Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 27.01.2016 tarih, 2015/24216 E., 2016/2344 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlular hakkında başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçlular, icra mahkemesine başvurularında haczedilmezlik şikayeti ile birlikte takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğini ileri sürerek itfa itirazında bulunmak suretiyle takibin iptalini talep etmişler, mahkemece haczedilmezlik şikayeti reddedilmiş, itfa itirazının ise beş günlük itiraz süresinden sonra...

    Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin, bu şikayet yönünden (REDDİNE); 2-Haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre şikayetçilerin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının (REDDİNE); 3-İtfa şikayeti hakkında verilen mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK'nun 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda; şikayete konu takibin, ... ( ...) İcra Müdürlüğü'nün 2012/198 Esas sayılı dosyasında başlatıldığı görülmektedir....

      Borçlunun ilam konusu borcun ödendiğine yönelik başvurusu İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Anılan maddede, icra emri tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun itfa edildiği itirazında bulunabileceği belirtilmiştir. Bunun yanında faize faiz istenemeyeceği yönündeki şikayeti de yine 7 günlük şikayet süresine tabidir. Bu durumda Mahkemece yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince itfa itirazının ve şikayetin süresinde yapılmadığı nazara alınarak reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca. BOZULMASINA, bozma nedeni nazara alınarak borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4....

        Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa şikayetidir. Anılan madde uyarınca; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa şikayetinin İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlunun İİK.nun 71/1. maddesine dayanan itfa şikayeti, belli bir süre koşuluna bağlı olmayıp her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede ödemeye ilişkin birtakım belgeler sunduğu görülmüştür....

          Borçlu, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait ödeme itirazında bulunmuş olmakla, başvuru bu hali ile İİK'nın 149/a-1 maddesi göndermesiyle İİK'nin 33/1. maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK.nın 33/1. maddesine göre kesinleşme öncesi itfa itirazı, icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; borçlunun icra emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti bulunmadığı halde, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla itirazın süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelendiği görülmektedir. O halde; takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazı yasal yedi günlük sürede yapılmadığına göre mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Başvuru, İİK'nın 33. maddesi kapsamında itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın şikayet üzerine yapılacak yargılama usulünü belirleyen 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılmasının uygun görülmesi halinde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği düzenlenmiştir. Somut olayda, borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki talebi, ilamlı takipte itfa şikayeti niteliğindedir....

            İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K. sayılı kararı şikayet konusu yapılan itfa itirazı yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece, borçlunun, İİK'nun 71. maddesi uyarınca ileri sürdüğü itfa itirazının esası incelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak kesin hüküm nedeniyle istemin reddedilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Borçlunun şikayeti takip dayanağı ilamda brüt alacağa hükmedildiği, bu alacağın net miktarlar üzerinden istenebileceği halde, bu lazimeye uyulmadan takip başlatıldığı yönünde ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 33,33/a maddelerinde düzenlenen imhal, itfa ve zamanaşımı itirazı değildir. Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                tarihli taksit bedeli ile aynı taahhüde esas olmak üzere 09/07/2014 tarihine kadar olan taahhüt taksit bedellerini ödeyen sanık hakkında itfa nedeniyle düşme kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, II- Kanun yararına bozmaya konu ihbarnamenin (2) nolu bendi yönünden yapılan incelemede ise; 2004 sayılı İcra ve iflas Kanunu'nun 354/1. maddesinde yer alan, "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer." hükmü uyarınca, itfa nedeniyle tazyik hapsi cezasının yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil edilerek düşmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikayeti olup yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesidir. Bu maddeye göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu, 01.6.2014 tarihli ve alacaklı ... imzalı belgede, şikayete konu takip dosyasına ait hiç bir alacağın kalmadığı belirtilmiştir. Alacaklının belgedeki imzaya itirazı olmadığına göre, belgeye karşı üst kısmının sonradan doldurulduğu iddiaları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. Kaldı ki, aksi ispat edilmediği sürece imza metnin üst kısmını da kapsar....

                    UYAP Entegrasyonu