tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair . Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.03.2013 gün ve 109/50 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 660 parsel sayılı taşınmazın bedelinin vekiledeni tarafından ödendiğini ancak tarafların babaları olan mirasbırakan...adına alındığını, taşınmazın devrinin yapılması amacıyla mirasbırakan ve vekil edenin kardeşleri tarafından vekaletname verildiğini, bundan ayrı babalarının vefatından sonra vekiledeninin anne ve kardeşleri tarafından......
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinafı üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Kural olarak kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine dayalı olarak açılan tescil, tapu iptali ve tescil davalarında; taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilir. Somut olayda 1999 – 2007 yılları arasında yapılan kanal nedeniyle her ne kadar taşınmaz kamulaştırılmamış olsa bile, kanal nedeniyle dava konusu yer kamu emlakine dönüşmüştür. Bu tür yerler hakkında artık tescile, tapu iptali ve tescile karar verilemez. Kazanma koşullarının oluşması halinde tapu iptali ve tescil ya da tescil yerine dava konusu yerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tesbitine karar verilir. Yüksek Yargıtay ve Daire uygulaması da bu yöndedir. Böyle durumlarda davacıya seçimlik hakkı biçiminde herhangi bir hak seçimi sorulamaz. Mahkemece, somut olguda olduğu gibi durumun tesbiti halinde kendiliğinden tescil veya tapu iptali ve tescil niteliğinde bulunan davaların, mülkiyetin tesbiti davasına dönüştüğü kabul edilmelidir....
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olmadığını, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu açıkça beyan ettiği, İlk Derece Mahkemesi'nin 28.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında "Tarafların iddia ve savunmaları ile sulh faaliyetleri çerçevesinde anlaşamadıkları hususların; ... ilçesi ... Mahallesi 100 ada 11 parselde kayıtlı 2. kat 3 no.lu bağımsız bölümün davalıya yapılan devrinde hilenin mevcut olup olmadığı hile olduğu takdirde tapu iptali ve tescil koşullarının oluşup oluşmadığı noktasından ibaret olduğunun tespitine ve ön inceleme duruşması sonucunda düzenlenen tutanağın duruşmada hazır bulunan taraflarca birlikte imza altına alınmasına karar verildi" şeklindeki tespitine davacı vekilince herhangi bir itiraz ileri sürülmeden imzalandığı anlaşılmıştır....
ın dava dışı mirasçıları ...., ...., ...., ..... ve .....'nin ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/1006 E sayılı dosyasında dava konusu 77 ve 95 sayılı parseller bakımından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, 847 sayılı parsel bakımından ise tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekli olarak dava açtıkları, aşamada 95 ve 847 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tefrik kararı verilip ayrı esaslara kaydedildiği, 77 ve 95 sayılı parseller için yapılan yargılama ve Dairenin bozma ilamları doğrultusunda muris muvazaası iddiasının kanıtlandığının belirlendiği, ancak tarafların anlaşması ve davacıların feragat etmeleri neticesinde davaların reddine karar verildiği, muris .....'ın 10.10.1989 tarihinde öldüğü geriye davalı çocukları .... ve .... ile dava dışı çocukları ...., ...., ...., ...., .... ve dava dışı ..... ve davalı ...'nin mirasçıları ile kendisinden önce ölen oğlu .....'den olan torunu davalı ... ile yine kendisinden evvel ölen .....'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/670 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAFRA 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2021 NUMARASI : 2017/233 ESAS, 2021/21 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Muris Muvazaası Nedeniyle) KARAR : Bafra 2....
Bunun dışında İş Kanunu'nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/101Esas sayılı dosyası ile davalılara karşı eldeki dava ile aynı taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat davası açtığı, anılan davada mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesine karar verildiği, aynı neticeyi doğuran sonradan meydana gelmiş olmayan, ilk davada öne sürmediği muvazaa iddiaları ile farklı sebeplerle ikinci kez dava açılmasının hukuken mümkün olmadığı, davacı her ne kadar zararını da talep etmiş ise de taşınmaz bedelinin ödenmesi kararı ile zararın ortadan kalktığı, kaldı ki aynı satış vaadi sözleşmesi ile yapılan bir yargılama ve karar varken sözleşmenin değerlendirilmesi o mahkemece yapılmışken eldeki davada mutlak muvazaanın değerlendirmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....