Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. O halde mahkemece, takip borçlusunca icra dairesine yapılan ödemeler değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak, icra takip dosyasında fazla ödenen bir paranın olup olmadığı tespit edildikten sonra şartları oluşmuş ise icranın geri bırakılması ile varsa fazla ödemenin borçluya iade edilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Borçlu tarafından icra emri tebliğinden önce borcun zamanaşımına uğradığına ve itfa edildiğine dair itirazın 7 günlük süreye tâbi olduğu ve davanın süresinde açıldığı belirtilerek hüküm temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/1. maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir'' hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun başvurusu, bu hali ile İİK'nun 33/1. maddesine dayalı, icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa ve zamanaşımı itirazı olup, borçlu tarafından, icra emrinin tebliği üzerine yasal yedi günlük süre içinde icra mahkemesine başvurulmuştur.O halde, mahkemece, bu kapsamda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 71. maddesi değerlendirilerek, yanılgılı nitelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesi kapsamında, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa şikayetidir. Mahkemece hükme esas alınan 27.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda, 09.04.2010 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamen kapandığı ve 285,25 TL fazladan ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup, şikayet başvurusunun yapıldığı 22.02.2011 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamının ödenmiş olduğu açıktır. O halde; mahkemece, İİK'nun 71. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun itfa edilmesi sebebiyle istemin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Somut olayda, borçlunun şikayet dilekçesinde borcun ödendiğini ileri sürdüğü 16.7.2013 ve 22.7.2013 tarihleri, borçluya ödeme emri tebliğ tarihi olan 16.5.2013'ten ve dolayısıyla takibin kesinleştiği dönemden sonrasına ait olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir....

          İİK'nın 33. maddesinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır. İİK'nın 120. maddesinde, ''Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. Bu halde alacaklılar, alacakları nispetinde borçlunun haklarına halef olurlar....

          İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, ilamlı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Somut olayda, davacı borçlu, ilamlı takibin dayanağı olan mahkeme kararındaki borcun davalının kurumları nezdinde doğan borçlarına mahsup suretiyle 6183 Sayılı Yasanın 23. maddesi uyarınca ödendiğini belirtmiş, dava dilekçesi ekinde Muhasebe ve Finansman Daire Başkanlığının 07/04/2021 tarihli yazısını sunmuştur....

          İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Takip dayanağı İzmir 7. Asliye Hukuk mahkemesinin vasiyetnamenin iptali ilamı, HMK'nın 367. maddesi gereğince kesinleşmeden icra edilebilecek ilamlardan olduğundan alacaklı, ilam tarihi 19/09/2019 tarihinden itibaren, ilamda hükmedilen asıl alacağı, faizini ve ferilerinin tahsilini talep etme hakkına sahiptir....

          Borçlu, bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun ve davalının bir süre kendisinin yanında kaldığından bahisle bakım ve giderlerinin kendisi tarafından karşılandığını iddia etmekte olup bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/02/2019 tarih 2018/5607 esas 2019/2584 karar, 21/01/2019 tarih 2018/4960 esas 2019/591 karar) Davacı tarafından 20/07/2016 ile 28/03/2019 tarihleri arasında birlikte aynı evde yaşandığı iddia edilmiştir. Davalı nafaka alacaklısı da 17/10/2019 tarihli celsede davacının iddiası gibi belirtilen dönemde birlikte yaşadıklarını kabul etmiştir. Nafaka alacaklılarının borçlu yanında kaldıkları süre konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece birlikte yaşanıldığı süreye tekabül eden nafaka miktarı hesaplanarak bu miktar yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....

          Uyarınca, " icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." Davacı borçlu vekili, borcun elden ödendiğini ileri sürmüş, ancak borcun itfa edildiği İİK'nun 33. maddesi kapsamında belge ile ispatlanamamıştır. Takip dayanağı Uşak 2. Aile Mahkemesi'nin 06.12.2016 tarihli, 2016/800 E.- 2016/767 K. sayılı ilamının hüküm bölümünde "...Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuk Ayşe Damla için aylık 600 TL iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, boşanma protokolünün onanarak, boşanma kararına eklenmesine..." karar verilmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin niteliğine göre borçlunun, ancak itfa, imhal ve zamanaşımı itirazında bulunabileceğini, davacı tarafından ileri sürülen hususların dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu