icra takibinin itfa edilmiş olan, kısmının iptaline, karşı taraf vekillerinin vekalet ücretlerinin itfa edilen kısım dışında yeniden hesaplanmasına, alacak kalemlerine işletilmiş olan faiz başlangıç tarihinin ise karar kesinleşme tarihi olarak yeniden hesaplanmasına, alacak kalemlerine işletilmiş olan faiz başlangıç tarihinin ise karar kesinleşme tarihi olarak yeniden hesaplanmasına, itfa sonrası bakiye kalan kısım olan 20.175,00- TL'lik kısım için ilamlı icra ve takibinin yargılamanın iadesi kararı sonuçlanıncaya kadar geçici olarak tedbiren geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi gereğince borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Borçluların başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede İİK'nun 71. maddesine göre itfa itirazı olup süreye tabi değildir. O halde mahkemece anılan maddeye göre inceleme yapılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2005/8916 E. sayılı takip dosyasındaki alacağı ile takas-mahsup etmek suretiyle ödediklerini beyanla itfa itirazında bulunarak taraflarına gönderilen bakiye borç muhtırasının iptali talebinde bulunduğu, mahkemece; yasal 7 günlük süresi içerisinde başvurulmadığı gerekçesiyle şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.” Bu düzenlemeye göre, icra emri tebliğinden sonraki döneme dair ödeme itirazlarının süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilmesi mümkündür. O halde mahkemece, borçlunun takas-mahsup iddiası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi isabetsizdir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu 11.08.2011 tarihli ibranameye dayalı itfa itirazı olup, mahkemece takibin ilamsız takip olması nedeniyle her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa itirazı süresiz olarak icra mahkemesinde ileri sürülebileceğinden, mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ :Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.05.2012 tarih ve 2012/1149-17272 sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 2.İcra Mahkemesi'nin 24.11.2011 tarih ve 2011/977-976 sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, sunulan ödeme belgesinin, takip konusu borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur.Somut olayda borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı 01.05.2013 ve 26.07.2013 tarihli "Tutanaktır" başlıklı belgelerde, senedin vade tarihi dışında, takibe konu senede açıkça atıfta bulunulmadığı belirlenmiştir. Alacaklı taraf, bu ödemelerin takip konusu bonoya ilişkin olmadığını ve sunulan ödeme belgelerinde takibe konu bonoya atıfta bulunulmadığını savunmuştur. Bu durumda, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesine göre usulünce ispatlandığı sonucuna varılamaz. O halde mahkemece borca itirazın tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede takibe konu borcun itfa edilmesi sebebiyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, davanın reddine karar verildiği görülmektedir....
İİK'nun 33/1.maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' hükmü düzenlenmiştir. Borçlunun ödeme iddiasıyla icra mahkemesine başvurduğu ve dilekçesine eklediği delillere dayandığı görülmektedir. Dayanak belgeler yukarıda yazılı yasal düzenlemede sayılan belgelerden olmadığı gibi ödeme iddiası da alacaklı vekilince kabul edilmemiştir. Bu durumda itirazın reddi gerekirken ödeme iddiası kabul edilerek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir....
İİK'nın 33. maddesinin 1. fıkrasında; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, icra emri, borçluya 12.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, borçlu yasada gösterilen yasal yedi günlük süreyi geçirerek 29.08.2014 tarihinde itirazda bulunmuştur. O halde, mahkemece, takip öncesi itfa itirazının süre aşımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi gereğince itfa itirazının kabulünü istediği, delil olarak takip alacaklısı vekilinin hesabına yatırılan paralar ile ilgili dekont örneklerini ibraz ettiği, ibraz edilen dekont içerikleri , bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre takipten sonra takip alacaklısı vekilinin hesabına takip dosyası borcuna mahsuben yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibarı ile alacaklı vekili olan avukat tarafından icra dosyasında bildirilmediği, ödeme tarihi itibarı ile Av. Gözde Çaçan'ın vekalet görevinin devam ettiği, bu nedenle İİK 71. Maddesi kapsamında itfa itirazının kabul edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İİK'nın 33.maddesinin birinci fıkrasında "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü düzenlenmiştir. Borçlu, icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu, icra mahkemesinde ancak belli belgelerle ispat edebilir. Bu belgeler yetkili mercilerce resen düzenlenmiş veya onaylanmış belgeler ile imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş belgelerdir. Borçlu, borcun itfa edildiğini İİK'nın 33.maddesinde yazılı belgelerden başka bir delille ispat edemez....