Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kat, 8 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın niteliği itibariyle aile konutu olduğunu, konu taşınmaz üzerine davalı banka tarafından ipotek konulduğunu, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunup bulunmamasının önemli olmadığını, ipotek tesis edenin bir banka olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğunu, aile konutu olmasa dahi gerekli özen ve yükümlülük gösterilseydi taşınmazın aile konutu niteliği olduğunun banka tarafından anlaşılabileceğini, tesis edilen ipotek için müvekkilinin rızasının alınmadığını, ipoteğin başından itibaren geçersiz olduğunu, kaldırılmasının ve fekkinin gerektiğini beyan ederek müvekkil açısından telafisi imkansız zararları önlemek adına Akşehir İcra Müdürlüğünün 2020/1757 Esas sayılı dosyasındaki işlemlerin ve 16/03/2021 tarihinde yapılacak satışın teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, Konya ili, Akşehir ilçesi, 1399 Ada, 6 Parsel, Yarenler Mah. 2. Blok, 3....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya arasında bulunan 20.04.2007 tarihli ipotek senedine göre, davalı ... tarafından ... lehine, dava konusu taşınmaza yönelik 90.000 TL bedelli süresiz ipotek tesis edildiği ve dosya arasında bulunan 2013 tarihli tapu kaydında bu ipoteğin göründüğü anlaşılmakta ise de, 2013 tarihinden sonraki dönemde bahsedilen ipoteğin devam edip etmediğinin denetlenebilmesi amacıyla dava konusu taşınmaza ilişkin son işlemleri de gösterecek şekilde beyanlar ve şerhler hanesindeki kayıtları da içerir tapu kaydının dosya arasına alındıktan sonra Dairemize gönderilmek üzere, dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 08.03.2016 (Salı)...

    ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2018 NUMARASI : 2016/495 ESAS 2018/69 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu Şerhi Konulması - İpoteğin Kaldırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı T5 davacının muvafakatı olmaksızın Karabük İli, Safranbolu İlçesi, Bağlarbaşı Mahallesinde bulunan 695 ada 44 parselde kaim 6.Blok 4 nolu bağımsız bölümdeki aile konutu vasfındaki taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, kurulan ipoteğe davacının muvafakatının olmadığını, her ne kadar tapu kayıtlarında aile konutu şerhi yer almasa da bankanın ipotek koymadan önce yaptırdığı incelemede dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olduğunu beyanla taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

    Türk Medeni Kanunun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....

    Aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise bu dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir. Tüm dosya kapsamı, dinlenen tanıklar, taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davalı üzerine kayıtlı tapu kayıtları incelendiğinde 3 nolu Erdoğdu mahallesi, 1261 ada, 29 parsel, F blok, kat 6, bağımsız bölüm 17'deki taşınmaza daha önce davacının talebi ile aile konutu şerhi konulduğu, tarafların uzun yıllar bu adreste yaşadığı, davacının bu konut dışında dava konusu konuta da aile konutu şerhi konulmasını talep ettiği, iki konuta birden aile konutu şerhi konulamayacağı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bu evin kendisinin aile konutu olduğunu, T3'ın kötü niyet besleyerek eşinin evini tarafına geçirmesini sağladığını, muvazaalı bir satış adı altında aldığını, 6....

    dava ikame edildiğini, dava konusu edilmek istenen ipotek kaydının fek edilebilmesi için yasanın somut olarak aradığı hiç bir şart gerçekleşmediğini, borcun sona ermediğini, dolayısıyla, hukuki nitelendirmesi Mahkeme'ye ait olmak üzere; haksız ve mesnetsiz işbu davanın öncelikle bu yönüyle de reddedilmesi gerektiğini, dava ve hatta ipotek tesis tarihinden önce davacı tarafından davaya konu gayrimenkul üzerine TMK. m.194 icabınca “Aile Konutuşerhi koydurulmadığından, müvekkil banka lehine tesis edilen ipotek işleminin geçerli, usul ve yasaya da uygun olduğunu, davacının davaya konu gayrimenkulün aile konutu olduğunu ve müvekkil bankanın davaya konu ipotek tesis işleminde kötü niyetli olduğunu ispatlaması gerektiğini, Davacının aile konutu olduğunu iddia ettiği gayrimenkul üzerinde 3. şahısların iyi niyetli olarak ayni hak kazanımlarının engellenmesi için tapu siciline ''aile konutu'' şerhi konulması işlemini gerçekleştirmesi gerekirken; ipotek tesisi işleminden yaklaşık 11 yıl sonra...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin eşinin müvekkilden habersiz ve rızası dışında konuta ipotek verdiğini, müvekkilin yapılmış icra takibi neticesinde bu durumu öğrendiğini, öğrenir öğrenmez ilgili davayı açtığını, konutun aile konutu olduğunu, tarafların başkaca evleri bulunmadığını, müvekkilin süresiz muvafakatnameyi imzaladığını dahi hatırlamadığını, muvafakatnamede kimin lehine ipotek verileceği, ipotek miktarı ve bunun gibi hiç bir belirleyici somut ibare bulunmadığını, lehine ipotek verilen şahıs ile müvekkilin husumeti bulunduğunu, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de yanlış hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Davaların ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

    Kat, 6 nolu bağımsız bölüm üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı T4 A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edilenin aksine söz konusu ipotek tesis edilirken ipotek tarihi ile aynı tarihli olan (23.02.2015) eş rıza belgesi bulunduğunu, ayrıca davacının kimlik fotokopisinin de bankaya teslim edildiğini, banka ile davalı T3 arasındaki kredi ilişkisinde ipotek ilişkisinin sadece davaya konu taşınmazla ilgili olduğunu, bu taşınmazla ilgili olmak üzere de davacı tarafından imzalanmış rıza belgesi bulunduğunu, davacı tarafından dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulması talep edilmiş ise de, bu talebin bankaya karşı yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    TMK'nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. TMK'nın 194. maddesinin birinci fıkrası; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

      Kat 5 nolu bağımsız bölümün Aile Konutu olduğunun tespitine, davacının dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulması isteminden ibarettir....

      UYAP Entegrasyonu