Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.01.1994 gün ve 1-386/25 sayılı kararında açıklandığı üzere Yasanın 653.maddesinde açıkça belirtildiği gibi, irtifak sözleşmesine konu edilen mecra açıkta tesis olunmuş ise, bu takdirde (sözleşmenin yapılması) ve mecranın açıktan geçirilmesiyle irtifak hakkı doğmuş olacaktır. Bu hüküm açıktan geçen mecralarda görülebilirliğin, tapu aleniyet fonksiyonunun yerini tutabileceği görüşünden kaynaklanmaktadır, Ancak hemen ve özellikle belirtilmek gerekir ki, mecra irtifakının tescilsiz iktisabına imkan veren bu istisnai hükümle, hakkın dayanağını teşkil eden mecra irtifakı sözleşmesi veya hakka sebep teşkil eden bir diğer hukuki işlemin usulünce düzenlenmesi gerçeği bertaraf edilmiş değildir. Aksi halde, mecra irtifakının doğduğu kabul olunamaz ve taşınmazın maliki MK. 618 uyarınca tecavüzün men'ini dava edebilir. Bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 08.12.1978 gün 1/592 esas 1077 karar sayılı ilamında da aynen vurgulanmıştır....

    Ancak, mecra geçirilmesini düzenleyen 744. maddeyi tek başına düşünmemek, Yasanın “zorunlu su” başlıklı 761. maddesi ile birlikte ele almak gerekir. Bu hüküm de; “Evi, arazisi veya işletmesi için gerekli sudan yoksun olup, bunu aşırı zahmet ve gidere katlanmaksızın başka yoldan sağlayamayan taşınmaz maliki, komşusundan, onun ihtiyacından fazla olan suyu tam bir bedel karşılığında almasını sağlayacak bir irtifak kurulmasını isteyebilir. Zorunlu su irtifakının kurulmasında öncelikle kaynak sahibinin menfaati gözetilir…” şeklindedir....

      davalıya ait 2918 parselden de 17.50 m2 toplam 35 m2'lik alan için su yolu tesisinin uygun olduğu bildirilmiş ve 35 m2'lik alan için mecra irtifakı kurulmuştur....

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.01.1994 gün ve 1-386/25 sayılı kararında açıklandığı üzere 743 sayılı Yasanın 653. maddesinde açıkça belirtildiği gibi, irtifak sözleşmesine konu edilen mecra açıkta tesis olunmuş ise, bu takdirde (sözleşmenin yapılması) ve mecranın açıktan geçirilmesiyle irtifak hakkı doğmuş olacaktır. Bu hüküm açıktan geçen mecralarda görülebilirliğin, tapu aleniyet fonksiyonunun yerini tutabileceği görüşünden kaynaklanmaktadır, Ancak hemen ve özellikle belirtilmek gerekir ki, mecra irtifakının tescilsiz iktisabına imkan veren bu istisnai hükümle, hakkın dayanağını teşkil eden mecra irtifakı sözleşmesi veya hakka sebep teşkil eden bir diğer hukuki işlemin usulünce düzenlenmesi gerçeği bertaraf edilmiş değildir. Aksi halde, mecra irtifakının doğduğu kabul olunamaz ve taşınmazın maliki M.K.un 618. maddesi uyarınca tecavüzün men'ini dava edebilir. Bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 08.12.1978 gün 1/592 esas 1077 karar sayılı ilamında da aynen vurgulanmıştır....

          Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle ; Öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektirik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir....

            Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır....

            Somut olayda; davacı gerek dava dilekçesinde gerek ise yargılamanın devamı sırasında verdiği dilekçelerde Türk Medeni Kanunu'nun 744. maddesininde hüküm altına alınan mecra irtifak hakkı tesisini istemektedir. Mecra hakkı isteme mahkeme kararı ile oluşturulabilen yenilik doğurucu bir davadır ve bu davaya bakmak Kadastro Mahkemesinin görevi dışındadır. Açıklanan nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 26.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              vd. 124 ada 54, 75 ve 555 sayılı parseller için su yolu mecra irtifak hakkı tesisini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Yukarıda yapılan özetlemeden görülüyor ki, eldeki dava sadece ... tarafından açılan mecra irtifakı tesisi isteminden ibaret değildir. Bu dava dosyası ile başka davacıların açtıkları mahkemenin 2005/118 ve 2005/119 Esaslarında kayıtlı davalar da birleştirilmiştir. Ne var ki, kurulan hüküm “davanın reddine” denmek suretiyle münhasıran 2005/117 Esasta kayıtlı dava içindir. Kaldı ki, birleştirilen davanın tarafları mahkeme karar başlığında gösterilmiş de değildir. Davalar birleştirilmiş olsa dahi her bir dava için ayrı ayrı hüküm tesisi gerekeceğinden mahkemenin bu usul kuralına uymaması kararın bozulmasını gerektirir....

                Mahkemece bozmaya uyulmuş,yargılama aşamasında davacı 16/06/2016 tarihli duruşmadaki beyanında ise kendinin her ne kadar dava dilekçesinde geçit ve mecra hakkı talep ettiği taşınmazın 12 parsel sayılı taşınmaz olarak belirtmiş ise de doğru parselin 11 parsel olduğunu, geçit ve mecra hakkı talebinde bulunduğu taşınmazın 11 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, dava dilekçesini bu şekilde düzelttiğini beyan etmiştir. Mahkemece bozmadan sonra yapılan keşif ve toplanan deliller sonucu; davacıya ait 142 ada 11 parsel nolu taşınmaz lehine, 142 ada 8 ve 12 nolu parseller üzerinden mecra hakkı tesisine,ve davacıya ait 142 ada 11 parsel sayılı taşınmaz lehine 142 ada 10 ve 41 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, aleyhine mecra hakkı tesisine karar verilen 142 ada 8 parsel sayılı taşınmaz maliki ... temyiz etmiştir. Bozma kararına uyulmasına rağmen gereği tam olarak yerine getirilmemiştir....

                  Bu hüküm de; “Evi, arazisi veya işletmesi için gerekli sudan yoksun olup, bunu aşırı zahmet ve gidere katlanmaksızın başka yoldan sağlayamayan taşınmaz maliki, komşusundan, onun ihtiyacından fazla olan suyu tam bir bedel karşılığında almasını sağlayacak bir irtifak kurulmasını isteyebilir. Zorunlu su irtifakının kurulmasında öncelikle kaynak sahibinin menfaati gözetilir…” şeklindedir. Zorunlu su mecra irtifakı kurulmasına ilişkin istemlerde; isteği öne süren kişinin zorunlu su mecra hakkı kurulmasına ihtiyacı olup olmadığının saptanması, taşınmazının bu ihtiyacını karşılama olanağı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, su ihtiyacı varsa bunu kendisinin aşırı zahmet ve gidere katlanmaksızın başka yoldan sağlayıp sağlamayacağının araştırılması, bütün bunların yanında da zorunlu su irtifakı kurulacak kaynak sahibinin menfaatinin gözetilip gözetilmediği hususları üzerinde durulması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu