WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 149/a maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre; borçlu icra mahkemesine başvurarak borcun itfa veya imhal edildiği itirazında bulunabilir. Ancak, borçlunun itfa ya da imhal itirazının bulunmadığı da dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca, mahkemece, borçlunun isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup; mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından onandığı anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 05.06.2014 tarih ve 2013/20062 E., 2014/11595 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İİK.nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlunun dayandığı 23.11.2012 tarihli belge alacaklı vekili tarafından kabul edilmemiştir.Bu durumda anılan bu belge yukarıda açıklanan yasal düzenlemede bahsedilen belgelerden kabul edilemez....

      İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemiş ise de, Yargıtay yerleşik uygulamasına göre alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak alacaklı tarafından ibraname altındaki imzanın inkar edilmesi halinde İcra Mahkemesi'nce bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı kuralı benimsenmiştir. Somut olayda, borçlu tarafından sunulan adi yazılı 18.03.2015 tarihli “Belge ve İbradır” başlıklı belgede alacaklının ilamda adı geçen vekili Av. ...'ın imzası bulunmaktadır....

        İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair sunulan belgenin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, borçlular tarafından ödeme belgesi olduğu iddia edilen banka dekontları ve ekstrelerinde takip konusu senede herhangi bir atıf bulunmamaktadır. Alacaklı vekili bu ödemelerin takip konusu olmayan ve vadesi önce gelen 30.10.2012 vade tarihli başka bir senede mahsuben yapıldığını, takibin dayanağını oluşturan 30.11.2012 vade tarihli senet borcuna ilişkin ödeme yapılmadığını savunmuştur....

          İİK'nun 33/1 maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır'' hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; tarafların ''Miras Taksim Sözleşmesinin Uygulama Esasları Sözleşmesi'' ile takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağını kararlaştırdıkları anlaşılmaktadır. Söz konusu anlaşma borcun imhali niteliğinde olup, İİK'nun 33.madde gereğince taraflarca imzaların ikrar olunması halinde nazara alınarak takibin yapılıp yapılamayacağı değerlendirilmelidir....

            Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocuk için alacaklıya elden ödeme yaptığını ileri sürmüş, ayrıca yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını, posta havale fişlerini delil olarak sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

              İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı borçlu, alacaklının ödeme yapılacağından haberdar olduğunu belirterek harç masraf ve vekalet ücreti alacağı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak bakiye 28.802,20 TL asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmiştir. Davacı borçlu kurum tarafından yapılan borç ödemelerinin takip tarihinden sonra yapıldığı sabittir....

              taşınmaz kaydındaki ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılmasına karar verilerek durumun bankaya müzekkere ile bildirilmesi halinde blokenin kalkacağını belirterek, itfa sebebi ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              Bu haliyle davaya konu takip dosyasındaki alacak itfa nedeni ile sona ermiş olup davacı borçlu itfa iddiasını imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiğinden ilk derece mahkemesince takibin İİK'nın 71/1 maddesi gereğince davacı yönünden iptaline dair verilen karar yerindedir. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

              Belirtilen bu madde hükmüne göre, ancak borcun itfa veya imhal edildiği veya zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması istenebilir. Buradaki itfa deyimi, ödeme, hibe (bağışlama), ibra, her çeşit itfa, terkin, takas gibi borcun son bulma sebeplerini kapsar.(Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sf:808) Borçlu, taraflar arasında yapılan ve imzası inkar edilmeyen protokol hükümlerine göre yeni bir kira akti yapıldığını, infazda tarafların anlaştığı ve ilam haricinde yeni bir hukuki durum meydana geldiğini, ilamın infazının istenemeyeceğini iddia ederek takibin iptalini talep etmiştir. Bu talep, İİK.nun 26. maddesinin birinci fıkrasının göndermesi ile uygulanması gerekli İİK. 24. maddesinde öngörülen icranın geri bırakılması niteliğindedir....

              UYAP Entegrasyonu