gerekçesi ile karar verilmiş ise de bu konuda kıymet takdiri yapılmadığını, Yargıtay kararlarında başkaca haciz bulunmasının yeterli kabul edildiğini, değerin borcu karşılayıp karşılamadığı konusunda gerekçe gösterilmediğini, yine Yargıtay kararlarının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açılan takiplerde tek tahsil harcı alınması gerektiği, dosyada birden fazla hacizli taşınmaz veya araç bulunması halinde bunlardan sadece birisi üzerindeki haczin kaldırılması talebi halinde harç alınmaksızın harcın kaldırılması yönünde olduğunu, Harçlar Kanunu'nda hacizlerin kaldırılması hali için öngörülen yasa maddesi bulunmadığını, hacizlerin tümünün kaldırılması istenmediğinden alacağın haricen tahsil edildiği sonucuna varılamayacağını ve bu nedenle tahsil harcı istenemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, icra müdürlüğünün harç alınması yönündeki 30/10/2019 tarihli kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
ödemelerini yaptığı taşınmazın, ipotek ve hacizlerin arındırılarak tapu sicilinde müvekkil lehine tüm takyidatlardan ari bir şekilde tesciline, dava konusu taşınmazın ipotek veya haciz alacakları tarafından cebri icra yoluyla satışın engellenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, taşınmaz üzerindeki ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, bunun mümkün olmadığı takdirde rayiç değerinin tespiti ve tahsili talebine ilişkin olup, davacının öncelikli talebi ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesine aittir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.9.2002 gününde verilen dilekçe ile hacizlerin ve ipotek şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.5.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı S.S.K. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 5018 Sayılı Yasa uyarınca davalı idare genel bütçeye dahil kuruluşlar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 14.2.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosya kapsamı itibariyle şikayet konusu edilen taşınmazlardan ... ili, merkez ilçesi, .... 751 parsel sayılı taşınmaz üzerinde Şekerbank T.A.Ş lehine 17.12.2015 tarih, 19292 yevmiye numaralı ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 25.01.2019 tarihli müzekkere cevabında; ipoteğe konu borcun zirai kredi borçlarının teminatı olduğu ve halen devam ettiği bildirilmişse de; dosya içerisinde mevcut ipotek akit tablosunda yer alan "...doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ...teminatını teşkil etmek üzere ... ipotek tesis edilmiştir” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmakta, bankanın ipoteğin zirai kredi sözleşmesinden kaynaklandığını bildirmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda davacının maliki bulunduğu dava konusu taşınmazın tapu kaydında lehine ipotek şerhi işlenen ipotek alacaklısı Akbank ile ipotek borçlusu şirketin işbu dava dosyasında davalı oldukları, dava dışı 3. kişi olmadıkları, davalı olarak davada taraf oldukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin ipotek ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Bağımsız bölüm no 117 taşınmazı davalıdan satın aldığını, satış bedellerini ödediğini, satış bedelinin tamamının ödendiğini davalı T3 Koza şirketinin bu durumu kabul ettiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme gereğince taşınmazın 30/11/2017 tarihinde müvekkiline teslim edilmesi kararlaştırılındığını, ancak teslimatın gerçekleşmediğini, geç teslim nedeniyle kira kaybı meydana geldiğini, müvekkil lehine tapuda tescil yapması gerektiğini, ancak davalı T3 koza şirketinin müvekkilinin haberi ve bilgisi olmadan, bankaya şirketlerinin kerdi temini için satış vaadi sözleşmesi ile müvekkil adına kaytı ve tescil edilmesi gereken taşınmazın üzerine, banka lehine ipotek tesis etttiğini, davalının alacaklıları tarafından müvekkil adına tescil edilmesi gereken taşınmazın kaydına haciz şerhi konulduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve davalıdan kaynaklanan tüm ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına, müvekkilinin ödemelerini yaptığı taşınmazın, ipotek ve hacizlerden arındırılarak...
Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın konut satımından kaynaklı tapu iptal ve tescili ile ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olduğu, her ne kadar dava öncesinde davalı hakkında iflas kararı verilmiş ise de; davada, davalı/müflis şirketin iflas masasına giren mal ve haklara ilişkin alacak iddiasının söz konusu olmadığı, diğer bir deyişle davanın kayıt kabul davası niteliğinde bir alacağa ilişkin bulunmadığı ve davacının tapu iptali ve tescil istemi ile ipotek ve hacizlerin kaldırılması talebi yönünden İİK'nın 235. maddesinin uygulama alanının bulunmadığı, davacı ile davalı müflis şirket arasında 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi bulunduğu, davacının satıcı ve yüklenici olan davalı muflis şirket karşısında tüketici konumunda olduğu, dolayısıyla tüm davalılar yönünden özel görevli mahkeme olan tüktici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla; husumet iflas masasına yaygınlaştırılmak suretiyle uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....
Davalı banka, davacının bankalarına borcu olmadığını ve dava konusu taşınmazlar üzerinde ipotek şerhi olmadığını belirtilmiştir. Davalı SGK vekili ise,görevli mahkemenin icra mahkemesi olduğunu ve 2 sene içinde satış istenmediğinden hacizlerin düştüğünü, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, vergi idaresi yönünden davadan sonra hacizlerin kaldırılmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının diğer banka ve SGK'na borcu olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne verilmiş; hüküm, davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı borçlu, davalı ... Güvenlik Kurumunun prim alacağı, Vergi İdaresinin ise vergi alacağı nedeniyle 6183 Sayılı Yasaya göre, davalı bankanın ise kredi borcu nedeniyle İİK'na göre yapılan takipler sırasında mülkiyeti kendisine ait olan dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerine konulan hacizlerin ve ipoteğin davalılara olan borcunu ödemesi nedeniyle kaldırılmasını istemiştir....
İlk derece mahkeme kararına karşı davacı kadın vekili tarafından ihtiyati haciz şerhlerinin kaldırılması talepleri konusunda görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı Gelir İdaresi vekili tarafından ise, hacizlerin kaldırıldığını, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilerek müvekkili kurum lehine dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve ücreti vekalet takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece meskeniyet iddiası kapsamında hacizlerin kaldırılması hususunda yargılama yapma görevinin icra hukuk mahkemesine ait olduğundan dava konusu taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılması talebi yönünden mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de; davacının ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinin dava konusu taşınmazın...