Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer'i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i nitelikte olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder....

    ve cezai şart işlemi uygulanır ise bedelin davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir....

    kaynaklanan toplam 110.505,13 TL'nin mahsubu ile davalı - karşı davacının cezai şart alacağının 203.654,87 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Taraflar arasında yapılan 31.03.2006 tarihli protokolün ikinci maddesinde davalı tarafından yapılan inşaatın zemin kat 2 numaralı bağımsız bölümündeki dükkanın davacıya satılacağı, üçüncü maddesinde dükkan bedelinin nasıl ödeneceği, dördüncü maddesinde dükkanın teslim tarihi ve beşinci maddesinde dükkanın süresinde teslim edilmemesi halinde her ay için 4.000 USD cezai şart ödeneceği kararlaştırılmıştır. Borçlar Kanununun 158 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. 158. maddenin ilk fıkrasında seçimlik cezai şart, ikinci fıkrasında ise ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir....

        Bu nedenle, davacı taraf, sözleşme uyarınca, peşin olarak ödediği bayilik hizmet bedelinin karşılıksız kalan tutarını ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağı ile satış taahhütnamesinden kaynaklanan cezai şart alacağını talep etmekte haklıdır....

          Bu nedenle, davacı taraf, sözleşme uyarınca, peşin olarak ödediği bayilik hizmet bedelinin karşılıksız kalan tutarını ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağı ile satış taahhütnamesinden kaynaklanan cezai şart alacağını talep etmekte haklıdır....

            Kaldı ki davacı dava dışı taşınmaz malikine karşı yaptığı masraflar ,zararı ve cezai şart bedeline ilişkin dava açmış ve masraf iade edildiğinin bu konuda davanın konusuz kaldığı,cezai şart ve zararı da geçersiz sözleşme nedeniyle talep edemeyeceği kararda belirtilerek bu taleplerin reddine karar verilmiştir. Bu davada ise dava dışı mülk sahibinin davalıya ödediği komisyon vs masraf bedelinin davacının kendisine ödenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davalıya mülk sahibince ödenen bedelin davacıya ödenmek üzere verilmediği görülmekle,geçersiz sözleşme nedeniyle davacı cezai şart talep edemeyeceğinden davacı davasını ispatlayamamıştır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            KARAR Davacı, davalıdan taksitli satış sözleşmesi ile ürünler satın aldığını, vadesi gelen ilk taksiti zamanında ödeyememesi üzerine başlatılan takipte %30 cezai şart, aylık %6 faiz talep edildiğini, sözleşmenin yasaya uygun olmadığını belirterek davalıya icra dosyasından dolayı 4.856 TL borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödenen miktarın istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, dava konusu icra takibine yapılan son ödemeden bir sene sonra açılan istirdat davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

              Davalı ve birleşen dosya davacısı, asıl davanın reddini dilemiş; birleşen davasında davalının 18.665,65 TL tutarında sahte reçete fatura ettiğinin müfettiş raporu ile belirlendiğini, bunun üzerine davalıya yapılan yersiz ödeme ve cezai şart tutarının tahsili amacı ile başlattıkları takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                Her ne kadar davacı 2012 protokolündeki değişikliklerden yargılama sırasında bahsederek, iddialarını ispatlamaya çalışmış ise de, 2012, 2016 ve 2020 protokollerinin 6.12. maddesinde yer alan “Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez....

                  UYAP Entegrasyonu