Buna göre itirazın iptali ilamı itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. Bu nedenle eda hükmü içeren kısımları dışında ayrı bir takibe konu edilemez. İcra takibinin esasını takip talebi ve buna uygun düzenlenerek borçluya tebliğ edilen oluşturur. İtirazın iptali ilamında takip talebinde ve ödeme emrinde istenen alacak miktarından daha fazla alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş olması bu durumu değiştirmez. Böyle bir durumda itirazın tümden iptal edildiği kabul edilerek, icra müdürlüğünce ödeme emrine uygun olarak dosya alacağı hesaplanmalıdır. Somut olayda da Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13.01.2015 tarihli, 2010/310 Esas – 2015/8 Karar sayılı ilamının itirazın iptaline ilişkin kısmı eda hükmünü içermeyip itirazla duran takibin devamını sağlayan bir karar niteliğindedir. Kaldı ki eda hükmü içerdiği düşünülse bile ödeme emrinde istenen miktarları aşan kısım yönünden alacaklının yeni bir takip yapması gerekirdi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali-alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali-alacak davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, 7.000-TL kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve erken tahliye nedeni ile fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 5.000-TL alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, istek halinde dosyanın Şişli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ödenmeyen kira alacağı için genel haciz yolu ile takip yapmış, tahliye talebinde bulunmamıştır. Alacak miktarı 7.000.-TL'dir....
Alacak ve itirazın iptali davaları sonuçları itibariyle farklı olduğundan mahkemece talebi açıklattırılmış, 14.10.2003 tarihli celsede davacı davasını alacak davası olarak yürütmek istediğini belirterek, davayı alacak davası olarak hasretmiştir. Daha sonra davayı itirazın iptali olarak değiştirmesi mümkün değildir. Mahkemece davaya alacak davası olarak bakılıp, hüküm kurulmuş gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usül ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Birinci bent gereğince hüküm davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 31.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali kararı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamakla, takibe devam edilebilmesi için kesinleşmesine de gerek yoktur. İtirazın iptaline ilişkin kararın ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosyaya sunulması gerekir. Buna göre, itirazın iptali kararı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağı hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez. Ancak, ilamda ilk defa hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya icra emri tebliğ edilmelidir. Somut olayda, alacaklının, itirazın iptali istemiyle açtığı dava sonucunda İstanbul 16....
Somut olayda davacı, alacağının tahsili için daha önce icra takibi başlatmış olup, eldeki davada da, takibe yapılan itirazın iptalini, %40 inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Dava, “itirazın iptali” istemine ilişkin olup, kararın “gerekçe” bölümünde de, “açılan davanın itirazın iptali davası olduğu, itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığı” da açıkça belirtilmiştir. Davada, “alacağın tahsiline” ilişkin bir istem bulunmadığından, “itirazın iptali” olarak açılan ... bu davanın, “alacak” (tahsil) davası olarak nitelendirilmesi ve yargılamanın buna göre sonuçlandırılması mümkün değildir. Nitekim hakim, taleple bağlı olup, talepten fazlasına, ya da talepten başka bir şeye hükmedemez....
İcra Müdürlüğünün 2009/1139 sayılı icra takibine vaki itirazın iptaline, icra inkar tazminatına, diğer takibe yönelik itirazın iptali taleninin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Yerel mahkemece, kararın gerekçesinde davacı bankanın alacak miktarının 29.694,18 TL asıl alacak, 1.147,91 TL işlemiş faiz, 57,40 TL Bsmv olduğu belirtilmiş, hüküm fıkrasında ise itirazın iptali ile takibin devamına denilmiştir. Oysa itirazın iptali davaları, davanın özelliği gereği itiraza uğrayan takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Bu itibarla dava konusu icra takibinde davacı alacaklı 29.694,18 TL asıl alacak, 10.874,64 TL işlemiş faiz, 543,73 TL Bsmv talep etmiştir. Bu durumda mahkemenin gerekçesinde belirlenen alacak miktarı ile takipte istenen alacak miktarları farklı olduğundan bu hal hüküm sonucu ile gerekçe arasında çelişkiye neden olmuştur....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.)....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır. (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.) Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7’nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır. (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.) Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7’nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....