WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim istihkak iddiasının geçersizliğinin bilincinde olduğu anlaşılan davacı 3.kişi hacizden sonra yasal 7 günlük süre içersinde 06.07.2007 tarihli dilekçe ile istihkak iddiasında bulunmuştur.Bu istihkak iddiası İİK’nun 96/2maddesinde öngörüldüğü şekilde alacaklı vekiline istihkak iddiası dilekçesi ,haciz tutanağı ve örnek 60 varakası ile birlikte 12.06.2007 tarihinde tebliğden itibaren 3 gün itiraz hakkı da verilmek suretiyle tebliğ edilmesine rağmen alacaklı vekili bu 3 günlük süreyi geçirdikten sonra 26.06.2007 tarihinde itiraz etmiştir....

    Somut olayda dava konusu 17.07.2014 tarihli haciz sırasında davacı 3. kişi şirket muhasebecisi .....3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunmuşsa da, muhasebeci.... davacı şirket lehine istihkak iddiasında bulunma hak ve yetkisine sahip olmadığından, geçerli bir istihkak iddiasının varlığından söz etmek mümkün değildir. Davacı 3. kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış başkaca bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece süresinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      İcra Hukuk Mahkemesinde itiraz edilmiş olup, davaların derdest olduğunu, anılan menkullerin tespit işlemi ile kıymet takdir edilmesinin doğru olmadığını, bu nedenle tespit ve takdir işlemlerinin satışa yönelik taleplerde dikkate alınmaması gerektiğinden bahisle icra müdürlüğüne itirazda bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iddianın 17.02.2021 tarihli kararla istihkak iddiası olarak değerlendirilerek İİK'nın 96- 97. maddeleri uyarınca istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, şikayetlerinin özünün 16.10.2020 tarihli haciz tutanağı ve bilirkişi raporunda belirtilen menkullerin rehne konu menkuller olup olmadığına yönelik olduğunu, icra müdürlüğünce taleplerinin istihkak iddiası olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu gibi istihkak iddiası olarak değerlendirilse dahi İİK'nın 99.maddesinin uygulanması gerektiğini öne sürerek icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda; istihkak iddiasının 3. T3 Şirketi lehine çalışanı Yunus Emre Alagöz tarafından ileri sürüldüğü, ancak Yunus Emre Alagöz'ün şirket yetkilisi olmadığı, bu nedenle geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı, dolayısıyla icra müdürlüğünün bu haciz yönünden İİK'nın 99.maddesi gereğince işlem yapılmasına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığı ancak ortada geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından şikayetin kısmen kabulüne, İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2020/25240 Esas sayılı dosyasında icra müdürlüğünün 03.03.2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA" dair karar verildiği görülmüştür....

      İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 20.3.2019 tarihli haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Sait Lala'nın üçüncü kişi şirketin sahibi ...nın halasının oğlu olduğu, üçüncü kişi şirket yetkilisi olmadığı anlaşıldığından anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Ne var ki, davalı üçüncü kişinin hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde istihkak iddiasını içerir 26.3.2019 tarihli dilekçe ile İcra Müdürlüğü’ne başvurduğu görülmüştür....

        Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Temyize konu kararda, takip borçlusu olmayan 3. kişi tarafından ... yararına istihkak iddiasında bulunulduğu, 3. kişinin ... yararına istihkak iddiasında bulunma hak ve yetkisi bulunmadığı ifade edilmiştir. ... isimli firma yetkilisinin ... yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden olmadığı ... tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. O halde davacı alacaklının İİK’nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından; davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece gerekçesi ile çelişecek şekilde davanın esastan kabulüne karar verilerek yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur....

          İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 18.02.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...'ın üçüncü kişinin eşi olduğu ve marketin eşine ait olduğu, market işlerinde eşine yardım maksadıyla işyerinde bulunduğu hususu bizzat kendisi tarafından belirtilmiştir. Anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....

            Bu durumda, davacı 3. kişi haciz sırasında istihkak iddiasında bulunmuş ise de, yasal prosedür işletilmediğinden 13.4.2009 tarihli hacizle ilgili olarak açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir. Bunun yanında, İİK'nin 96/3. maddesi uyarınca, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekir, aksi halde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder. Yedi günlük süre hak düşürücü mahiyette olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Davaya konu 12.03.2010 tarihli hacizde hazır bulunan üçüncü kişinin çalışanı 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunmuştur. Ancak; istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....

              Tüzel kişiyi temsile yetkili olmayan kişinin, haczedilen malın şirkete ait olduğu yolundaki açıklamaları şirket adına yapılmış geçerli bir istihkak iddiası sayılamaz. Somut olayda, dava konusu 09.04.2008 tarihinde yapılan haciz sırasında ve İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük sürede davalı şirket yetkilileri tarafından yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası bulunmadığı ve istihkak iddiasında bulunan şahsın çalışan veya borçlu yetkilinin kardeşi olması sıfatıyla bu iddiayı ileri sürme yetkisi olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerekmektedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, davanın dava koşulu yokluğu nedeniyle reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                Dava, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....

                  UYAP Entegrasyonu