Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle davaya konu takip dosyasındaki alacak itfa nedeni ile sona ermiş olup davacı borçlu itfa iddiasını imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiğinden ilk derece mahkemesince takibin İİK'nın 71/1 maddesi gereğince davacı yönünden iptaline dair verilen karar yerindedir. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

İİK’nun 33/1. maddesinde; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Anılan maddenin 1. fıkrasında; ".....İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.” hükmü, 2. fıkrasında; "......Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmü yer almaktadır....

Bu durumda borçluların takip saatinden önce ödemenin bildirildiği iddiası alacaklı tarafından inkar edilmediğine göre, ödemenin takipten önce yapıldığının ve alacaklının haberdar olduğunun kabulü gerekmekte olup, yapılan ödemenin de ilam konusu alacağı ödemenin yapıldığı tarih itibariyle faizi ile birlikte karşıladığı anlaşıldığından, davacıların itfa itirazı sübut bulmuştur. Mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava, yukarıda açıklandığı üzere ilamlı takipte İİK'nın 33/1. maddesine dayalı itfa itirazı olup, bu itirazın kabulü halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takiplerde borca itiraz halinde uygulanması gereken İİK'nın 169/a-5. maddesine göre takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

İİK'nın 33/1. maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacı ödeme belgesi olarak, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmeleri kapsamında düzenlenmiş bonolara dayanmış, bonoların elinde bulunmasının bono bedellerinin ödendiğini gösterdiğini iddia etmiş olup, bu bonolar İİK'nın 33. maddesinde düzenlenen ve itfa iddiasını ispata yarar belgelerden olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Devlet tahvili ve Hazine bonosu gibi menkul kıymetlerin getirisi olan faiz, bu kıymetlerin itfa süresi sonunda gerçekleşmektedir. Erken itfa ya tabi tutulmadıkça söz konusu menkul kıymetlerin le değiştirmesinden elde edilen getiri, faiz olarak nitelenemez. Depoya konu menkul kıymetlerin vade sonu bedeli, ekonomik koşullar gözetilerek ve menkul kıymet satıcısı durumundaki bankanın likit gereksinmesine göre saptanmaktadır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçinin talebinin takibin kesinleşmesinden sonra ki dönemde itfa ya da imhal iddiası niteliğinde olduğu ve her zaman ileri sürülebileceği, her ne kadar dayanılan belgede bulunan imza davalı alacaklı tarafından inkar edilmemiş ise de; belgenin itfa yada imhal unsurlarını taşımadığı, şarta bağlı edimler ve yükümlülükler içerdiği ve bu şarta bağlı yükümlülüklerin dar yetkili İcra Mahkemesinde dikkate alınamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      Maddesine göre, İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece , takibin kesinleşmesinden sonra takibe dayanak yapılan 16/11/2015 tarihli sözleşmede belirtilen çeklerin tamamının davacı borçlu tarafından muhatap bankalara teslim edildiği belirtilerek borcun itfa nedeniyle kapanması talep edilmiş olup, takip talebi ekindeki sözleşme incelendiğinde ödendiği iddia edilen çeklerin seri numaraları keşide tarihleri ve tutarlarıyla , dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen Finansbank , Yapı Kredi Bankası ve Vakıfbank 'a ait çek iadelerine ilişkin belgelerdeki bilgilerin birbiriyle örtüştüğü, ayrıca adı geçen bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılardan da çeklerin elden ödendiği ve keşideci tarafından bankaya iade olunduğunun bildirilmesi karşısında takip sonrası itfa nedeniyle davanın kabulü ile Adana 7.İcra Dairesinin 2015/20049 esas sayılı takip dosyası ile davacı hakkında başlatılan takibin davacı açısından İİK'nun 71/1 maddesi gereğince iptaline karar verilmiştir....

        Somut olayda; takas talebinde bulunan davacının, davalının itfa iddiasına dayanak yaptığı sözleşme başlıklı adi yazılı belgenin içeriğine karşı çıkmış olmasına ve belgede tahrifat iddiasına dayanmış olmasına göre, dar yetkili icra mahkemesince anılan belgenin içeriğinin bilirkişi incelemesi ve tanık beyanları ile geçerliliği tespit edilip itfa belgesi olarak kabulü mümkün olmadığından, haliyle anılan takibe konu borcun itfa edildiği usulünce kanıtlanmadığından ortada takasa engel bir durum olmadığı anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu doğrultusunda davacının takas mahsup isteğinin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

        İİK 'nun 33. maddesinde ise (İcranın geri bırakılması) :(Değişik : 18/2/1965 – 538/17 md.) maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." şeklinde yasal düzenleme mevcuttur ....

        UYAP Entegrasyonu