Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Yargıtaya Geliş Tarihi: 17/06/2022 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    murisin iradesinin fesada uğratıldığını, murisin diğer çocuklarının miras haklarının diskalifiye edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, aşamalardaki beyanında talebini daraltarak miras payı oranında adına tescil istemiş, davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilmemesi halinde terditli olarak tenkis talebinde bulunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -KARAR- Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14.maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesinde, daireler arası işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; iradenin hata nedeniyle sakatlandığı iddiası ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 01.04.2022 tarihli ve 2022/520 Esas, 2022/485 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü: I....

        uymadığı, dava konusu taşınmazların haksız hukuksuz tescil tarihinden bugüne kadar halen davacı müvekkilinin tasarrufunda olduğunu ve malik sıfatı ile kullanmaya devam ettiği, davalının dava konusu taşınmazları resmi şekil şartına aykırılık, lex commissoria yasağına aykırılık, gabin, iradenin fesada uğratılması, aldatma vs sebeplerle mülkiyetini ele geçirdiğini, bu nedenlerle iddialarının tespitini ve malvarlığını açıklanan gerekçeler ve emsal karar doğrultusunda geri istediklerini, davalı bankanın satış ilanıyla dava konusu taşınmazları haksız ve hukuka aykırı bir biçimde satışa çıkardığını, bu nedenle taşınmazların tapu kayıtlarına tedbir konulmasına, söz konusu vefa hakkı sözleşmesinin hukuka aykırılığının tespit edilip tamamlayıcı işlem olan ve tapuda satış şeklinde davalı adına tescil işlemi tesis edilen tapuların tescil işlemlerinin iptali ile dava tarihine kadar malik sıfatıyla hareket eden davacı müvekkili adına tescil edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıdan...

        Bunun sonucu olarak, taraflar sözleşmenin koşullarını ve karşılıklı olarak edimlerini diledikleri gibi belirleyebilirler. Ancak tarafların bu koşulları ve karşılıklı edimleri tayin ederlerken, diğer tarafın içinde bulunduğu olumsuz koşullardan yararlanılmış, bu olumsuz koşullar nedeniyle bir taraf haksız yararlar temin etmişse, buna rağmen sözleşmenin geçerli olduğunu iddia etmek adalet duygularını sarsabilir. İşte aşırı yararlanma denilen kurum bu amaçla kabul edilmiştir. Aşırı yararlanma, taraflardan birinin içinde bulunduğu olumsuz koşulların, diğer tarafın sömürülmesini ve dolayısıyla aşırı yararlanılmasını engelleyen bir hukuksal koruma yoludur" (Ahmet Kılıçoğlu – Borçlar Hukuku Genel Hükümler – 2012 – Sayfa 215). Öğretide ve yargısal kararlardaki hakim görüş nazara alınarak yanılma, aldatma ve korkutma gibi iradenin fesada uğratıldığı hallerde olduğu gibi aşırı yararlanma (sömürme, gabin) halini de iradenin hükümsüzlüğü gibi değerlendirmek gerekmektedir....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan babalarının ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı oğlu ...’a bağışladığını, mirasbırakanın fiil ehliyeti olmadığını, hata, hile ve tehdit ile iradesinin fesada uğratıldığını ve işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğunu, mirasbırakan ile sadece kendisinin ilgilendiğini ve minnet duygusu ile taşınmazının ½ payını kendisine bağışladığını, mirasbırakanın iradesinin fesada uğratılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, iradesinin fesada uğratıldığının ispat edilemediği ve temlikin de bağış olarak yapıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 567 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tek katlı ev olmasına karşın zemindeki 3 katlı evin kendisine ait olduğunu, davalının taşınmazının sadece arsasını satın alacağını, 3 katlı evin ise kendisine kalacağı telkinine rağmen taşınmazın tamamını kendi adına tescil ettirdiğini, iradesinin fesada uğraması ve sakatlanması nedeniyle satış işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, yapılan satışın usulüne uygun olduğunu, satış esnasında davacının yanında kızı ve oğlunun da olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temlikin irade fesadı ile sakat olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, asıl ve birleşen davalarında; ortak miras bırakanları olan dedesi ... malik olduğu 285 ada 5 sayılı parsel ve 293 ada 3 ile 12 sayılı parselleri oğlu olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve adına tescile karar verilmesini istemiş, daha sonra 3 ile 12 sayılı parsellerin satılmış olması nedeniyle bu taşınmazlar yönünden davasını bedele dönüştürmüştür. Davalı, karşı davasında; miras nedeni ile aleyhinde dava açmaması şartıyla malik olduğu 5775 sayılı parseli yeğeni olan davacıya devrettiğini, yine de aleyhinde yukarıda belirtilen davanın açıldığını, iradesinin fesada uğratılması nedeniyle devir işlemini yaptığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir....

                işbu beyanlar ve olaylar üzerine müvekkil ve eşi aslında her şeyin en başından itibaren kurgulanmış bir senaryo olduğunu, davalı abla ve dava dışı müteahhit tarafından dolandırıldıklarını anladıklarını, davalı ve ihbar olunan hakkında nitelikli dolandırıcılıktan savcılığa şuç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, satış sözleşmesinin mutlak butlan ile iptali aksi halde müvekkilin iradesinin hile ile fesada uğratılması nedeniyle dava konusu 244 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu