bedelini" davacıya ödemediğini, işbu ana para tahvili itfa ödemesinin süresinde yapılmaması sebebiyle davacı ile davalı arasında ... ... kodlu ana para tahvili hakkında yapılandırma sözleşmesinin akdedildiğini, ancak davalının pay sahipleri olan diğer davalıların da bu yapılandırma sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile taraf olunduğunu, borçluların hep birlikte 4.711.929TL ana para tahvil itfa borcu ve bu borcun yapılandırmadan olan faizlerini ödemeyi taahhütte bulunduğunu, ancak yapılandırma sözleşmesinin de vadesinde ödenmediğinden davacı şirket alacaklarını bugüne kadar tahsil edemediğini, borçlular vekilinin takiplere aynı sürede itiraz ettiğini, itiraz üzerine takiplerin durdurulduğunu, davacı ile davalı arasında 18/03/2016 tarihinde finansal danışmanlık ve aracılık sözleşmesinin akdedildiğini, bu anlaşma uyarınca nitelikli yatırımcılara özel sektör tahvili satışı ve aracılığının davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının ana para alacaklarının muhasebe...
Borçlunun, takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK' nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı kararı). Borçluya gönderilen icra emri, ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK.nun 41, 16. maddeleri). İİK'nun 17. maddesinin 1. fıkrası; "Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir" hükmünü içermektedir....
Eldeki davada, davacı borçlu İİK'nın 33. maddesi kapsamında itfa itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu halde mahkemece başvurunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme yönelik bir itfa şikayeti gibi değerlendirilerek yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olarak başka bir şeye karar verilmek sureti ile takip sonrası, hacizli malın başka dosyadan satılması nedeniyle dosyaya giren para ile dosyanın infaz edildiği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi yerinde değildir....
İTFA 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 33 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Takip ilama dayalı olup, borçlu vekili İİK.nun 33/2.maddesine dayalı itfa itirazında bulunmuş, icra mahkemesince borçlunun icranın geri bırakılması talebi reddedilmiş ve karar borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 33/3.maddesine göre; "İcra mahkemesi geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde alacağı karşılayacak nakit veya mercice kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilat veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartıyla temyiz yoluna gidebilir....
İİK.nun 33/2.maddesi gereğince, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zaman aşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.”takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde" borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Borçlunun itfa itirazı icra emrinin tebliğinden sonraki döneme ilişkin ise, itfa itirazının mutlaka noterlikçe re'sen düzenlenmiş veya onaylanmış bir belge ya da icra tutanağı ile ispatlanması gerekir. Burada imzası alacaklı tarafından ikrar edilen belgelere yer verilmemiştir....
kesin hükme bağlayacağı, itfa iddiasının yasa maddesinde aranan belgelerle ispat olunamadığından davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Başvuru bu hali ile İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazıdır. İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlu tarafından sunulan adi nitelikteki belge altındaki imzanın alacaklı tarafından inkarı halinde, icra mahkemesince imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Böyle bir durumda sunulan belge anılan madde kapsamında kabul edilemeyeceğinden itirazın reddi gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itfa itirazına ilişkin uyuşmazlıktan dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin kısmen kabulü ile itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa nedeniyle icranın geri bırakılması isteğidir. Aydın İcra Müdürlüğünün 2020/5755 Esas (yeni esas 2022/41379) sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı vekilince davacı borçlu aleyhine toplam 498.218,54 TL alacağın tahsili talebiyle 20/02/2020 tarihinde başlatılan ilamlı icra takibi olduğu, takibin dayanağını Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/490 E. - 2018/112 K. sayılı ilamının oluşturduğu, davacı borçluya icra emrinin 24/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
Diğer yandan İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğu, borçlu olmadığı, veya borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı, imzaya itirazlarını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ve alacaklının takip hakkı bulunmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Takip dosyası içeriği ve UYAP'ta kayıtlı belgeler incelendiğinde; ödeme emrinin 19/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı/borçlu vekili Av. T2 17/10/2017 tarihinde takip dosyasına UYAP üzerinden aynı tarihte harçlandırılmış vekaletnamesini sunduğu anlaşılmış olup, bu halde borçlunun en geç 17/10/2017 tarihinde takipten ve dolayısı ile ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 24/11/2017 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayeti süresinde değildir....