir. Davacı kooperatif, tercihini itirazın iptali davası açmakta kullanmıştır. Alacaklının borçlunun icra takibindeki itirazına karşılık takibin ilerlemesini sağlaması açısından itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde açtığı davaya itirazın iptali davası denilir....
Esas sayılı dosyasında; takip talebinde borcun sebebinin "fatura alacağı 103.569,16-TL" olarak gösterildiği, davacı vekili 17/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı tamamen ıslah ederek, itirazın iptali davasını alacak davasına çevirdiği, alacak davasının sebebini "ticari iş ilişki içerisinde müvekkilin fazladan yaptığı ödemenin iadesi" olarak gösterdiği, davacının davadan önce yaptığı zorunlu arabuluculuk başvurusu konusu olan icra takibinde borcun nedeni fatura alacağı olduğu, ıslah sonrası alacak davasının konusu ise, fazla yapılan ödemenin iadesine ilişkin olduğu, itirazın iptali davası ile tam ıslah yolu ile değiştirilen alacak davasının konuları birbirinden farklı olduğu,tam ıslah yoluyla değiştirilen alacak davası, önceki itirazın iptali davasının konusundan farklı olduğu ıslah sırasında zorunlu arabuluculuğa başvurması gerektiği gerekçesiyle 6325 sayılı kanunun 18/a maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden karar verilmiştir....
Bu düzenleme gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklının bir sene içinde açacağı “itirazın iptali” davası ile takibe yönelik itirazın iptalini sağlaması mümkündür. Yine Yargıtay içtihatlarında da kabul edildiği üzere, bu yola başvurmayan alacaklının, ister 1 yıllık süre içinde, isterse daha sonra bir alacak (tahsil) davası açarak alacağına kavuşması da 2011/16014-18162 mümkündür. Gerçekten de, alacaklının, başlatmış olduğu icra takibine yapılan itiraz üzerine, “itirazın iptali” davası açma olanağı var iken, tercihini bu yönde kullanmayıp, itiraza uğrayan takip konusu alacağını bir alacak (tahsil) davası ile talep etmesini engelleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2007/889 sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptali ile birlikte, 4.000 TL alacağın tahsili talebine ilişkin olup, toplam 8.067,64 TL üzerinden harçlandırılmıştır. Mahkemece, bu talepler hakkında (itirazın iptali – alacak) belirgin şekilde karar verilmesi gerekirken “itirazın iptali dava aynı konuda olmakla tahsilde mükerrer olmamak kaydı ile icra takibine yapılan itirazın iptali ile, asıl alacak olan 4.000 TL'nin %40 oranındaki 1.600 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine “şeklinde hükmün oluşturulması da doğru olmadığı gibi, mahkemece itirazın iptali davası kabul edildiği halde, asıl alacak tutarının 4.067,64 TL olduğu gözden kaçırılarak, alacak talebine konu edilen 4.000 TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi de kabul şekliyle hatalıdır....
Önceki hükmün, icra takip giderleri ve vekâlet ücretinin alacak davası ile talep edilemeyeceği, ancak itirazın kaldırılması yoluyla veya itirazın iptali davası açılarak talep edilebileceği gerekçesiyle Dairemizce bozulması üzerine, mahkemece alacak davasına, itirazın iptali davası olarak bakılması suretiyle yazılı şekilde direnme kararı verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından mahkeme kararının hukuk tekniği açısından bir direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde bulunması nedeniyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir. Öncelikle davacının açmış olduğu dava alacak davası olup, bozmadan önce ne davacı ne de davalı tarafından söz konusu davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğuna ilişkin bir beyan, ıslah ya da davanın değiştirilmesi amacıyla yapılan bir hukuki işlem mevcut olmadığı gibi bu konuda bir tereddüt dahi ifade edilmemiştir....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır....
Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kıdeme ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir. İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez....
Dava itirazın iptali davası olup, davacı, kredi borcunun ödenmediğinden bahisle 9.669,26 TL asıl alacak, 106,85 TL işlemiş faiz üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatmış, davalı ise takibe sadece faiz ve yetki yönünden itiraz etmiştir. Davacı banka, bu itirazın iptali davasını açarken asıl alacak miktarına da itiraz edilmiş gibi asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden harç yatırmıştır. Davalı sadece faize itiraz etmiştir. Dolayısıyla davacının asıl alacak yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Asıl alacak yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ve sadece faiz yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.)....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır....