Maddesinde: “Vergi Mahkemeleri: a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları, c) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler.” düzenlemesi yer almakla birlikte bu kanunda söz konusu düzenlemede yer alan yetki kuralı da genel nitelikte olup 6183 sayılı Kanun ve bu kanunun 68/1. fıkrasında düzenlenen yetki kuralı ise özel nitelik taşımaktadır. 2576 sayılı Kanun 6183 sayılı özel nitelikteki Kanun’un 68. maddesindeki düzenlemeyi ortadan kaldırmadığına göre, özel nitelikteki kanun ve bundan kaynaklanan özel yetki kuralının uygulanması gerekecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, alacaklı vergi idaresi tarafından haczedilen ... ... ... ve ... ... ... plakalı araçların borçluya mülkiyeti muhafaza kaydı ile verildiğini, daha sonra mülkiyet muhafaza sözleşmesinden doğan ayni hakların 3.kişiye temlik edildiğini mülkiyetin henüz borçluya geçmediğini belirterek 6183 sayılı Yasanın 66 ve devamı evamı maddeleri gereğince istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, alacağın araçların trafik cezalarından kaynaklanıdğını, temliğin borcun doğumundan sonra yapıldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Dava,3.kişinin 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Delillerin toplanmasından sonra, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre vekil ile temsil edilen davalı alacaklı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi 1.fıkrası göre ve takip 6183 sayılı Yasa'dan gereğince yapıldığından maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Bu yönüyle uyuşmazlık, 6183 sayılı yasanın 66 ve onu izleyen maddelere dayalı 3.kişinin istihkak davasına ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88/19.maddesine göre Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı yasa hükümleri uygulanır ve bu kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Bu durumda, bu davalı (...) yönünden uyuşmazlığa genel yetkili mahkemelerde (Sulh-Asliye Hukuk Mahkemesinde) bakılamayacağından ...'na yönelik davanın tefrik edilerek dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, davalı idarenin 6183 sayılı Yasa gereğince yaptığı takip sırasında, davacı tarafından borçluya satılan ancak daha sonra iade edilen cihazın haczedildiğini belirterek, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Çarşısı 89/2 ... adresinde ve borçlunun huzuru ile 3. şahsın yokluğunda yapılmıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 66/1-2 cümleleri uyarınca borçlunun istihkak iddiasını içeren haciz tutanağının, yararına istihkak iddiasında bulunulan 3. kişiye tebliğ edilip, 3. kişiye istihkak iddiasında bulunma imkanı ve bunun sonucu olarak istihkak davası açma olanağının yaratılması gerekirken bu prosedüre uyulmamıştır. 6183 sayılı Yasa’nın 67. maddesi 2. fıkrasındaki “borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlu elinde sayılır” hükmü ve yasal karine uyarınca malın borçlu elinde olduğunun kabulü zorunludur. Bu halde kural olarak istihkak davasının 3. kişi tarafından açılması gerekir. Ne var ki, kamu idaresinin 3. kişi yararına yapılan istihkak iddiasının kaldırılması ya da reddi için dava açmasını engelleyen bir yasa hükmü olmadığı gibi, eğer dava kamu idaresince açılmışsa bunu süreye bağlayan bir Kanun hükmü de bulunmamaktadır....
Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak açılan istihkak istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve emsal dosyadaki haczin borçlu şirketin Bursada ki adresi olduğu bu dava konus haczin ise Bandırma da davacı şirketin adresinde yapılmış ve adresin borçlu şirketin adresi olouğu ispatlanmamış bulunmasına göre davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isebetsizdir....
Dava konusu haciz 2002 yılında konulduğuna göre, istihkak iddiasının 6183 sayılı Kanunun 66.maddesinde öngörülen 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediğinin kabulü ile süre aşımından davanın reddi gerekirken işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne varki verilen karar sonuç itibarı ile doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Bu durumda davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 2.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu haciz 2002 yılında konulduğuna göre, istihkak iddiasının 6183 sayılı Kanunun 66.maddesinde öngörülen 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediğinin kabulü ile süre aşımından davanın reddi gerekirken işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne varki verilen karar sonuç itibarı ile doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Bu durumda davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 2.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, davalı Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığının 6183 sayılı Yasa gereğince yaptığı takip sırasında 01 YV 784 plakalı aracın trafik kaydı üzerine 12.01.2010 tarihinde haciz konulduğunu belirterek, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, davacının satın aldığı aracı süresinde adına tescil ettirmediğinden, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....