nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında olup yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. İİK.'...
Mahkemece ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği şikayeti dışındaki diğer şikayet ve itiraz nedenleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durum 6100 sayılı HMK'nun 297/2.maddesine aykırı olduğundan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz talebinin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
mahkemece, 18.12.2015 tarihinde “Ek Karar” adı altında dosya üzerinden inceleme yapılarak borçlunun itfa itirazı kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....
İİK'nun 33/1 maddesinde itfa iddiasının ancak yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle ispatı şartı aranmıştır. Ayrıca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı 7 günlük yasal süreye tabidir. Şİkayetçi vekiline icra emri 08/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, dava 7 günlük yasal süreden sonra ikame edilmiş olduğundan itfa itirazının reddi gerekmektedir. İcra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi ise de, takipte nafakanın başlangıcından itibaren talep edilen aylık nafaka miktarının ilama uygun düzenlenip düzenlenmediği süresiz şikayete tabi olup, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ile birlikte talep edilen nafaka miktarının ilama uygun düzenlendiği anlaşılmıştır....
Somut olayda; (iki adet) bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte teminat iddiasında bulunduğu, mahkemece; usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak yasal mevzuat çerçevesinde herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı gibi bu konuda herhangi bir hükme de yer verilmediği, teminat iddiasının ise kabul edilerek dosya üzerinden takibin iptaline karar verildiği ancak iptaline karar verilen takibin uyuşmazlık konusu takip ile ilgisinin bulunmadığı görülmektedir. Bununla birlikte; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a-1. maddesinde; "İcra hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır....
Borçlular, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde icra mahkemesine başvurarak borcun kısmen ödendiğini ileri sürdüklerine göre, bu itiraz itfa itirazı niteliğindedir. O halde mahkemece, icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınıp,borçluların istemlerinin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki tavsifinin yanlış yapılması sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, Karahallı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/27 esas sayılı ara kararı ile borçlu aleyhine hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; yenileme emri ve borç bildirim muhtırasının borçluya 21/03/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlu, itfa itirazı ile birlikte yenileme emrinde bildirilen faiz miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurmuş olup, borçlunun faize ilişkin şikayeti hakkında mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır....
İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.” Bu düzenlemeye göre, icra emri tebliğinden sonraki döneme dair ödeme itirazlarının süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilmesi mümkündür. Öte yandan, borçlunun ilama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı). O halde mahkemece, şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur....
İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasının 3. ve 5. bentlerine göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlu ...'e ödeme emrinin 11.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal (5) günlük süreden sonra 20.02.2015 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....