Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 33/2. maddesi uyarınca; icra emrinin tebliğinden sonraki devrede gerçekleşmiş itfa şikayetinin mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına dayandırılması zorunludur.Somut olayda borçlunun itfa şikayetine dayanak yaptığı belge adi nitelikte olup, İİK'nun 33/2. maddesinde sayılanlardan değildir. Bu durumda mahkemece, alacaklının beyanları nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İtfa. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş. ve ... Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 7....

      İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Yargıtay 12....

      Uyuşmazlık; itfa nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. İİK'nın 33/1. maddesinde, ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurarak, borcun itfa veya imhal edildiği itirazında bulunabileceği, ancak itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edilebildiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. İİK'nın 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir."...

      Hukuk Dairesi'nce bozulduğundan, yok hükmünde bir ilama dayalı olarak takibe devam edilemeyeceği gerekçesiyle evrak üzerinde şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 33. maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." Somut olayda takibe konu ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/124 E., 2010/58 K. sayılı ilamında bir kısım davalılar aleyhine açılan alacak davasının reddine, aralarında ...'...

        İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, icra takibi 1500 Sayılı Kuyucuk Tarım Kredi Kooperatifi'nin 26/06/1995 tarih ve 988-987 ve 986 nolu kredi borç senetlerine dayanmaktadır....

          Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, borçlunun, yargılamanın henüz tamamlanmadığı temyiz aşamasında, dava konusu borcun tamamen ya da kısmen itfa edilmiş bulunduğunu iddia ettiği durumlarda -yargılama aşamasında sunulmadığı için Yerel Mahkemece değerlendirilememiş olan ödeme iddiası üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmektedir Eldeki davada, davalı vekilinin ödemede bulunduklarını ileri sürmesi karşısında, ödemeye yönelik belgelerin içeriği ve geçerliliği yönünde araştırma yapılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Şikayet konusu dosyada borçlunun iddiası yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında alacaklı bankaya yapılan ödemeler ile dosya borcunun itfa edildiği şeklinde olup, alacaklı da protokol hükümlerine uyulmadığı için yapılandırma sözleşmesinin hükümsüz kaldığı, bu nedenle bakiye borç için takiplerin yenilendiğini ileri sürmektedir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, protokol kapsamında yapılan ödemeler ile protokol hükümlerinin ihlal edilip edilmediği, dosya borcunun kapanıp kapanmadığı hususunda hesaplar üzerinde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan başka bir borçlunun yeniden yapılandırma sözleşmesinin hükümsüz kalıp kalmadığı hususunda delil tespiti talebiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine müracaatı üzerine 2013/ 78 D. Iş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporundaki tespit edilen bakiye borç miktarı aynen esas alınarak rapor oluşturulduğu, bu hali ile bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı ve hükme dayanak yapılamayacağı anlaşılmıştır....

              Diğer bir anlatımla yargılama aşamasında, borcu itfa eden belge değerlendirilmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkar eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin (HMK 140, mülga HUMK.Md. 202) kabulü zorunludur. Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, borçlunun, yargılamanın henüz tamamlanmadığı temyiz aşamasında, dava konusu borcun tamamen ya da kısmen itfa edilmiş bulunduğunu iddia ettiği durumlarda yargılama aşamasında sunulmadığı için Yerel Mahkemece değerlendirilememiş olan ödeme iddiası üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmektedir Eldeki davada, davalı ...'...

                İİK'nun 169/a-1 maddesine göre borcun itfa edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı gerekmektedir. Dava dilekçesinde, takibe konulan bonolardan kaynaklanan borcun çekler verilmek suretiyle ödendiği iddia edilmiş ise de, davacı vekili tarafından duruşmada itfa iddiasını kanıtlamaya yönelik ellerinde yazılı belge bulunmadığının beyan edildiği, başka bir anlatımla borcun itfası amacıya çekeler verildiğinin yazılı belge ile kanıtlanamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Dava dilekçesi ekinde fotokopisi sunulan çeklerin ödenip ödenmediğinin bankadan sorularak öğrenilmesinin de sonuca etkisi bulunmadığından buna yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu